Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1389 E. 2021/1349 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1389
KARAR NO: 2021/1349
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI: 2015/142 E – 2019/347 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde davacı …’ın, diğer davacı …’nın temsile yetkili ortağı olduğunu, davalı … ile 1993 yılında birlikte aynı şantiyede çalıştıklarını ve o tarihten bugüne kadar arkadaşlık ve dostlukları bulunduğunu, davalı … firması sahibi …’ın 2013 yılı 9.ayında Spor Genel Müdürlüğü Tesisler Oaire Başkanlığı tarafından ihalesi yapılmış olan Bolu Merkez Sporcu Kampı Eğitim Merkezi İkmal inşaat işini aldığını ancak işi yapacak maddi imkana sahip olmadığını İstanbul da beraber iş yapmakta olduğu ortağının kendisini dolandırdığını belirterek yardım istediğini, davalının daha önce yaşadığı maddi sıkıntılar nedeni ile hesabında para bulundurmak istemediğini bu nedenle gelen hak edişleri davacı … hesabına aktararak her türlü ödemelerin bu hesaptan yapılmaya başlandığını, her türlü malzeme alımları ve alt yüklenici ödemeleri mümkün olduğu kadar … üzerinden yapılmaya devam edildiğini, bu arada ihalesine daha önce katılmış olduğu ve henüz sonuçlanmamış olan Bolu Merkez Sporcu kamp eğitim merkezi ikmal inşaatı ihalesinin de kendi firması uhdesinde kaldığını söyleyen davalının bu defa söz konusu iş için gerekli teminatı vermeye imkanı olmadığını belirterek yardım istediğini, davacının bu defa eşi … adına kayıtlı taşınmazı ipotek vermek suretiyle davalının … Maltepe şubesinden ¨220.800,00 tutarındaki teminat mektubu almak suretiyle söz konusu işin sözleşmesini imzalamasını sağladığını, işler devam ederken davalı … Yapı mühendisliğin sahibi … sağlık sorunları olduğunu bahane ederek şantiyeden ve işin başından uzaklaşmaya başladığını, herhangi bir iletişim adresi bırakmadığı için de sadece kendi aradığında irtibat kurulabildiğini, davacılar … yapı ve … işin yapım kısmı ile ilgileri olmamasına rağmen idareye verilen teminat mektubunun riskinin kendisine ait olması nedeni ile … ile görüşerek işin devam etmesini sağladığını,bu arada ortak arkadaşları vasıta ile davalı …’a ulaşarak kendisinden bir vekaletname almak suretiyle işin devamı sağlanmaya çalışıldığını, malzeme alımlarının … çekleri kullanılarak yapıldığını, ve davalıya fatura edilerek malzeme tedariği sağlandığını, alt yüklenici ödemelerin de davalı …ın bulunabildiği dönemlerde … çekleri davalı tarafından ciro edilerek, …ın olmadığı zamanlarda da direk … üzerinden ödenerek işin devamının sağlandığını, davalı tarafından davacı … adına düzenlenen vekaletnamenin tarihinin 16/06/2014 olduğunu, idare ile yapılan sözleşmenin bitimine yaklaşık 8 ay kaldığını, davacının davalının kendisine bu vekaleti tanzim ettiğinde işin verilen sürede bitirilemeyeceğini, süre uzatımı alınacağını, idari işlerde problem olmadan çalışılabileceğini, idarede işleri takip edeceğini söylemesi nedeniyle yolladığı vekaletin de yıl sonuna kadar geçerli olduğunu düşünerek süresine dikkat etmeden (vekaletname 01/10/2014 tarihine kadar geçerlidir) … Maltepe şubesine verdiğini, 11 ayda hak edişin onaylanması üzerine davacı … daha önce yaptığı gibi bankaya talimat düzenleyerek gelen hak edişi önce … hesabına aktararak bu paradan alt yüklenici ve çek ödemelerini yaptığını, bu tarihten sonra davalının 22/12/2014 tarihinde yapılan hak ediş ödemesini başka bir bankaya aktardığını sms mesajı ile bildirerek ortadan kaybolduğunu, daha sonrada iş ile hiç alakası olmayan … hesabına aktardığını, işin kötü yönetildiğini, gelen