Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1434 E. 2021/823 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1434
KARAR NO: 2021/823
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2019
NUMARASI: 2017/801 E – 2019/368 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının lokanta olarak kullandığı işyerini 01.03.2011 tarihinde kiraladığı ve davalı ile 04.03.2011 tarihinde doğalgaz abonelik sözleşmesi yaptığını, davacının önceden mevcut doğalgaz sayacını kullanmaya devam ettiğini, davalı saha görevlilerinin 24.12.2016 tarihinde davacıya ait işyerine gelerek mevcut doğalgaz sayacının 10 yıldan fazla süredir kullanıldığını belirterek sayacın mühürlerinde sorun gözüktüğünü ve artık sayacı yenileyeceklerini söyleyerek değiştirdiklerini, 4-5 ay boyunca fatura gelmediğini, davacımn faturalarını … ödeme merkezinde ödediğini, 07.03.2017 son ödeme tarihli 36.130,00 TL lik fatura geldiğini, buna internet sayfasından itiraz ettiğini, aradan 1 ay geçtikten sonra tekrar sorduğunda beklemesi gerektiğinin belirtildiğini, 2017 Haziran ayma kadar beklediğini, yeniden itiraz sonucunu sorduğunu, davalı görevlilerinin 15.06.2017 tarihinde davacı işyerine gelip sayacı 2. kez değiştirdiklerini, daha sonra 14.09.2017 tarihinde 22.792,00 TLTik fatura geldiğini, davacımn bu faturadan sonra tekrar davalı kuruma başvurduğunda sayaca müdahale olduğundan sayaçların değiştirildiğini öğrendiğini,davacının sayaca müdahale etmediğini,işyerinin küçük bir lokanta olduğunu, bu çapta bir işyerinde aylık 3.500.-TL doğalgaz tüketilemeyeceğini, sayaca müdahale edilmiş olsa dahi faturaların usulsüz olduğunu, Doğalgaz Piyasası ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 42. Maddesinde bunun belirtildiğini, 1 yıllık süre için fatura düzenlenebileceğini, bu nedenle davacıya ait işyerinde en fazla 24.12.2015/2016 tarihleri arasında eksik tüketim faturası yapılabileceğini, ancak 36.130,00 TLTik faturanın 19.08.2015-15.08.2016 tarihleri arası için hesaplandığını, bunun hatalı ve yönetmeliklere aykırı olduğunu, her yıl sayaçlar kontrol edildiğinden kaçak tüketim iddiasımn usulsüz olduğunu, davacının sayacın durumunu kendisinin bildirdiğini, 2. sayaç değişiminden sonra düzenlenen kaçak tüketim faturasının 14.09.2017 son ödeme tarihli 22.792,00 TL olduğunu, 25.12.2016-15,06.2017 dönemi için düzenlendiğini, ortalama 4.298,-TL lik doğalgaz tüketmesi gerektiğini, önceki faturayla karşılaştırıldığında keyfi hesaplama yapıldığını belirterek faturaların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekilin cevap dilekçesinde; tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, dava konusu kaçak gaz faturasının, sayaca müdahale edilmek suretiyle kaçak olarak gaz kullanılması nedeniyle EPDK mevzuatı çerçevesinde tahakkuk ettirildiğini, davalı şirketin TTK hükümlerine göre kurulduğunu, davacının 04.03.2011 tarihinde sözleşme yaparak gaz kullanmaya başladığını, davacının tesisatında 10.08.2016 tarihinde yapılan incelemede numaratör bakanlık mührünün değiştirilip boyandığının tespit edildiğini, 11.08.2016 tarihinde tekrar gidilip davacının sayacı incelendiğinde 27.07.2016 tarihli endeksin 56.922 m3 iken 11.08.2016 tarihinde 56.785 m3 olduğunun görüldüğünü, sayaca müdahale edilerek geri alındığının tespit edildiğini, bu durumda 14.08.2016 tarihinde sayaç değişimi yapıldığım, geriye doğru 1 yıllık tüketimlere göre 12.032 m3 tüketim hesabı yapıldığını ve ilgili dönemde tükettiği 3.503 m3 tüketim düşüldükten sonra 8.529 m3 tüketim karşılığı 36.130 TL bedelli faturanın düzenlendiğini,, faturanın 11.360,05 Tl tüketim + 2.045,58 TL KDV ve 22.720,00 TL kaçak kullanım bedeli (% 200) toplamından oluştuğunu, gaz mahallinde yapılan 14.06.2017 tarihli kontrolde ise 14.08.2016 tarihinde takılan … tipi … numaralı sayaca müdahale edildiğinin tespit edildiğini ve 14.05.2017 tarihinde bu sayacın da değiştirildiğini, davacının 2. kez sayaca müdahale ederek doğru tüketimin tespitini