Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1236
KARAR NO : 2021/542
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2019
NUMARASI: 2017/687 E – 2019/445 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa göre kurulmuş bir tedarik şirketi olup, yurt çapında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket, davalı şirket ile 04/11/2014 tarihli elektrik Tedarik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkili şirket tarafından sözleşme süresince davalı şirkete elektrik satışı yapıldığını, sözleşme hükümlerine göre müvekkili şirket tarafından davalıya elektrik tedarik edilmiş ve kullanım miktarına göre fatura keşide edildiğini, müvekkili şirket tarafından davalı takip borçlusuna … sıra nolu 24/01/2017 düzenleme tarihli, 31/07/2017 vade tarihli, 6.854,84 TL bedelli Fark Fonu, Ödenmeyen Alacak YEK Alacak Tutan, Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarı, Piyasa İşletim Ücreti Fark Fonu (Elektrik Satışından Kaynaklanan Piyasa Maliyetleri) alacak kalemlerinden oluşan fatura keşide edilmiş ve gönderildiğini, ancak davalı tarafından anılan fatura ödenmediğini, anılan fatura davalı ile yapılan ikili anlaşmaya uygun olarak düzenlenmiş, Elektrik Satışından Kaynaklanan Piyasa Maliyetlerini içerir nitelikte bir fatura olduğunu, müvekkili şirket anılan faturayı keşide etmekte hukuken ve sözleşme çerçevesinde haklı konumda olduğunu, sözleşmenin 5. Maddesi çerçevesinde davalı takip borçlusuna Elektrik satışından Kaynaklanan Piyasa Maliyetleri hesaplanarak fatura edildiğini, anılan bedeller davalı abonenin tüketim miktarına bağlı olarak hesaplanmış birim fiyatları üzerinden davalıya fatura edildiğini, davalı takip borçlusu tarafından anılan faturanın ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini, davalı itirazının iptaline ve takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından düzenlenen takibe konu 6.584,84 TL bedelli 24/01/2017 tarihli … nolu faturanın 24/01/2017 tarihinde müvekkili şirkete e-posta yolu ile gönderildiğini, söz konusu faturaya süresi içerisinde Eskişehir …. Noterliğinin 30/01/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında akdedilmiş olunan elektrik enerjisi satış sözleşmesi ve imzalanan ticari uygulama protokolü gereğince sözleşmenin bitiş tarihi 01/12/2016 tarihi olarak belirlendiğini, ayrıca sözleşmede de sözleşme hükümlerinin ticari uygulama protokolünde belirtilen sözleşme bitiş tarihinde sona ereceği düzenlenmesi mevcut olduğunu, müvekkili şirket tarafından Eskişehir …. Noterliğinin 22/08/2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarı ile sözleşmenin yenilenmeyeceği, sözleşmenin bitim tarihi olan 01/12/2016 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedilmiş olacağı davacı şirkete tebliğ edildiğini, kanuna aykırı bir şekilde sözleşmenin 7.1 maddesi ile sözleşmenin yenilenmemesi hususu teminat yatırılması şartına bağlandığından ve müvekkili şirket tarafından da teminat yatırılmadığından müvekkili şirket aleyhine davaya konu fatura düzenlendiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, sözleşmenin sona ermesinden sonra müvekkili şirket tarafından davacı şirketten hesap ekstresi istendiğini, davacı şirket de 12/01/2017 tarihinde (takibe konu fatura tarihinden önce) müvekkili şirkete ekli hesap ekstresini mail atarak “0” bakiye yani borcu olmadığını bildirdiğini, buna rağmen çeşitli alacak kalemleri iddiasıyla müvekkili şirketin borçlu hale getirilmesi kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirkete (01/12/2016 tarihi itibariyle sözleşme sona erdikten sonra) 12/01/2017 tarihinde borcu olmadığını bildirdiğini, buna rağmen sonraki bir tarihte takibe konu fatura ile ödenmeyen alacak tutarı olarak 73,12 TL borç bildiriminde bulunulması dayanaksız olduğunu, müvekkili şirketin ödenmeyen elektrik kullanım bedeli olmadığını, müvekkili şirket tarafından abonelik süresince tüm fatura bedelleri eksiksiz