hak edişlerin doğru kullanılmadığını düşündüğünü ve bundan sonra kendisi tarafından belirlenen kişiler tarafından işin yürütüleceğine karar verdiğini sms olarak bildirdiğini, 12/02/2015 tarihinde … Maltepe şubesinden gelen haber ile davalı …’ın avukatı kanalıyla vekalet bitim tarihinden sonraya denk gelen 05/11/2014 tarihli para transferinin neye dayanılarak yapıldığının sorulduğu öğrenildiğini ve davalının kötü niyetli olarak süreç işlettiği sabit olduğunu, davalı …’ın bugün itibari ile davacılara ¨876.532,86 borcu olduğunu, davalının ihtarnamesi üzerine 05/11/2014 tarihli hak ediş ödemesinden davalı adına yapılan ¨407.000 ödemenin müvekkili tarafından bankaya iadesi gündeme geldiğini, davalının yüklenimindeki işi bitirmemesi halinde riskinin tamamını, davacının üstlendiği teminat mektubu ile idare tarafından davacıya tahsil yoluna gidileceğini, şimdilik ¨875.532,86’nin ticari temerrüt avans faizi ile birlikte davacıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, öncelikle ¨407,000 İçin ihtiyati haciz/tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yada ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığını, davacı … ile … arasında kanunun belirlediği çerçevede bir dava arkadaşlığı olmadığını, HMK 57, 58 ve 59 maddelerine aykırı şekilde açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesini ve sonuç kısmının, talep miktarlarını açıklığa kavuşturması gerektiğini, zira davacıların alacaklı olduğu iddiasıyla açılan bu davada …’ın ve davacı …’nın ne kadar alacaklı olduğunun ayrı ayrı belirtilmesi gerektiğini, davalı ile … Limited Şirketi arasında 31/10/2013 tarihinde başlayan cari hesap ilişkisi olduğunu, taraflar arasındaki cari hesaba göre …nın davalıya ¨457.619,27 borcu bulunduğunu, dava dilekçesinin ekinde yer alan … tarafından davalı …ya havale edildiği iddia edilen ödeme dekontlarından davalının ekte sundukları cari hesap ekstresinde yer alan … Yapıdan gelen ödemeler dışındaki ödeme dekontlarını kabul etmediklerini, davacının … Konuta yapılan havaleler incelenmesinde bir çoğunun borç olarak verildiğinin görüleceğini, bu miktarların tamamını ancak ve ancak … şirketinden davacının isteyebileceğini, davacı …, taşeron olarak çalışan kişilere davalı adına çekler verdiğini ve bu çeklerin bir kısmının ödendiğini bir kısmının da ödenmediğini iddia etmiş ise de davalı ile … Yapı arasında çek alışverişi olmadığını ve davalının ticari borçlarının … Yapı tarafından çekle ödendiği iddiası da doğru olmadığını,davalı … Yapı … ile … arasında sadece vekalet ilişkisi olduğunu, davacı …’ın davalının yüklenicisi olduğu Bolu merkez sporcu kampı eğitim merkezi ikmal inşaatı işinde herhangi bir ortaklığının olmadığını, dava dilekçesinde tedbir konulması talep edilen ¨407,000 davalı … tarafından vekaletin süresi dolduktan 35 gün sonra yani 05/11/2014 tarihinde … Maltepe şubesindeki çalışanlarla usulsüz bir işbirliği yapılarak … Yapıya EFT edildiğini, dava dilekçesinin 4.sayfasındaki ilk paragrafta yer alan “vekaletin yıl sonuna kadar geçerli olduğu düşünülerek süresine dikkat etmeden” vekaletnameyi banka şubesine verdiğini ve bankanın ¨407.000’lik EFT işleminin banka tarafından yapıldığını davacı …’ın beyan etmesinin suç ikrarı niteliğinde olduğunu, yapılan usulsüz EFT nin hangi belgeye dayanarak yapıldığına ilişkin ihtarname banka şubesine 12/02/2015 tarihinde tebliğ olduğunu ancak bankaca taraflarına verilen cevabi yazıda 18/02/2015 günü ¨407.000’nin diğer davacı … hesabına iade edildiği cevabı verildiğini, huzurdaki davanın ise … Yapı tarafından davalının hesabına iadesinden 