Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1255 E. 2021/641 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1255
KARAR NO : 2021/641
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2019
NUMARASI: 2016/748 E – 2019/231 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … plaka sayılı aracı satın almak üzere ekspertiz yaptırmak istediğini, bu nedenle aracın ekspertizini davalıya yaptırıldığını, davalı tarafından aracın hiçbir hasarının olmadığı ve kazaya karışmadığına dair rapor verildiğini, davacının ekspertiz raporuna güvenerek aracı 38.000,00 TL bedelle satın aldığını, ayrıca aracın bakımının yine davalının servisinde yaptırıldığını, davalının bu kapsamda 6.849,90 TL fatura düzenlediğini, aracın 22/09/2014 tarihinde arızalanması üzerine davalının servisine götürüldüğünü, davalı tarafından soğutucuya kaynak yapılarak 419,49 TL tahsilat yapıldığını, aracın aynı gün tekrar arızalanması üzerine … yetkili servisine götürüldüğünü, yetkili serviste aracın 6 kez el değiştirdiği, kilometre sayacı ile oynanmış olduğu, soğutucuya yapılan kaynak işleminin hatalı olduğu hususlarının tespit edildiğini, aracın tekrar davalının servisine götürüldüğünü, hatalı kaynağın düzeltilmesi için müvekkili tarafından davalıya 6.100,00 TL ödendiğini, aracın 14/10/2014 tarihinde tekrar arızalanması üzerine tekrar davalının servisine götürüldüğünü, bu kez aracın turbo sistemi ve egzozunda arıza tespit edilerek 1.746,99 TL fatura kesildiğini, sonrasında 28/03/2015 tarihinde aracın tekrar arızalandığını, aracın dava dışı bir servise götürüldüğünü, orada araçta yanlış yağ kullanımı nedeniyle arıza oluştuğunun tespit edildiğini, tekrar aracın davalı servisine götürüldüğünü, davalı tarafından 18.755,00 TL fatura düzenlendiğini, aracın karterinde vuruk olduğunun ve bu nedenle motorun yağsız kaldığının iddia edildiğini, aracın davalıya teslim edilinceye kadar böyle bir arızasının bulunmadığını, buna rağmen davalının müvekkili aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin aracın durumunu mahkeme aracılığı ile tespit ettirdikten sonra dava dışı … 21/04/2015 tarihinde 17.641,00 TL karşılığında tamir ettiğini ve aracı 15/05/2015 tarihinde sattığını belirterek davacının ödemiş olduğu 32.757,38 TL onarım bedeli ile 13.000,00 TL değer kaybı olmak üzere 45.757,38 TL tazminatın davalıdan tahsiline, Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin oto bakım ve onarım işi yaptığını, araç satışı yapmadığını, davacının 3.kişiden satın almış olduğu araç için ekspertiz hizmeti vermediğni ve garanti vermediğini, müvekkilinin aracın kaç kez el değiştirdiğini tespit etmesinin mümkün olmadığını, aracın davacı tarafından genel bakım ve onarım için müvekkiline teslim edildiğini, müvekkili tarafından bakım ve onarımınının yapıldığını, sonrasında meydana gelen arıza nedeniyle aracın 22/09/2014 tarihinde müvekkiline getirildiğini ve onarımının yapıldığını, aracın tamirinin müvekkili tarafından yapıldığını ancak bundan sonra sorun çıkmayacağı yönünde herhangi bir taahhütte bulunulmadığını, davacının basiretli bir tacir olarak aracın hasarlarını araştırması gerektiğini, aracın son tamir işleminden sonra 28/03/2015 tarihinde tekrar arızalanması üzerine dava dışı servis tarafından yanlış yağ kullanıldığının tespit edildiğinin iddia edildiğini, ancak müvekkili tarafından yapılmış ve tespit edilmiş bir hatalı işlem bulunmadığını, sonrasında aracın yeniden müvekkiline getirildiğini, burada aracın karterinde yumurta büyüklüğünde vuruk olduğunun tespit edildiğini, bilirkişi tarafından verilen 20/04/2015 tarihli raporda bu hususun tespit edildiğini, bu durumda aracın davacı tarafından kullanılırken yağ karterinin darbe aldığının kabulünün gerektiğini bu konuda müvekkiline kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını, araçtaki değer kaybının müvekkilinden talep edilmesinin mümkün olmadığının, bu nedenlerle davacının alacak iddiasının reddi gerektiğini, menfi tespit istemi yönünden ise aracın en son çekiciyle müvekkiline getirildiğini, müvekkili tarafından verilen hizmet karşılığı 06/05/2015 tarihli 2.360,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini, bu faturaya dayalı olarak başlattıkları takibin kesinleştiğini, davacının borçlu olmadığını kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile Bakırköy 7.