Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1273 E. 2021/630 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1273
KARAR NO: 2021/630
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2018
NUMARASI: 2015/643 E – 2018/845 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının davacı hakkında ödenmeyen elektrik borcu nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip yaptığını, ödeme emrinin davacının önceden faaliyet gösterdiği ancak uzun yıllar önce ayrıldığı eski adresi olan … Sk. No:… Beyazıt / İstanbul adresine gönderildiğini,takibin kesinleştiğini ve davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu,ancak davacının davalıya borcu bulunmadığını,davacının talep konusu tesisatın bulunduğu adresten ayrıldığını ve yeni adresinin ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, davacının talep olunan adresteki kendi dönemine ait ödemeleri de tam ve eksiksiz ödediğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için borcun varlığı düşünülse bile, bu borcun anaparası 5.583,61 TL olup, işlemiş faiz olarak 14.468,26 TL istendiğini, ayrıca faizin KDV sinin hesaplandığını 2.604,71 TL olarak belirlendiğini,temerrüdün oluşmadığını ,bu nedenle işlemiş faiz ve faizin KDV sinin talep edilemeyeceğini,davalının gerekli ve yeterli araştırma yapmadan davacıya ait olmayan borcu tahsil etmeye çalıştığını belirterek işlemlerin durdurulması amacı ile teminatsız veya mahkece tayin edilecek uygun bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile davacının davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine, asıl alacağın % 20 sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasının incelenmesinden, … ve … adlı kişilerin borçlular olduğunu, davacı ile ilgisinin olmadığını, dolayısı ile davacının bu dosyada aktif husumet ehliyetinin olmadığını ayrıca davacının bu davayı açmakta hukuki yararının da olmadığını,davalı şirketin davacı hakkında yaptığı herhangi bir icra takibinin ve alacak talebinin bulunmadığını bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili dava konusu asıl dosyanın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası olduğuna ilişkin beyan dilekçesi sunmuştur. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takipte davalı … tarafından davacı … Ltd. Şti.hakkında 7 adet elektrik faturasına dayalı olarak 5.583,61- TL asıl alacak 14.468,26- TL işlemi faiz, 2.604,29- TL KDV olmak üzere toplam 21.573,71- TL ilamsız takip yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkeme, davacının aboneliğin bulunduğu taşınmazı fatura tarihlerinden önce tahliye ettiğini, aboneliğini iptal ettirdiğini, elektriğin 3. kişiler tarafından kullanıldığını bu nedenle tahakkuk ettirilen faturalardan sorumlu olmadığını iddia etmiş ise de; davacı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davalıya karşı sorumlu olduğu,davacının aboneliği iptal ettirdiğine dair delil sunamadığını,bu nedenle davacı aboneliği iptal ettirmediği için davacının normal tüketim bedelinden ve tespit edilecek gecikme faizi ve ayrıca KDV den sorumlu olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede temerrüt halinde uygulanacak faiz oranı belirtilmediği için, somut davada davacı taraf tacir olduğundan, temerrüt halinde 3095 sayılı yasa gereği avans faizi uygulanması gerektiği ancak, fatura borçlarının zamanında ödenmemesi nedeni ile davalı kurumun elektriği kesmesi gerekirken kesmediğinden müterafik kusur gereği gecikme zammından % 50 indirim yapılması gerektiği, tüm bu hususlar nazara alındığında hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, takip tarihi itibariyle davacının başlatılan takipte davalıya asıl alacak olarak 5.583,61-TL işlemiş faiz olarak 6.864,54- TL , İşlemiş faizin KDV’si olarak 1.230,22- TL olmak üzere toplam 13.678,37- TL borcu bulunduğu,kötüniyet tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile ; “Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasında davalı alacaklıya asıl alacak olarak 5.583,61 TL, işlemiş faiz 6.864,54 TL, KDV 1.230,22 TL olmak üzere toplam 13.678,37 TL’lik miktar üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği değişen oranlarda işleyecek avans faizi işletilmesi ve tahsil tarihine kadar hesaplanacak faiz tutarının %18 oranında da KDV eklenmek suretiyle borçlu olduğu bu itibarla toplam 21.573,71 TL takip tutarından 7.895,34 TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili ile davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde;davacının belirilen adresten ayrılması sonrası aboneliğin sonlandırılması talebinde bulunduğunu,davalının elektriği kimin kullandığını araştırmadan tahakkuk yaptığını,davacıya kusur yöneltilemeyeceğini,sadece asıl alacağa faiz yürütülmesi gerekirken toplam alacğaa faiz yürütülmesinin de hatalı olduğunu,bilirkişi raporunda eksik inceleme yapıldığını,kötüniyet tazminatı verilmesi gerektiğini,takibin kötüniyetle yapıldığını , davada tam kabul verilmesi gerektiğini beyanla kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporu doğrultusunda, fatura borçlarının zamanında ödenmemesi nedeniyle davalı kurumun elektriği kesmemesi nedeniyle %50 müterafik kusurlu kabul edilerek yapılan hesaplama sonrasında mahkemece %50 müterafik kusur oranı doğrultusunda karar verilmesinin yerinde olmadığını,müterafik kusuru kabul etmediklerini belirterek kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir. Yargılama sırasında tek bilirkişiden alınan rapor sonrası bilirkişi heyetinden alınan raporda, davacının aboneliğini iptal ettirmediği için fiili kullanıcı yanında fatura borçlarından sorumlu olduğu,elektriğin kesilmemesi nedeniyle davalının %50 kusurlu olduğu ve davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 5.583,61- Tl asıl alacak ( 7 adet ödenmemiş elektrik fatura bedelleri) 6.864,54-TL işlemiş faiz ( müterafik kusur gereği 13.669,07-TL nin yarısı ) 1.230,22-Tl KDV ( işlemiş faizin % 18’i ) toplam 13.678,37-Tl borçlu olduğu ,menfi tespit yönünden ise 21.573,71-13.678,37=7.895,34 TL dan davacı sorumlu olmadığı belirlenmiştir. Davacı taraf dava konusu işyerinden taşındığını bildirmiş isede aboneliğin davacı tarafça iptal edilmediği açıktır.Bu durumda abone fiili kullanıcı ile elektrik kullanım borcundan sorumludur. Alınan heyet bilirkişi raporu kapsamında, davalı tarafça elektriğin kesilmesi gereken zamanlarda kesilmemesi nedeniyle uzun süre kullanıma neden olduğu ve davalının olayda %50 müterafik kusuru bulunduğu ve davacının toplam 13.678,37 TL’lik tutardan borçlu olduğu,takipte talep edilen ve dava konusu 21.573,71 TL lık tahakkuk nedeniyle davacının borçlu olduğu 13.678,37 TL çıkartıldığında davacının 7.895,34 TL borçlu olmadığı belirlendiğinden,bilirkişi raporunun ilgili yönetmelik,mevzuat hükümlerine uygun,taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca kötüniyetle takip yapıldığı ispatlanamadığından, kötüniyet tazminat koşulları da davada oluşmamıştır.Davalının elektriğin zamanında kesilememesi sebebiyle olayda zarara sebebiyet verme yönünden %50 oranında kusurlu olduğu da uygun bir kusur oranı olarak kabul edilmiştir. Ayrıca bilirkişi raporunda asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu tespit usule uygun olduğundan,menfi tespite dair davada davacının takipte 7.895,34 TL borçlu olmadığı belirlenmiştir. Yeni bilirkişi raporu alınmasının davaya katkı sağlamayacağı açık olduğundan ,mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının ve davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 539,33 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 135,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 404,33 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/03/2021