1 gün önce 17/02/2015 tarihinde açıldığını, davacı …’ın dava dilekçesinde belirtilen ve eklerde yer alan davalının nam ve hesabına 3.kişilere yaptığı iddia edilen ödemelerin davalının nam ve hesabına yapılmadığını, davalının 16/06/2014 tarihinden itibaren vekil olarak yetkilendirdiği davacı …’ın vekalet görevini kötüye kullanarak yetkisiz bir şekilde davalının hesabındaki ¨407.000’yi … Yapı ya EFT ettikten sonra bankaya çektikleri ihtarname ile paranın hesaba iade edilerek huzurdaki dava ile tedbir kararı alınmasının davalıyı işlerini yapamaz yürütemez ve kamu ihalelerinden yasaklı duruma soktuğunu ve sokacağını, öncelikle davalının banka hesabına konan tedbirin kaldırılmasına, taraftar arasında HMK’ca belirlenen dava arkadaşlığı mevcut olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Somut davada davalı adına yapıldığı ileri sürülen ödemelere yönelik alacak talep edilmektedir. Mahkeme ,davada davacıların davalının üstlendiği yapım işleri ile ilgili olarak finansman sağladıkları,bunun karşılığında davalının kısmi ödemelerde bulunduğu ve düzenlenen faturaları defterlerine işlediği,davalının,davacılar tarafından gönderilen paralar kendi üstlendiği işler için kullanılmasına rağmen geri ödemesinin yapılmadığı, Bolu Merkez Sporcu Kamp Eğitim Merkezi İkmal İnşaatı işi ve Ankara’da yapılan Genel Müdürlük Kızılay Ek Hizmet Binası Bakımı ve Onanmı işi ile ilgili olarak, davacı …’nın davalı … Yapı- …’tan alacağının ¨842.774,12 ve davacı …’ın davalı … Yapı-…’tan alacağının ¨206.914,63 olduğu,ancak taleple bağlı kalınarak ,davacı şirketin ¨702.836,86 TL alacaklı olduğu,diğer davacı …’ın ise 173.694,00TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle; “1-Davacı … Ltd Şti tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile; ¨702.836,86’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile bu davacıya verilmesine, 2-Davacı … tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜ ile; ¨173.694,00’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile bu davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; bilirkişi raporlarına itirazlarının değerlendirilmediğini,davacı tarafça davalının banka hesabından 05.11.2014 tarihinde davacı şirket hesabına aktarılan 407.000,00 TL’nin davanın açıldığı tarih itibarıyla kimin hesabında/uhdesinde bulunduğu,davacı tarafça davalı lehine verildiği iddia edilen 220.800,00 TL tutarındaki teminat mektubunun davanın açıldığı tarih itibarıyla paraya çevrilip çevrilmediği, dolaysıyla da dava tarihi itibarıyla davacı şirketin bu teminat mektubu bedelini tazmin edip etmediği,davacı tarafın işin başlangıcından itibaren davalının rtadan kaybolduğu ve işlerin tamamının kendisi tarafından yürütüldüğü, işin yürütümünden kendisinin sorumlu olduğu ve bu işe ait bütün ödemeleri kendisinin yapığı iddiaları karşısında, işin süresinde bitirilememesinin (dolaysıyla da teminat mektubunun paraya çevrilmesinin) davalının kusurundan mı yoksa davacıların kusurundan mı kaynaklandığı,davacıların davalı adına üçüncü şahıslara ödeme yaptıkları iddiaları karşısında, davalının söz konusu üçüncü şahıslara herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığı, varsa davacıların söz konusu üçüncü şahıslara davalı adına herhangi bir ödeme yapma yükümlülüklerinin bulunup bulunmadığı,” hususlarının açıklığa kavuşturulmadığı,eksik inceleme ile kararı verildiğini,bu konularda yeni bilirkişi incelemesi yapılmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tarafların ticari defter kayıtlarında birbirinden ne miktarda borçlu veya alacaklı olduklarına dair hiçbir bir