Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1451 E. 2021/1430 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1451
KARAR NO : 2021/1430
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI: 2017/156 E – 2018/486 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket kontrol memurları tarafından davacıya ait işyerindeki sayacın, 08/12/2016 tarihli Sayaç Değiştirme Tutanağı ile değiştirildiğini ve sökülen sayacın kontrol amacıyla davalı kuruma ait laboratuvara gönderildiğini, sayaçtaki son okumanın 01/08/2016 olduğunu, laboratuvar sonucuna göre sayacın R,S,T fazlarına müdahale edildiği şeklinde tamamen gerçeğe aykırı tutanak düzenlendiğini ve bu tutanağa dayalı olarak tespit edilen toplam gücün 0.6 kullanım faktörü alınmadan bir yıl geriye gitmek suretiyle 25.805,90 TL kaçak ek elektrik faturası ve 792,30 TL kaçak tahakkuku olmak üzere toplam 26.598,20 TL elektrik bedeli tahakkuk edildiğini, davacının, bu dönemdeki kullanığı elektriğin ölçü devresindeki sayaç tarafından kayıt altına alındığını ve bu tüketimleri de davalı kuruma ödediğini, tutanaktan sonraki ortalama tüketimlerine bakıldığında tutanak öncesi ile sonrası arasında bir dengesizlik olmadığı, davacının kaçak kullanımı olmadığının sabit olduğunu, kaçak kullanım olup olmadığının, tutanak öncesi ile tutanak sonrası ortalama tüketim değerlerine göre tespit edileceğini, davalı kurumun gerçek zararı olan sayaç üzerindeki işareti esas alarak endekse dayalı gerçek tüketim üzerinden normal fatura tahakkuk edilmesi yanında tüketilen enerji bedeli dışında haksız zenginleşme sağlayacak şekilde kullandığı elektriğin iki katı oranında kaçak elektrik bedeli tahakkuku yapılmasının Yargıtay kararları, hakkaniyet ve dürüstlük kuralı ile çeliştiğini ileri sürerek , tahakkuk edilen toplam 26.598,20 TL oranında borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının bulunduğunu, davacıya ait aboneliğin bulunduğu tesisata ait mahalda 08/12/2016 tarihinde yapılan kontrolde sayacın arka kısmından 2 ayrı yerden delik olduğu ve sayacın R ve T fazda kayıt yapmadığı tespit edilerek sayacın laboratuvara sevk edildiğini, laboratuvarda yapılan kontrolde sayaçta gövde kapağı açma ikazı olduğu, sayacın arkadan delinerek R,S,T fazlarına ait akım bobinlerine müdahale edilmiş olduğu, R ve S fazlarında kayıt yapmadığı ve S fazında %66,55 değerinde eksik kayıt yaptığı tespit edilerek kaçak tespit edildi sonucu bulunduğu, çıkan sonuca istinaden davacı adına zabıt tanzim edildiği, zabıt için tespit esnasındaki toplam 105A.lık akım değeri ve yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereği 792,30 TL kaçak bedeli ile 25.805,90 TL kaçak ek tahakkuk bedeli olmak üzere toplam 26.598,20 TL bedel tahakkuk ettirildiğini,yapılan tahakkukların mevzuata uygun olduğunu beyanla , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 3173385 nolu tesisat aboneliğine ilişkin davalı tarafından tahakkuk ettirilen 792,30 TL kaçak tahakkuku ve 25.805,90 TL ek tahakkuk olmak üzere toplam 26.598,20 TL lik faturanın 16.646,95 TL lik kısmından davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Kararı istinaf eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;kurulu güç yerine tesbit anında devreden geçen akımın ortalama akım miktarının kurulu güç olarak esas alınmasının hatalı olduğu,doğru bulgu ve belge bulunmasına rağmen ek tahakkukta 90 günlük sürenin esas alınmasının da hatalı bulunduğu,12/11/2012 de davacının abone olduğu,29/08/2013 tarihiden itibaren