Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1202 E. 2021/1108 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1202
KARAR NO : 2021/1108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2014/1066 E – 2018/984 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 13/04/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin işyerinde bulunan elektrik saatlerinin birisinin arızalandığını, elektrik idaresine haber verildiğini, elektrik idaresi tarafından saatin sökülerek götürüldüğünü, yerine müvekkili tarafından bir saat alınarak takıldığını, bir hafta sonra saatin mühürsüz olduğu, mühür kulaklarının koparıldığı gerekçesiyle Bayrampaşada bulunan iş yerinin … tesisat nolu elektrik sayacına 2004/89735 nolu evrakla 21.107,10 TL kaçak elektrik faturası tanzim edildiğini, bu faturaya kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığı gerekçesi ile itiraz edildiği ve faturanın 12.486,27 TL’ye indirildiğini, müvekkilinin bu miktarı 05/05/2005 tarihinde ödediğini, müvekkiline kaçak elektrik hırsızlığı nedeniyle Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi 2008/389 E., 2009/2075 K. İle bilirkişi incelemesi yaptırılıp 2004 yılı ve öncesi elektrik tüketim miktarları tutarları incelemesinde elektrik sarfiyatının normal olduğunu ve müvekkilinin beraat ettiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığını, haksız olarak alınan 12.486,25 TL.’nın 05/05/2005 tarihinden itibaren banka avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini , talep ile dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili şirket tarafından tahakkuk ettirilen meblağların usul ve yasa çerçevesinde uygulandığını, tahakkuk ve hesaplamaların EPDK ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olarak yapıldığını, davacının kaçak elektrik borcunu öderken herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediğini, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından zamanaşımı yönünden reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda, “Davanın kısmen KABULÜ ile, 8.731,85-TL nin ödeme tarihi olan 05/05/2005 tarihinden itibaren kademeli olarak işleyecek merkez bankasının kısa vadeli krediler için öngördüğü yıllık avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE ” karar verilmiştir.Kararı istinaf eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;müvekkili tarafından yapılan hesaplamaların doğru olduğu , sayaca müdahalenin sabit olduğu, bilirkişi tarafından dosyada mübrez olmadığından incelemeye yapılamayan 2003/14739 Nolu tutanağın müvekkilinden celbine karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği, ancak mahkeme tarafından itirazları ve mükerrer kaçak durumun oluştuğu ifade edilen tutanağın celp edilmesi talebinin reddedilmiş olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda eksik inceleme yapıldığı, bilirkişiler tarafından tahakkuk hesabı yapılırken 57 günlük sürenin baz alındığı, bu hesaplamanın EPDK mevzuatına aykırı olduğu, 622 Sayılı Kurul Kararının, Kaçak Ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul Ve Esaslar başlıklı bölümün 1.maddesinin B bendinin 1/a paragrafında hesaplamada alınacak sürenin açıkça belirlendiği, buna göre “Kullanım yerine ait bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesi yapılmış olan yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme ve son endeks okuma işlemlerinden en son yapılanın işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez. Bu sürenin dışında müşterinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak yukarıdaki paragraf çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır. Bu süre 12 ayı geçemez. ” şeklinde düzenleme bulunduğu, görüldüğü üzere kaçak kullanıma ait bir hesap yapılacak ise 622 sayılı kurul kararı 1. madde b bendi 1-a paragrafına istinaden kaçak kullanım süresi, son okuma tarihi öncesi dönemi de kapsadığından 1 yıllık eksik tüketim hesabı yapılması gerektiği, yine anılan Raporda, “…ilgili tesisat için hazırlanan 26.10.2004 tarihli Kaçak Kayıt Dökümü’nde; 2003/14739 no ile mükerrer durumun oluştuğu belirtilmiştir. Ancak mükerrer durumun oluştuğu ifade edilen bu tutanak dosya kapsamında bulunmamaktadır…” ifadeleri ile dava kapsamında itirazları karşılayacak belgelerin bulunmadığı hususu açıkça belirtilmiş olduğu, 26.10.2004 tarihli Kaçak Kayıt Dökümü’nde; 2003/14739 numaralı tutanağın celbi için Müvekkil Şirkete müzekkere yazılması gerekli iken bu eksiğe rağmen, 09.01.2018 tarihli Bilirkişi Ek Raporunun eksik incelemeye dayanıldığını ortaya koyduğunu, tüm belgeler ile davacının kaçak elektrik kullandığı, davacıya müvekkili tarafından tahakkuk ettirilen kaçak bedellerin de bu kullanımdan kaynaklandığının kanıtlandığı,mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava ,kaçak elektrik kulanıldığı iddiası ile yapılan tahakkuklarla ilgili ödemelerin haksız olduğu iddiası ile iadesi talebine ilişkindir.Mahkemece yargılamada elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi raporunda sayaca müdahale olmadığını, önceki ve sonraki tüketimler arasında %2 ‘lik cüz’i bir fark bulunduğunu beyan etmiştir.İtiraz üzerine yeniden akademisyen – elektrik mühendisinden rapor alınmış, bilirkişinin 57 gün üzerinden kaçak hesabı yaptığı, laboratuvar sonucuna göre sayaca müdahale edildiğinin tesbit edildiği ve bunun da kaçak kullanım olduğu görüşü bildirilmiştir.Bu rapora itiraz üzerine de bu kez 2. bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişinin de dahil olduğu (hukukçu ve mali müşavirin de yer aldığı) heyet raporu ve itiraz üzerine ek rapor alınması yoluna gidilmiş,bilirkişi kurulunun raporda, davacı şirketin davalı şirkete 05/05/2005 tarihinde 12.486,27 TL. ödemiş olduğu dikkate alındığında davacı şirketin 8.731,85 TL alacaklı olduğu, bu alacağa , paranın ödendiği 05/05/2005 tarihinde 18/09/2013 dava tarihine kadar olan sürede Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için öngördüğü yıllık avans faizleri oranında işleyen faiz hesaplandığında 15.242,46 TL olarak belirlenmiş olup bu durumda davacı alacağı, asıl alacak 8.731,85 TL olarak belirlendiği görüşü bildirilmiş, mahkemece bu rapor benimsenmek suretiyle karar verilmiştir.Ancak, davalı tarafın mükerrer kaçak kullanım olduğunu ileri sürdüğü , bildirdikleri kaçak tutanağının celp edilmediği, bu hususun kaçak hesabında etkili olacağı,bilirkişi kurulunun aboneli kaçak olmasına rağmen ek kaçak tüketim hesaplaması yapmadığı,bilirkişi kurulu raporunun bu sebeplerle hüküm vermeye elverişli olmadığı anlaşılmıştır.Bu sebeplerle , davalı tarafça bildirilen ve mükerrer kaçak tüketim iddiasına ilişkin tutanağın davalı şirketten celbi ile ,bilirkişi kurulundan itirazları karşılar şekilde ek rapor alınarak ,sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden,davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/04/2021