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/47 D.iş sayılı dosyası istenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” davacı tarafından 3.kişiden satın alınan aracın bakım ve onarımının davalı tarafından gerçekleştirildiği, delil tespiti dosyasında alınan ve mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi kurulu raporlarından anlaşılacağı üzere davacıya ait araçtaki arızanın aracın karterindeki çarpma sonucu oluşan yumurta büyüklüğündeki vuruntu nedeniyle motor yağ süzgecinin tıkanması sonucunda oluştuğu, davalının aracın bu arızasının tespitinden 5 ay 13 gün önce söz konusu araca bakım ve onarım hizmeti vermiş olduğu, dolayısıyla aradan geçen zaman ve arızanın niteliği dikkate alındığında arızanın davalının ayıplı hizmetinden kaynaklanmasının mümkün olmadığı, aksine karterdeki vuruntunun kullanım hatasına dayalı olduğu, yine araca yanlış yağ konulduğu iddiasına ilişkin olarak davalının son onarım tarihinden 5 ay 13 gün sonrası tespit edilen bu hususun davalının eyleminden kaynaklandığının kanıtlanamadığı, sonuç olarak davacının aracında oluşan hasar nedeniyle yapılmış olan masraflardan davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, davalının davacıya vermiş olduğu servis ve rektifiye hizmeti karşılığında 2.360,00 TL alacağının bulunduğu, davacının davalıya bu tutar bakımından borçlu olmadığı iddiasının kanıtlanamadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Ayrıca menfi tespit istemine dayalı takibin davacının istemi üzerine ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması kapsamında icra veznesinde bulunan paranın alacaklıya verilmemesi hususunda karar verilmiş olduğu anlaşılmakla İİK’nın 72.maddesi uyarınca davalı lehine tazminata hükmedildiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karardan sonra davacı vekilinin talebi üzerine, 15.04.2019 tarihli tashih kararıyla 22/02/2019 tarihli celsesinin 2 no.lu bendi uyarınca “Takip konusu asıl alacak tutarı olan 2.360,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” şeklinde hüküm kurulmuş olup, gerekçeli kararın yazımı esnasında koyala-yapıştır işlemi yapılırken bu maddenin gerekçeli karara sehven eklenmediği, bu hususun HMK.nın 304. maddesi uyarınca açık yazım hatası niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle kararın hüküm fıkrasının 1 no.lu bendinden sonra gelmek üzere “2-Takip konusu asıl alacak tutarı olan 2.360,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” bendinin eklenmesine, hükmün bu şekilde TASHİHİNE karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; Davacı şirketin, davaya konu … Plaka sayılı, 2008 Model, … Marka aracı satın almak üzere araç için expertiz yaptırmak istediğini, satıcıların da satıştan önce, aracın kazasının ve hasarının olmadığını ve istenilen araç tamir servisinde aracın kontrol ettirilebileceğini söylediklerini, satın alınması planlanan aracın davalı servise götürüldüğünü, davalı araç servisi tarafından, davacı müvekkiline davaya konu aracın motor, elektronik veya mekaniğinde hiçbir hasar olmadığı, kazasının olmadığına dair expertiz onayı verildiğini ve aracın alınmasının tavsiye edildiğini, hemen sonrasında araçta çok sayıda öngörülebilir arıza ortaya çıktığını, aracın yetkili servisten öğrenilen kayıtlarında “davalının davacı müvekkili yanılttığı, aracın birçok probleminin olduğu, hepsinin de tespit edilebilir nitelikte olduğu” beyan edildiğini, Bakırköy 7. Sulh Mahkemesi’nin 2015/47 sayılı D. iş dosyası kapsamında aracın durumu tespit ettirildiğini ve aracın başka bir tamircide tamir ettirildiğini, faturanın sunulduğunu, mahkeme tespitine, somut gerçeğe açıkça aykırı bilirkişi raporuna ve yetersiz incelemeye