tespit yapılmadığını, düzmece belgelerle hatalı hesaplamaların yapıldığını, 05.11.2014 tarihinde davacı tarafından usulsüz şekilde davalının banka hesabından davacı şirket hesabına aktarılmış olan 407.000,00 TLnın 17.02.2015 dava tarihi itibarıyla halen davacı şirketin uhdesinde olduğunun cevabi ihtarname ile sabit olduğunu,dava tarihi itibarıyla borç miktarının hatalı hesaplandığını,davacının 3.kişilere yaptığı ödemelerin de gerçeği yansıtmadığını,cari hesap ekstresinde yer alan ödeme dekontlarının kabul etmediklerini, birçok dekont açıklamasında “şirket borç” ibaresinin yer aldığını, davacının dava dışı … şirketine borç olarak verdiği paraların dahi davalıya yapılan ödeme olarak kabul edilerek yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini,davacının banka hesabının dava tarihine kadar aktif durumda olduğu ve yapılan ihale konusu işlere ait hakediş bedellerinin davalı banka hesabına geldiği, davalının vekâlet ilişkisine dayanarak davalı hesabından hem kendi hesaplarına, hem de sahibi olduğu davacı şirketin hesabına, hem de dava dışı üçüncü kişiler hesabına para transferleri gerçekleştirdiğini,davalının ihalelere ilişkin malzeme alımlarının bir kısmının davacı şirketten alındığı,bunların davalı adına borç kaydedilerek, fatura bedellerinin davacı şirkete ödendiğini,ancak davacı şirketin davalıya sattığı ve bedelini davalıdan tahsil ettiği malzemeler için, kendisinin söz konusu malzemeleri temin etmiş olduğu firmalara çekle veya banka kanalıyla yapmış olduğu ödemeleri davalı adına yapılan ödemeler olarak göstermek suretiyle, aynı malzeme bedellerini ikinci kez mükerrer olarak talep ettiğini,bu nedenle davalı ve davacı şirket arasında çek alışverişi olmadığını,çeklerde davalı cirosu olabileceğini,bazılarında olmadığını,ibraname belgelerini kabul etmediklerini,bilirkişi raporunda , davacı tarafça davalı adına ödeme yapıldığı iddia edilen dava dışı firmalara davalının herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığı hususu incelenmediği gibi, davacının söz konusu firmalarla başka ticari ilişkisinin bulunup bulunmadığı ve davalı adına yapıldığı iddia edilen ödemelerin davacının söz konusu firmalara kendi borcuna karşılık yapılıp yapılmadığı, ayrıca davacı tarafından verildiği iddia edilen çeklerin ödenip ödenmediği, davalı banka hesabından davacı … şirketi hesabına aktarılmış olan 407.000,00 TL’nin dava tarihi itibarıyla kimin hesabında/uhdesinde bulunduğu, davacı tarafça davalı lehine verilmiş olan teminat mektubunun dava tarihi itibarıyla paraya çevrilip çevrilmediği, dava tarihi itibarıyla davacı şirketin kendi ticari defter kayıtlarında davalının ne miktarda alacaklı olduğunun açıklığa kavuşturulmadığını,eksik ve hatalı bilirkişi incelemesi ile verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Somut davada, davalının ihale ile üstlendiği inşaat işine ait imalat ile ilgili malzeme alımlarının davacı üzerinden yaptığı, davacı çeklerini kullandığı, bu işe ait teminatı dahi davacının verdiği, bu işin malzeme ve finans işini davacının karşıladığı, bu ilişkide davalının yapım işinde gecikmeler ve aksamalar yarattığı, bu dönemde işlerin davalıdan alınan vekalet ile yürütüldüğü, son vekalet süresi dolduğunda fark edilmediği için çekilen davalı hak edişi ile alt yüklenici ve çek ödemelerinin yapıldığı, ilişki bu şekilde iken davalı tarafından son hakedişlerin davacı yanca , davalı tarafından çekilmesinin önlendiği, davacının mevcut teminat riski ve işin bitirilememe riski nedeni ile davacı nam ve hesabına yaptığı ödemeler bulunduğu, tüm bu ilişki çerçevesinde