engellediğini ve bu şekilde kaçak gaz kullandığım, yapılan hesaplamaya göre 25.12.2016 ile 15.06,2017 arasında 2.702 m3 düşüldükten sonra 4.342 m3 tüketim karşılığı 22.792,00 TLTik faturanın düzenlendiğini, bu faturanın 5.452,35 TL tüketim bedeli + 981,57 TL KDV + 16.357,05 TL kaçak doğalgaz kullanım bedeli (%200) olarak tahakkuk edildiğim, bu faturaların henüz Ödenmediğini, tüm bunların davacımn kaçak doğalgaz kullandığım açıkça ortaya koyduğunu, yönetmeliğin 52 maddesinin sayaca, dağıtım sistemine, tesisata müdahaleyi tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle tüketimin eksik veya hatalı ölçülmesini, kaçak gaz kullanımı olarak tanımladığım, davacımn resmi sayaca müdahale ettiğinin 10.08.2016, 11.08,2016 ve 14.06.2017 tarihinde … tarafından mahallinde yapılan incelemelerle tespit edildiğini, bu hususların tutanaklarla ve fotoğraflarla belgelendiğini, davalının kullandığı kaçak gazm 06.08.2004 tarih ve 25545 sayılı RG’de yayınlanan kaçak veya usulsüz doğalgaz kullanımı durumunda uygulanacak usul ve esaslar teblîğî’nin 3. Maddesinde tüketimin nasıl hesaplanacağının belirtildiğini, buna göre kaçak doğalgaz kullanımının % 200’üne kadar kaçak doğalgaz kullanım bedelinin uygulanabileceğinin düzenlendiğini belirterek , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme,alınan bilirkişi raporu kapsamında davacının kaçak doğalgaz kullandığı,sayaca müdahale ederek doğru tüketim ölçümünü engellediği, davalı şirketçe düzenlenen dava konusu 36.130,00 TL’lik ve 22.792,00 TL’lik faturaların EPDK yönetmeliklerine uygun olarak düzenlendiği gerekçesiyle; “Davanın reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;eksik bilirkişi raporu ile karar verildiğini,davacının kaçak gaz kullanmadığını,dava konusu faturaların iptalinin gerektiğini,bilirkişi raporuna esas tutanakların hatalı olduğunu,sayacın geriye alındığı ve bu şekilde kaçak kullanım yapıldığının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,bilirkişi incelemesinde eski dönem kullanımlarıyla karşılaştırma yapılmadığını,yeni bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Hükme dayanak bilirkişi raporunda, 10,08.2016, 11.08.2016 ve 14.06.2017 tarihli tutanakların ve ekleri fotoğraflarda,sayaçların mühürlerine müdahale edildiğinin net şekilde belli olduğu, tüketim miktarının 27.07.2016 tarihinde 56.922 m3 iken 11.08.2016 tarihinde 56,785 m3 olmasının ise, davacının sayaç her değiştirildiğinde hemen sayaç mühürlerine müdahale ederek gaz tüketiminin hatalı ölçülmesine neden olduğu ve bu şekilde kaçak doğalgaz kullandığının tespit edildiği,davacı tarafça her ne kadar davacı eski ve yeni tüketimlerinin ortalama 500 TL’lik olduğunu iddia etmiş isede, bu tüketimlerin gerçek tüketim olmadığı, müdahale edilerek oluşturulan tüketimler olduğu,ayrıca davacının işletmesinin küçük olduğunu, aylık ortalama 3.500 TL’lik doğalgaz tüketmeyeceğini ileri sürmüşse de, tahakkuk ettirilen faturalardaki meblağların davacının normal tüketim faturası olmayıp içinde % 200 oranında cezalı tüketimi içerir faturalar olduğu,düzenlenen faturaların yönetmeliklere ve ilgili mevzuata uygun düzenlendiği, tespit edilen kaçak kullanım işlemi tarihinden geriye doğru son 1 yıllık dönemlere karşı gelen kaçak tüketimlerin faturalandırıldığı anlaşıldığından ,bilirkişi raporunun ilgili yönetmelik ve mevzuata uygun,taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu görülmüştür. Yeni bir bilirkişi raporu alınmasının davaya katkı sağlamayacağı açıktır. Davacının sayaçlara müdahale ettiği açıklığa kavuştuğundan,davacının kaçak doğalgaz kullandığı, gerek ilk değiştirilen ve gerekse 2.değiştirilen sayaca müdahale ettiği ve sayacın doğru tüketim kaydetmesinin engellendiği görülmekle,ilgili yönetmeliğe uygun ve belirtilen oranda ceza uygulanarak düzenlenen 2 adet dava konusu fatura nedeniyle davacının borçlu olmadığının ispatlanamadığı gözetilerek ,mahkeme kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/03/2021