Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1347 E. 2021/1404 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1347
KARAR NO: 2021/1404
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2019
NUMARASI: 2018/974 E – 2019/404 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde ; davalı şirket tarafından, dava dışı abone Karbon Kimya şirketinin abonelik sözleşmesi kapsamında, ödenmeyen 7 adet faturaya dayalı 129.975,51 TL ala- cağın tahsili talebiyle adı geçen şirket ve müvekkilleri aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlü- ğü’nün … ( kapatılan Üsküdar … İcra Müdürlüğü’nün … Esas) Esas Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibine girişildiğini , yasal süreler geçirildiğinden takibin müvekkilleri yönünden itirazsız olarak kesinleştiğini, Ancak takip konusu borcun dava dışı … şirketinin borcu olduğunu ve mü- vekkillerinin bu borç ile ilgili sorumluluklarının bulunmadığını, buna rağmen davacıların takip işlem- lerine maruz kaldıklarını, maaş ve diğer kısmi mal varlığına hacizler uygulandığını, davalı kurumun takipte kötü niyetli olduğunu beyanla, Davacıların İstanbul Anadolu … icra Müdürlüğü’nün … ( kapatılan Üsküdar … İcra Müdürlüğü’nün … Esas) Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen borç nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetle takibe girişen davalının % 20 den aşağı olmamak üzere tazminat ile mahkumiyetini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davacıların …Ltd.Şti. İle birlikte takip borçlusu olduğunu , her üçü için icra takibi başlatıldığını, Müvekkili şirket ile yapılan görüşmelerde … Şirketinin kurumun eski abonesi ve abonelik sözleşmesinin tarafı, davacı şahısların ise bahse konu şirketin ortakları olduğu, davacıların asıl muhatap olan borçlu şirkete karşı başlatılan icra takibine sehven eklendikleri bilgisine ulaşıldığını, Müvekkili şirketin İBB’ye bağlı iştirak kuruluşu olup İstanbul genelinin tamamına doğal gaz dağıtım işini yürüttüğünü , 11 milyonu aşkın abonesinin bulunduğunu, Müvekkili şirket kayıtlarında borçlu şirket ile beraber şirket ortaklarının da borçlu olarak gösterilmesinin sehven yapılan hatadan kaynaklandığını beyanla, Davacıların menfi tespit taleplerinin kabulü ile, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu alacak nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, ancak yasal dayanağı bulunmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine, -davayı kabul beyanı dikkate alınarak- mahkeme masrafları ( karar ve ilam harcının 1/3’ü ) ile davacı lehine hükmolunacak avukatlık ücretinin AAÜT uyarınca ½ sinin davalı sıfatı ile taraflarına yüklenmesi yönünden karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davalının kısmi kabul beyanı doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile; 1-) Davacıların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu ve abonelik sözleşmesinden kaynaklanan 7 adet faturadan kaynaklanan borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-) Davacılar vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu : Hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerinin 10 yıla yakın bir zamandır davalı tarafça başlatılan icra takibi nedeniyle mağdur olduklarını,her aşamada alacaklı tarafından taciz edildiklerini, hacizler nedeniyle mülkiyet haklarının kısıtlandığını, ekonomik hayatının adeta bitirildiğini, icra takibi nedeniyle kredi taleplerinin reddedildiğini, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını , açıkça kötü niyetli olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının sadece kötü niyet tazminatı talebinin reddine ilişkin kısmının kaldırılarak davacılar lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İş bu davadan sonra müvekkili ile yapılan görüşmeler neticesinde, icra takibinin sadece şirket adına açılması gerekirken, davacı şahıslar aleyhine sehven başlatıldığının anlaşılması üzerine mü- vekkilinin talimatı doğrultusunda öncelikle davalılar aleyhine yürütülen icra takibinden feragat edildiğini, taşınmazlarına konulan hacizlerin kaldırıldığını ve maaş kesintilerinden gelen ödemelerin kendilerine iade edildiğini, yapılan tüm bu işlemlerin belgelerinin dava dosyasına sunulduğunu, İbraz ettikleri cevap dilekçesi ve ön inceleme duruşmasında, menfi tespit talebini tahkikat aşamasına geçilmeden kabul ettiklerini, yasal şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminat talebini kabul etmediklerini, Davayı kabul beyanı doğrultusunda dava sonunda davalı aleyhine hükmedilecek karar ve ilam harcının 492 sayılı Harçlar Kanunu 22. Maddesi gereğince 1/3 oranında, vekalet ücretinin ise AAÜT’nin 6.md gereğince ½ oranında olması gerektiğini, Ancak mahkemece kabul beyanının dikkate alınmadığını, müvekkili aleyhine tam vekalet ücreti ve tam harca hükmedildiğini, İlk derece mahkemesi kararının bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, Kararda müvekkili aleyhine, 13.148,04 TL olarak hükmedilen vekalet ücretinin ½ oran- da azaltılarak 6.574,02 TL , 8.878,59 TL karar ve ilam harcının 1/3 oranında azaltılarak 2.959,99 TL olarak düzeltilmesini, tahsil peşin alınan 2.219,66 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 739,67 TL harcın olarak tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; İİK 72/3 md ne dayalı olup davacılar dava dışı abone … Şirketinin doğalgaz