Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1351 E. 2019/1909 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1351
KARAR NO : 2019/1909
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2019
NUMARASI : 2016/677 E- 2019/59K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararının tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin istenemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı Yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davacı vekili ve davalı … vekili istinaf etmiş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, bu yasanın getirdiği düzenlemenin kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüş, kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu bedellerin 6719 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre da alınması gerekli bedeller olduğunu, sözkonusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini, davacının davasının yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa nedeniyle esastan reddedilmesi gerekeceğinden, yargılama giderlerinin müvekkili şirket lehine hüküm altına alınmasının gerektiğini ,oysa mahkemece davanın konusuz kaldığı kabul edilmiş ise de bu durumda bile hatalı şekilde yargılama giderleri tayin edildiğini ,davacı tarafın talebinin her bir davalının sorumlu olduğu dönemle ilgili olarak tahsil kararı verilmesi şeklinde olmasına rağmen, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davalıların vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden eşit oranda sorumlu olduklarını, müvekkili şirketin yasaya aykırı herhangi bir tahsilatı bulunmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının davanın başında da haklılık durumunun sözkonusu olmadığını ileri sürmüş, kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na 04/06/2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması hukuka aykırı bulunmamıştır. Kaldı ki 28/12/2017’de Anayasa Mahkemesi bu konudaki muhtelif mahkeme başvurularını reddetmiş olup, Anayasa Mahkemesince anılan yasanın eldeki davalara da uygulanacağına ilişkin hükmü iptal edilmediğinden, davalı tarafın bu bedelleri maliyet unsuru olarak talep edebileceği hususu kesinleşmekle, davacı tarafın bu yönlere ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Davalı … istinaf taleplerinin incelenmesiyle , dava devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayrimenkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece esas hakkında; “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarih, 2019/18-421 E. – 2019/526 K. Sayılı ilamında “Dava tarihinde haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir. Somut olayda, dava tarihi itibariyle HGK kararı uyarınca, davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. (HMK 326/1) Aynı şekilde, vekalet ücreti yönünden de haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur. (HMK 330/1) Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısı ile karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. Bu itibarla, davada yasa değişikliği sebebiyle karar verildiği gözetilerek, davalı taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün olmadığından, davalı tarafın bu yönleri ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak; davacı tarafça dava açılırken dava konusu bedellerin davalılardan tahsili talep edilmesine rağmen,mahkemece talebe aykırı olarak “müştereken ve müteselsilen ” tahsil şeklinde hüküm kurulması, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı da gözetildiğinde usul ve hukuka aykırı olmakla, bu sebeple, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, davacı lehine takdir edilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine dair hüküm kısmı hükümden çıkartılarak, yerine “davacı lehine tayin olunan maktu vekalet ücretinin ve davacının yaptığı yargılama giderlerinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine” ibaresi hükme eklenerek, yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davacının istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine ,B-Davalı …. istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek,yeniden esas hakkında ,1-Konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,2-Alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL eksik harcın davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacı tarafından yapılan toplam 996,90 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,5-Davacı lehine karar tarihindeki AAÜT uyarınca takdir edilen 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,6-Taraflarca yatırılan gider/delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Sair istinaf sebeplerinin reddine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak;Davalı …. peşin alınan istinaf karar harcının, isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacıdan Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından mahsubu ile yeniden alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, Davalının istinaf aşamasında yaptığı 119,70 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/12/2019