tüketim değerlerinin düşmesinin kaçak başlangıcı olarak kabul edilip,buna göre hesaplama yapılması gerektiği,müvekkilince yapılan hesaplamalarda hata ve mevzuata aykırılık bulunmadığı ,kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, Kaçak elektrik kullanıldığına ilişkin tahakkuktan borçlu bulunmadığı talebine ilişkindir.Mahkemece yargılamada alınan ve elektrik mühendisi ve makine mühendisinden oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen 02/11/2017 tarihli raporda; 08/12/2016 tarihinde dava konusu tesisatın bulunduğu işyerine giden BEDAŞ kurum çalışanlarının “yapılan kontrolde sayacın arkadan iki ayrı yerden delik olduğu ve sayacın R ve S 2 fazda kayıt yapmadığı tespit edildi. Laboratuvara sevk edildi. Devreden geçen akımlar (R.50 A, S.5 A, T.50 A)” şeklinde tutanak düzenledikleri, davalı kurumun tutanağına ve laboratuvar muayene raporlarına istinaden kaçak elektrik enerjiisi kullanımı olarak kabul ettiği, tutanakta yer alan akım değerlerinden ortalama akım değerini hesaplarken 35A alması gerekirken sehven 38.5A aldığından sonucun 792.30 TL olarak çıktığı, ayrıca davalının geriye dönük eksik tüketim hesabı yaparken Yönetmeliğin kaçak tüketime ek olarak 1 numaralı alt bent çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır hükmüne istinaden, doğru bulgu ve belge varmış gibi 353 gün geriye dönük eksik tüketim hesabı yaptığı için eksik tüketim bedelini 25.805,90 TL olarak hesapladığı, geriye dönük eksik tüketim hesaplamasında sürenin 90 günü geçemeyeceğini, kaçak tüketim ile kaçağa ilişkin normal tüketim hesabında sürenin 12 ayı geçemeyeceğini, birim fiyatlar üzerinden gecikme zammı hesaplanmaksızın hesaplama yapılması gerektiğini, ortalama çalışma saatlerinin de 8 saat olarak kabul edilmesi gerektiği, yönetmeliğe göre yapılan hesaplamaya göre 9.231,41 TL fatura tahakkukunun gerektiği görüşü bildirilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ,ek tüketim hesabı ile ilgili olarak olayda doğru bulgu ve belge olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmaktadır.Davalı taraf,davacının abone olduğu tarihin 12/11/2012 tarihi olduğu, 29/08/2013 tarihinden itibaren tüketim miktarlarında azalma olduğu ,bu tarihin kaçak kullanım başlangıcı olduğu ileri sürülmüştür.Bilirkişi ise raporunda, eski ve yeni saşaç tüketimlerinin kıyaslamasını yaparak ,yeni sayaç takıldıktan sonra tüketimde artış olduğunu belirtmiş olmasına rağmen, tüketim ekstreleri incelenerek tüketimin düşmeye başladığı tarih tesbit edilmemiş, doğru bulgu ve belge olmadığı gerekçesi ile 90 günlük süre için ek tüketim hesaplaması yapmış olup,bu hesaplamanın yönetmeliğe aykırı olduğu, bu istinaf sebebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.Bu durumda , mahkemece, kaçak ve ek kaçak tüketim miktarının hesaplanması bakımından öncelikle davacının kaçak kullanım başlangıç tarihinin tespiti açısından, dosya arasında bulunmayan kaçak tutanağı öncesi döneme ilişkin davacıya ait tüm tüketim ekstreleri dosya arasına alındıktan sonra yeni bir bilirkişiden/bilirkişi heyetinden; kaçak tutanak tarihindeki EPTHY uyarınca kaçak kullanımın başladığı yani ihtilafsız dönemin sona erdiği tarihin saptanması, ,bunun saptanamaması halinde, toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0,60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak esas alınarak kaçak ve ek tüketim bedelinin hesaplanması hususunda rapor alınması gereklidir.Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/05/2021