Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1318 E. 2021/1401 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1318
KARAR NO: 2021/1401
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI: 2018/418 E – 2019/404 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ; müvekkili şirketin davalı tarafa araç tamir ve bakım hizmeti sunduğunu, bu ticari ilişki kapsamında davacı tarafça yapılan işler karşılığında davacı adına dü- zenlenen fatura bedelinin ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanlı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde ; müvekkilinin davacı tarafça yapılan işlemlere daha önce şikayet veya itirazda bulunmadığını, ancak davacının, tamir ve bakımı yapılan araç için ihtiyaç olmadığı halde, müvekkilinden onay almaksızın kendi inisiyatifi ile parça değiştirdiğini, vuruk ve göçük tamir ettiği iddiasıyla haksız tahsilat yapmaya çalıştığını, bu kapsamda davacı tarafından düzenlenen takip dayanağı faturaların 28.967,89 TL’lik kısmının kabul ettiklerini, hizmetin eksik ve ayıplı ifası sebebiyle bakiye 96.760,00 TL tutarını kabul etmediklerini ve iade faturası kestiklerini beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davanın KISMEN KABULÜ ile 107.725,54 TL asıl alacak yönünden davalının Küçük- çekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına ; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulan- masına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 21.545,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu : Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Her ne kadar yerel mahkeme gerekçeli kararında ,bilirkişi incelemesi öncesinde taraflara fatura ve servis formlarını sunmak üzere kesin süre verildiğini belirtmiş ise de, esasen mahkemece bu yönde verilmiş bir kesin süre bulunmadığını, sadece 02/11/2018 tarihli duruşma tutanağının 3. Nolu ara kararı ile cari hesaba konu fatura ve servis formlarını sunmak üzere iki haftalık süre verildiğini, söz konusu ara kararın kesin süre içermediğini, Bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde de ,faturalar kapsamında araçlara hangi işlemlerin yapıldığını gösteren servis formlarının sunulması için kesin süre verilmesi ve devamında faturalar ile servis formlarının uyumlu olup olmadığı, yapılan işlemlerin piyasa koşullarına göre kadri maruf olup olmadığı hususunda yeniden rapor alınması yönünde talepte bulunduklarını,
Müvekkili şirket bünyesinde 150 adet mağaza ve bu mağazalara hizmet eden çok sayıda araç bulunduğunu, davacının usulsüz tamirat işlemlerinin her işlem sonrasında birebir takip edilerek usulsüz işlemlere vakıf olunmasının mümkün olmadığını, takibe itirazlarının da bu yönde olduğunu, Bilirkişi raporunun ve mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı, usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkin olup takip ve dava konusu alacak araç tamir sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Araç tamir ve bakım sözleşmeleri TBK’nın 470 vd. md anlamında eser sözleşmesi niteliği arz etmektedir. TBK’nun 470 maddesinde Eser Sözleşmesi:”Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. “Yüklenicinin Borçları” başlıklı 471. maddesinde “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahi- binin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen bor- cundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana geti- rilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir” hükmüne yer verilmiştir.Yargıtay 15. HD’nin 2014/2954 Esas , 2015/1463 Karar nolu 24/03/2015 tarihli ila- mında ; “Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen “eser sözleşmesi” tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Sözleşmenin kurulması ile birlikte yüklenici, eseri imal etme, iş sahibi ise ücret ödeme borcu altına girmektedir. Taraflar aksini kararlaştırmadıkları sürece yüklenici işin tesliminde ücrete hak kazanacaktır. Öte yandan, Türk Borçlar Kanunu’nun 474/I. maddesinde açık ayıplar yönünden iş sahibinin eserin tesliminden sonra eseri muayene edip ayıpları uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirmek yükümlülüğü getirilmiştir. Aksi halde, yani iş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse eseri kabul etmiş sayılır. (TBK.nın 477/2). Gizli ayıplar yönünden ise, iş sahibi, gecikmesinin yükleniciye bildirmek zorundadır. Bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır. (TBK. 477/3)”denilmektedir. Davanın her iki tarafı tacir olup TTK ‘nun “Tacir Olmanın Hükümleri ” başlıklı 18. Mad- desinin 3. Fıkrasında ” Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleş- meden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır. ” “Fatura ve Teyit Mektubu ” başlıklı 21. maddesinin 2.fıkrasında ise ” Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. ” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; Davacı tarafından davalı tarafa araç tamir ve bakım hizmeti sunulduğu, taraflar arasında BK 470 vd md anlamında ticari nitelikte bir eser sözleşmesi kurulduğu tartışmazsızdır. Celp olunan Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının tetkikinde; davacı/alacaklı tarafın davalı/borçlu aleyhine cari hesaba dayalı 136.693,43 TL asıl alacak + 14.313,49 TL işlemiş faizden ibaret toplam 151.006,92 TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibine girişildiği, 12/04/2018 tarihinde ödeme emrinin usulen tebliğ edildiği, borçlunun 19/04/2018 tarihinde, süresi içinde ibraz ettiği dilekçesi ile “takip alacaklısının sunduğu hizmetin ve ifanın eksik olduğunu, yapılan işler kapsamında 28.967,89 TL borcunun bulunduğu, 96.760,00 TL’lik borcu kabul etme- diği”nden bahisle itirazda bulunduğu, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı her ne kadar davacının eksik ve ayıplı ifada bulunduğundan bahisle borcun 96.760,00 TL’lik kısmı için iade faturası düzenlemiş ve bu miktar için kısmi itirazda bulunmuş ise de, söz konusu iade faturası iş bu davaya esas icra takibinden sonra düzenlenmiştir. İcra takibinden önce düzenlenmiş bir iade faturası bulunmadığı gibi iade faturasının dayanakları dosyaya sunulmamıştır. Diğer yandan takip ve davadan önce TTK 18.md de belirtilen usulde keşide ve tebliğ edilmiş bir ayıp bildirimi de bulunmamaktadır. Buna göre, davalının eksik ve ayıplı ifaya ilişkin savunması yerinde görülmemiş olmakla , söz konusu savunmaların değerlendirilmesi noktasında servis formlarının celbi ve yeniden bilirkişi incelemesi yapılması esasa katkı sağlamayacaktır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden,davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 7.358,73 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.840,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.518,73 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/05/2021