kullanım bedelinden kaynaklanan takip ve dava konusu alacak nedeniyle borçlu olmadıklarınını beyanla menfi tespit talebinde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesi ile ; takibin davacılara sehven yöneltildiğinden bahisle menfi tespit talebinin kabulüne ,ancak kötü niyet tazminatı yönünden şartlar oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davalının kabul beyanı doğrultusunda , menfi tespit talebinin kabulüne, davacıların dava konusu takip dosyası nedeniyle borçlu olmadıklarının kabulüne, kötü niyet tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili , kararı sadece kötü niyet tazminatı yönünden istinafa getirmiştir. Yerleşik Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere, takip borçlusu lehine kötü niyet tazminatı takdiri için, takibin haksız olması yeterli olmayıp takip alacaklısının borçlu olmadığını bile bile kötü niyetle takibe girişmesi koşulu aranmaktadır. Somut olayda; Takip konusu alacak, davacıların eski ortağı olduğu dava dışı şirketin abonelik sözleşmesi kapsamında sarf ettiği doğalgaz kullanım bedeline ilişkin olup takip 01/06/2010 tarihinde başlatılmıştır. İcra takibi dosyasında ödeme emri davalı borçlulara usulen tebliğ edilmiş, takibin tüm borçlular yönünden itiraz olarak kesinleşmesi üzerine borçluların menkul ve gayrimenkul malvarlığı üzerine haciz işlemi yapılmıştır. İş bu davanın açıldığı 18/10/2018 tarihine kadar davacılar tarafından şikayet,itiraz ,menfi tespit vs talebiyle açılmış bir dava bulunmamaktadır. Dolayısıyla kesinleşen takip ile ilgili yasal prosedür devam etmiştir. Eldeki davanın açılmasından hemen sonra davalı tarafça, davacıların iddiaları doğrultu- sunda incelemeler yapılmış, davacılar hakkında sehven takip yapıldığı sonucuna varılmakla davacılar hakkındaki takipten feragat edilmiş, malvarlıkları üzerindeki hacizler kaldırılmış, maaş kesintisi vs suretiyle yapılan tahsilatlar davacılara iade edilmiş, menfi tespit talebi de kabul edilmiştir. Davacılar vekili müvekkillerinin 10 yılı aşkın süredir icra tehdidi ve haciz baskısı altında olduğunu, icra borcu nedeniyle kredi taleplerinin reddedildiğini ,ekonomik hayatlarının bittiğini iddia etmiş ise de ,iş bu davanın açılmasından sonra işleyen süreç dikkate alındığında davacıların takibe iti- razda bulunması veya daha önceki tarihlerde menfi tespit davası açması halinde dava konusu uyuş- mazlığın çok daha önce çözümleneceği, icra tehdidi ve haciz baskısının bu kadar uzun süre devam etmeyeceği sonucuna varılmaktadır. Neticede , davalı tarafça davacılar aleyhine haksız şekilde icra takibine girişildiği anla- şılmış ise de ;davalının iş bu takipte kötü niyetli niyetli olduğu ispatlanamamıştır. Dolayısıyla kötü niyet tazminatı talebinin reddi yönünde verilen kararda usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir. Davalının istinaf sebeplerine gelince; Davalı vekili yasal süre içinde ibraz ettiği cevap dilekçesi ile , menfi tespite ilişkin talep sonucunu kabul etmiş, henüz tahkikata geçilmeden davanın kabulü nedeniyle müvekkili aleyhine AAÜT’nin 6.md gereğince 1/2 oranında vekalet ücretine ve Harçlar Kan. 22. Md gereğince 1/3 oranında harca hükmedilmesini talep etmiştir. Dosya içeriğine göre, davalı vekilinin henüz tahkikat aşamasına geçilmeden dilekçeler aşamasında ve ön inceleme duruşmasında menfi tespit talebini kabul ettiği tartışmasızdır. Buna göre, Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi gereğince 1/3 oranında karar ve ilam harcına, AAÜT’nin 6. Md gereğince 1/2 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde tam harca ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, davalının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında karar tesisi yoluna gitmek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine B-Davalının istinaf talebinin kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının hüküm kısmındaki 1 ve 2 nolu bendlerin aynen kalması ile 3.4. ve 5 nolu bendlerin tamamen hükümden çıkarılmasına, yeniden esas hakkında; 1- Davacıların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu ve abonelik sözleşmesinden kaynaklanan 7 adet faturadan kaynaklanan borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2- Davacılar vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 3- Harçlar Kanunu 22. Md gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 2.959,54 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.219,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 739,88 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4- Davacının yatırdığı 35,90 TL başvuru harcı + 2.219,66 TL nispi/peşin harç + 5.20 TL vekalet harcından ibaret 2.260,76 TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 5- Davacılar tarafından yapılan 116,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 6- Davacılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6.md gereğince 6.574,02 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 7- Davacıların gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara / vekiline iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davalıya isteği halinde iadesine, Davacı alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 81,23 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davacının istinaf sebebiyle yaptığı istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/05/2021