ödendiğini, takibe konu fatura davacı ile yapılan ikili anlaşmaya uygun olarak düzenlenmediğini, sözleşmeyle birlikte imzalanan ticari uygulama protokolü 4. Maddesinde toplam satış bedelinin hangi formüle göre hesaplanacağı ve fatura kalemleri ayrıntılı olarak belirtilmiş, bu kalemler her ay müvekkili şirkete fatura edilmiş, ayrıca söz konusu faturalarla birlikte müvekkili şirketten her ay YEK bedeli de tahsil edildiğini, davacı taraf 01/12/2016 tarihi itibariyle sözleşme sona erdikten sonra ve müvekkili şirket tarafından abonelik süresince tüm fatura bedelleri ödendiği halde; “aboneye toplu olarak yansıtılmaktadır” gerekçesiyle geriye dönük olarak müvekkili aleyhine çeşitli parametlerle tek taraflı bir hesaplama yaparak müvekkili şirket aleyhine fatura düzenlediğini, davaya konu takipte işletilmiş ve işleyecek faiz oranını da kabulü mümkün olmadığını, yıllık %54 olarak uygulanan ve talep edilen faiz oranı sözleme ile kararlaştırılmadığını, sözleşme ile kararlaştırılmış bir faiz oranı olmadığını, davacı tarafından dayanılan sözleşmenin 4.2 maddesi faize değil gecikme zammına ilişkin olduğunu, müvekkili şirketin abonelik süresince gecikme zammına konu olabilecek ödenmeyen fatura bedeli de olmadığını, davacının davasının ve buna bağlı taleplerinin reddine, davacının takibe konu alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından “Taraflar arasındaki sözleşme gereğince, davacının, borçlu davalıdan takipte belirlenen miktar kadar elektik tedarik sözleşmesi açısından usule uygun düzenlenen ve itiraza uğramayan ve iade edilmeyen ve tarafların kayıtlarında mevcut faturalardan dolayı alacaklı olduğu görülmüştür. Aksine dair veya borcun ödendiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Alacağın varlığı, miktarı ve faiz taraflar arasındaki sözleşme gereğince ve kayıtlar gereğince değerlendirilmiştir. ”… Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır. ” hükmü karşısında ve taraflar arasındaki sözleşmeye dikkat edilerek TTK kapsamında bulunan aralarındaki ticari işin değerlendirilmesi sonucu; davalının elektrik tedariki sözleşmesi gereğince davacı tarafa borçlu olduğu, aksine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığına kanunen kanaat getirilmiştir. Taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile faturadan ve tarafların ticari kayıtlarından kaynaklanan alacağın davalının borcunun bulunması karşısında dosyaya mübrez belgeler, hesap hareketleri ve ticari kayıtlar uyarınca delillerin değerlendirilmesi sonucunda davalının borçlu olduğuna kanaat getirilmiştir. Taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince davacı tarafın davalı taraftan alacaklı bulunduğu 6100 Sayılı HMK m 222 uyarınca usule uygun tutulan defterlerin sahibi lehine delil teşkil etmesi karşısında anlaşılmıştır. Dava konusu değer dikkate alınarak yazılı delil ve belgeyle ispata değer verilmiştir. Borcun ödendiğine dair dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmamaktadır. Takip miktarı kadar davacının alacaklı olduğu, borcun ödenmediği, talep edilen faizin istenebileceği, davacının davasında kararda belirtilen şekilde haklı olduğu ve davasını ispat ettiği davalıdan alacaklı olduğu değerlendirilmekle davalının itirazında haksız olduğuna da kanaat getirilerek alacak likit olduğu ” gerekçeleriyle davacının davasının kabulü ile; İstanbul … İcra Darisenini … E. Sayılı takibe yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davacı lehine 1.397,70 TL icra inkar tazminatına hükmolunmasına davalıdan tahsiline davacı tarafa verilmesine, davacının fer’i olan icra inkar tazminatının %40 oranında talep edildiği anlaşılmakla icra inkar tazminatına ilişkin fazla talebin reddine karar verilmiştir.Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; görev itirazları hakkında herhangi bir karar verilmediğini, davaya konu edilen faturanın taraflar arasında akdedilmiş olunan elektrik enerjisi satış sözleşmesi ve imzalanan ticari uygulama protokolüne dayanmakta olduğunu, müvekkilinin sözleşme ve protokol gereği abone ve dolayısıyla tüketici sıfatını haiz olduğunu, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında akdedilmiş olunan elektrik enerjisi satış sözleşmesi ve imzalanan ticari uygulama protokolü gereğince sözleşmenin bitiş tarihi 01.12.2016 tarihi olarak belirlendiğini, ayrıca sözleşmede de sözleşme hükümlerinin ticari uygulama protokolünde belirtilen sözleşme bitiş tarihinde sona ereceği düzenlemesi mevcut olduğunu, takibe konu faturanın davacı ile yapılan ikili anlaşmaya uygun olarak düzenlenmediğini, sözleşmeyle birlikte imzalanan ticari uygulama protokolü 4. Maddesinde toplam satış bedelinin hangi formüle göre hesaplanacağı ve fatura kalemleri ayrıntılı olarak belirtildiğini, bu kalemlerin her ay müvekkili şirkete fatura edildiğini ve ayrıca söz konusu faturalarla birlikte müvekkil şirketten her ay YEK bedeli de tahsil edildiğini, davacının 01/12/2016 tarihi itibariyle sözleşme sona erdikten sonra ve müvekkili şirket tarafından abonelik süresince tüm fatura bedelleri ödendiği halde; “aboneye toplu olarak yansıtılmaktadır.” gerekçesiyle geriye dönük olarak müvekkili aleyhine çeşitli parametrelerle tek taraflı bir hesaplama yaparak müvekkili şirket aleyhine fatura düzenlediğini, davaya konu takipte (borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla) işletilmiş ve işleyecek faiz oranının da hatalı olduğunu, yıllık %54 olarak uygulanan ve talep edilen faiz oranı sözleşme ile kararlaştırılmış olmadığını, bilirkişiler tarafından rapor içeriğinde tüm defterlerin incelendiği belirtilmiş olmasına rağmen müvekkili şirketin davacı şirkete ödenmeyen alacağının var olup olmadığına ilişkin bir tespit veyahut da değerlendirme yapılmaksızın sonuç kısmında davalı şirketin itirazında haksız olduğu kanaatine varılmış olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek davacının haksız davasının reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmelerle davanın kabulü ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi yönündeki kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep etmiştir.Uyuşmazlık davacı tarafça 24/01/2017 düzenleme tarihli, 31/07/2017 vade tarihli, 6.854,84 TL bedelli Fark Fonu, Ödenmeyen Alacak YEK Alacak Tutan, Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarı, Piyasa İşletim Ücreti Fark Fonu (Elektrik Satışından Kaynaklanan Piyasa Maliyetleri) alacak kalemlerinden oluşan faturanın ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; taraflar arasında 04.11.2014 tarihli sözleşme imzalandığı, 01.12.2014 tarihide tedarik başladığı, sözleşmenin 01.12.2016 tarihinde sona erdiği, son faturanın ise 2016/11 dönemine ait olduğu, bilirkişi raporunda sözleşme ve davacı şirket yazılarına atıf yapıldığı, ancak takibe konu faturaların hesaplamasının yer almadığı, talimat yoluyla alınan bilirkişi raporu alındığı görülmektedir. Bilirkişi raporu tam ve açık bir irdelemeyi içermemekte, hatta çelişki doğuran tespitler içermektedir. Davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazlarının da değerlendirilmediği,itirazlar doğrultusunda ek rapor alınmadığı anlaşılmıştır.Bu nedenle bilirkişi raporu fatura ayrıntılarının hesaplanmaması ve itirazların değerlendirilmemesi nedeniyle hükme dayanak yapılacak yeterlilikte bulunmamaktadır.Bu açıdan davalının rapora itirazlarını da karşılar, davacının takip konusu yaptığı maliyet bedellerinin tahsili gerekip gerekmediği yönünden, taraf, mahkeme ve yargısal denetime uygun yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğinden,yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemece verilen kararın usul ve hukuka uygun olmadığı görülmüştür.Bu itibarla; davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılarak, belirtilen hususlarda yargılamaya devamla bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/02/2021