davalıdan dava değeri kadar alacaklı oldukları iddiasına karşılık, davalının öncelikle dava arkadaşlığı bulunmadığı, kimin ne miktarda talepte bulunduğunun açıklanması, esas yönünden ise , davacı şirketin cari hesaba göre borçlu olduğu, bizatihi davalı şirketin yaptığı ödemeler dışındaki ödemeleri kabul etmedikleri , 3. şahıs ve şirketlere davalı yanca yapılan ödemelerin ilişkilendirilmesini kabul etmedikleri , 3. şahıs ve şirketler ile ortak hareket ettikleri , davalı … ın ise süresi geçen vekalette işlem yaptığı , banka çalışanları ile işbirliği içinde davalıya ait hakedişi usulsüz çektiği savunması nedeni ile davacı … ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin ihale konusundan kaynaklandığı ve bu sebeple …a verilen vekalet kapsamında , vekalet yetkisinin kaldırıldığı ana dek , vekalette yazılan işler ile sınırlı işler ile ilgili bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın yılmen şirketinin yetkilisi olan … ‘ın bu kapsamda davalı savunmasına göre … şirketi ile bu ihale işine dayalı mal alışverişine dayalı cari hesap bulunması ile sınırlı olduğu, davacı iddiasına göre, eski arkadaşlık ve aradaki şifai anlaşma uyarınca … şirketinin dava dışı firmalara davalı namına verdiği çekler ve diğer firmalar ile olan cari hesap ilişkisinin davalı ile ilişkili olduğu iddiasına karşılık bu hususun davalı tarafından kabul edilmediği anlaşılmıştır. Tarafların ticari defterlerinin kayıt ve belgeleri ile davalının alt yüklenici sözleşmeleri,davacılar tarafından davalı adına vekaleten ve davalının alt yüklenici işinin yürütümü için yapılan tüm ödemeler,banka havalesi,malzeme paraları ,çek ödemeleri,ayrıca davacı tarafın verdiği ve nakte çevrilen teminat mektubu kapsamında sunulu tüm deliller çerçevesinde ilk önce tek bilirkişi (mali müşavir …’tan) alınan kök ve ek bilirkişi raporunda ,davacı … Ltd. ‘nin davalı … Yapı …’tan dava tarihi itibariyle (476.573,21+220.800,00 )= 697.373,21 TL alacaklı olduğu hesaplanmıştır.Mahkemece daha sonra … ve …’den alınan (kök raporda hesaplama yapılmayarak eksik kayıtların istenildiği) 06/02/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda ise, davacı …’nın davalı … Yapı- …’tan alacağının 842.774,12 TL ve davacı …’ın davalı … Yapı-…’tan alacağının 206.914,63 TL olduğu belirlenmiş,mahkeme taleple bağlı kalınarak 702.836,86 TL nın ‘ davacı şirkete ,173.694,00TLnın dava davalı …’a faiziyle ödenmesine karar vermiştir. İlk ve 2.bilirkişi raporları arasında hesaplama sonrası farklı tutarlar belirlenmiştir.Davacı talebi daha az olduğundan ikinci heyet ek raporunda belirlenen alacaklara davacı talebi doğrultusunda taleple bağlı kalınarak karar verilmiştir. Bu durumda ikinci olarak heyet bilirkişilerinden alınan kök raporda hesaplama için eksik kayıtların talep edildiği,ek raporda ise asıl hesaplamanın yapıldığı görülmekle,bu ek rapora karşı davalının itirazlarının değerlendirilmediği görülmüştür. Bu açıdan bilirkişi heyetinden tek rapor alınmış ve alınan ek raporun hükme dayanak yapıldığı anlaşılmıştır.Öncelikle kök rapor niteliğindeki heyet ek bilirkişi raporuna karşı davalının itirazlarının değerlendirilmesi,dosyadaki raporlar arası çelişkinin giderilmesi yönünden ek yada yeni bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınması gerekirken, mahkemece bu itirazların değerlendirilmemesi ve ,dosya kapsamındaki raporlar arası çelişkinin giderilmemesi hukuka aykırılık oluşturduğundan,davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılarak dosyanın mahkemesine geri gönderilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/04/2021