dayalı, taraflı rapor ve ek rapora göre verildiğini ileri sürmüştür.Bilahare tashih kararına karşı istinaf başvurusunda; gerekçeli karar evrakının tashih kararından önce tebliğ edildiğini, H.M.K. 304. maddeye aykırı olarak davacı tarafı dinlemeden tashih kararını verildiğini, tashih başlığı altında hesap hatası ya da açık hata düzeltmek yerine hüküm fıkrasında yeni bir madde eklendiğini, tashih kararı ile hükme fıkra eklenemeyeceğini, yargı yolunun da belirtilmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, davalı tarafça araç satın alınırken kontrolünün yapıldığı, araçta hasar olmadığının bildirilmesi üzerine aracın alındığı, satın almadan sonra araçta bir çok hasar ve arızanın ortaya çıkması nedeniyle davalının ayıplı hizmet verdiği iddiasıyla zararın tazmini ve araç tamir bedeli için yapılan icra takibine karşı menfi tespit talebine ilişkindir.Bakırköy 7.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/47 D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça dava konusu araç üzerinde hasarın nedeni ile hasarın giderilmesi bedeli ve değer kaybının tespitinin talep edildiği, sunulan bilirkişi raporunda aracın hali hazırda motorunun çıkarılmış olduğu, revizyona açılmış olan motorun yağ karterinde yumurta büyüklüğünde vuruntu olduğunun belirlendiği, halen motorun içinde yeterli yağ olmasına rağmen vuruntu nedeniyle motorun yağ süzgecini tıkayarak motorun yatak sarmasına sebep olduğunun tespit edildiği, meydana gelen arızanın motorun yağ süzgecinin tıkanmasından kaynaklandığı ve motorun komple değişmesi gerektiğinden KDV hariç yaşlaşık 20.000,00 TL masrafa ihtiyaç olduğu ve arızadan dolayı 8.000,00 TL değer kaybı oluştuğunun mütalaa edildiği görülmüştür. Bilirkişi heyeti rapor ve ek raporuna göre ise; dava konusu aracın servisten çıktıktan 5 ay 13 gün sonra karterde meydana gelen arızadan davalının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, yağ karterinde yumurta büyüklüğünde vuruntu olduğunun belirlendiği, söz konusu arızanın karterin bir yere çarpması ile motorun yağ süzgecinin tıkanması sonucunda meydana geldiği, ayrıca kartere yanlış yağ konulduğu iddiasının laboratuvarda yapılacak analiz sonucu belirlenebileceği, gözle tespitinin mümkün olmadığı, tarafların ticari defterlerine göre bakiye farkının 2.360,00 TL olup, davalının 06/05/2015 tarihli kayıtlı olan 2.360,00 TL tutarındaki faturasının davacı kayıtlarında mevcut olmadığı, faturanın davalı tarafından verilen servis ücretine ilişkin olduğu, 14/10/2016 tarihinde icra dosyasında kapak hesabı yaptırılarak 3.233,92 TL ödeme yapıldığına ilişkin tahsilat makbuzunun bulunduğu, faturadaki çekici ücreti, motor arızasının belirlenmesi için motorun sökülmesine karşı verilen servis ücreti, rektifiye işlemlerinin yapıldığının belirlenmesine göre fatura bedelinin kadri maruf olduğu belirlenmiştir.Buna göre, getirtilen tramer kayıtları, tespit raporu ve bunu doğrulayan bilirkişi raporuna göre davacı tarafça iddiaların ispatlanamadığı anlaşılmasına göre mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Tashih kararına göre yapılan değerlendirmede ise, tefhim edilen kısa kararda “Takip konusu asıl alacak tutarı olan 2.360,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine” karar verilidği, bu hüküm fıkrasının gerekçeli kararda yer almadığı, tashih yoluyla hükme yeni hüküm fıkrasının eklenmesinin karar tarihi itibariyle usule uygun olmadığı anlaşılmakla bu yöndeki istinaf talebi yerinde olduğundan tashihe ilişkin ek kararın kaldırılması gerekmiştir. Bu itibarla, tashih kararına karşı yapılan istinaf talebinin kabulüyle HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ek kararın kaldırılmasına, asıl karara yönelik ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ek karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,Davacının asıl karara yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 47,80 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-amaddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/03/2021