Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1235 E. 2020/502 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1235
KARAR NO: 2020/502
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2018
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarafından …’e karşı açılan davanın mahkemece görüldüğünü, yargılama sonucunda … aleyhine verilen kararın, Yargıtay 3. Dairesi’nin 2014/12760 E.- 2014/14136 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğini, …, … ve dava dışı …’un aralarında yazılı şekilde yaptıkları Adi Ortaklık Sözleşmesi gereğince … San. ve Tic. Ltd. Şti. adına hareket eden şirket yetkilisi …’tan olan alacakları 71.000,00-TL’nin, 3 hisse olarak paylaşılacağı hususundaki adi yazılı belge uyarınca, söz konusu …’tan olan alacağa binaen, … ile borçlu … arasında tanzim ve imza edilen 03.09.2009 tarihli ibraname çerçevesinde …’ün alacağını tahsil ettiğini beyanla ibra ettiğini, söz konusu 03.09.2009 tarihli ibranamenin, …’un, …’e olan 23.667-TL hissesi oranındaki borcunu ödemek için verdiği senetler karşılığı imzalandığını, ibra karşılığı … adına verilen senetlerin zamanında ödenmediğini, … tarafından İstanbul … İcra Md. … E. sayılı 02.03.2010 tarihli dosyası ile belirlenen alacak tutarı 25.600-TL için takip başlatıldığını, takip neticesinde alacaklı … vekili Av. … ile borçlu … arasında 25.03.2010 tarihli protokol imzalanarak, icra dosyasınca belirlenen borç miktarı olan 25.600-TL’nin ne şekilde ödeneceği hususunda anlaşıldığını, davalının, sadece kendi payına düşen kısmı tahsil edip, kendi payına düşen kısım için borçluyu ibra etmediğini, bu sebeplerden dolayı öncelikle telafisi güç ve imkansız zararların doğmasının önlenmesi bakımından yargılamanın iadesi talebi neticeleninceye kadar ilamın icrasının durdurulmasını, karardan sonra hükmü etkileyecek nitelikte yeni bir belgenin ortaya çıkmasından dolayı Mahkemenin 2013/353 E. 2014/39 K. sayılı kesinleşen kararının HMK 375 vd. maddeleri gereğince kaldırılmasını ve yargılamanın yenilenmesini, davalı tarafça ileri sürülen iddia ve taleplerin reddini talep ve dava etmiştir. Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, yargılamanın iadesine dayanak gösterilen protokol tarihinin 08.12.2014, karar tarihinin 17.03.2014 olması, mahkemece yapılan yargılama sırasında var olmayan daha sonraki tarihli protokol nedeniyle, bunun yeni bir davaya konu edilmesi mümkün olduğundan, HMK md. 375 şartlarına uymayan davanın reddine, ilamın infazının durdurulmasına dair kararın talep üzerine kaldırılmasına karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; mahkemenin red kararının yerinde olmadığını, İade-i Muhakame konusu yapılan ilamın verildiği mahkemedeki yargılama sırasında; ibranameyi düzenleyen …’a ulaşılamadığı için, yine dava konusu 71.000,00 TL alacağın tamamının değil, sadece 25.000,00 TL’lik kısmının tahsil edildiği ve bu miktar için ibraname düzenlediği hususunun ispat edilemediği, söz konusu karardan sonra tanık …’a ulaşılıp ibra edilen kısmı ortaya koyan belgenin elde edildiği, bu belgeden ziyade, maddi gerçeği ortaya çıkarmak üzere tanık delili önemli olup, bu tanığa davadan sonra ulaşılmakla, iade-i muhakame istemli davanın temelinde de, bu kişinin tanıklığına dayanıldığı, ancak mahkemece, salt 08.12.2014 tarihli protokolün esas alındığı düşüncesiyle, İade-i Muhakeme koşulları oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği, yargılama sırasında, davanın seyrini değiştirecek önemli bir tanığa, davadan sonra ulaşılmış olması ve mahkemede tanık olarak dinlenmesinin, iade-i muhakame için aranan koşulları oluşturduğu gerekçesiyle, davanın kabulü yönünde karar verilmesi gerekirken, mahkemenin aksi yönde karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu beyanıyla, kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, mahkemece 17/03/2014 tarihinde verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, Yargıtay onamasından geçerek 09/12/2014 tarihinde verilen bu onama kararının kesinleşmesi sebebiyle, iade-i muhakeme isteminden ibarettir. Davacının istinaf sebepleriyle sınırlı ve HMK 355.maddesindeki kamu düzenine ilişkin hususlar çerçevesinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda; daha önceden mahkemece verilen karar aşamasında 4 tanık huzurunda düzenlenen bir protokolün delil olarak dosya arasında yer aldığı, …’tan tahsil edilecek 71.000,00 TL paranın 3 paya bölündüğü ve paylardan birinin …’a verilmesinin taahhüt edildiği, ancak pay alacak olanlardan …’ün, …’tan olan bu alacağını ibra ettiği gerekçesiyle karar verilmiştir. Yargılamanın iadesi sebebi ise; davacı …’ün, ibranameyi kendi payına düşen 25.000,00 TL için imzaladığı iddiası ile ek protokol olarak gösterilen ve tanık dinletilmesi istenilen belge tarihinin 08/12/2014 tarihli olmasına karşın mahkeme kararının 17/03/2014 tarihli olması nedeniyle, yargılama sırasında bu belgenin mevcut olmadığı karardan sonra düzenlendiği, dolayısıyla, HMK 375.maddesinde sınırlı sayılma yöntemiyle belirtilen yargılamanın iadesi sebeplerinden kabul edilmeyeceği, kaldı ki; ek protokol olarak gösterilen belgede davalı …’ın imzasının dahi bulunmadığı, keza dinlenen tanıklar yönünden, kesinleşen davada tanık gösterilen kişinin o davada tanık olarak dinletilememiş olmasının yargılamanın iadesi sebebi kabul edilmeyeceği, ayrıca, dinlenen tanıklar bakımından da yukarıda açıklanan davalı eli ürünü bir protokol olmaması sebebiyle yazılı delil başlangıcı sayılmasının da söz konusu olamayacağı, buna bağlı olarak miktar yönünden ispat sınırının da bertaraf edilemeyeceği kanaatine varılmış olmakla, davacının istinaf başvurusu yerinde görülmemiş ve HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/06/2020