Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1183 E. 2021/562 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1183
KARAR NO: 2021/562
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2019
NUMARASI: 2017/770 E – 2019/269 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket adına kayıtlı … plakalı … marka beyaz renkli otomobilin 16/05/2016 davalının işyeri adresine bakım için bırakılması sonrası 19/05/2016 tarihinde davalının işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu çalındığını, çalınan aracın bulunarak 28/02/2017 tarihinde davacı şirket yetkilisi tarafından emniyetten teslim alındığını, aracın sahte plaka (…) takılmak suretiyle sahte ruhsatla bulunduğunu ve aracı kullanan şahsın tutuklandığını, araç teslim alındıktan sonra incelenmesinde aracın birçok yerinde vuruk,göçük,çizik,hasar,jantlarında değişiklik, araç içindeki koltuk ve aksamlarda hasar, yan çıtalarda boya görüldüğünü, İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/27 D.iş sayılı dosyasıyla aracın onarım ve kusur bedelinin tespit edilmesinin talep edildiğini, belirtilen dosyada 27/03/2017 tarihinde alınan bilirkişi raporunda aracın emsallerinin piyasa değerinin 100.000,00 TL civarında olduğu, hasar bedelinin ise 80.635,00 TL olabileceğini ve bu durumda aracın pert-total yapılması gerektiğini, aracın gözle görülmeyen birçok yerinde de hasar olduğunun belirlendiğini,davacı tarafça aracın hasarlı hali ile 11/05/2017 tarihinde Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye numaralı işlemi ile 40.000,00 TL bedelle satıldığını, aracın çalınmadan önce …’da 3/05/2016 tarihinde araç periyodik bakımı yapılarak teslim alındığını, müşteri istek formu ve 09/06/2016 tarihli faturadan anlaşılacağı üzere aracın ikaz lambası ve balans ayarı yapılmasının dışında hiçbir eksikliği ve arızasının olmadığını, aracın 58.200 kilometrede olduğunu, araca davacının değeri yaklaşık 7.000,00 TL değerinde body kit yaptırıldığını, aracın çalınmadan önceki emsal değerinin 110.000 TL olduğunu, çalınan aracın bulunmasından sonra pek çok yerinde hasar, çizik, boya ve kilometresinin 76.000 km civarında olduğunu, her ne kadar İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/27 D.iş dosyası ile hasar tutarı belirtilmişse de ,mahkemede başkaca bir bilirkişi raporu tanzim edilebileceğini ,bu nedenle belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada şimdilik 30.000,00 TL.nın ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 24/11/2016 tarihinden itibaren davalıya verilen 7 günlük süre bitimi olan 02/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte aksi halde dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirkete ait … plakalı … marka otomobilin bakım için bırakıldığı davalıya ait işyerinde 19/05/2016 tarihindde çalınması üzerine ilgili makamlara bildirimler yapıldığını, davacıya ikame araç temin edildiğini, bu dönemde davacı tarafın aracın bedelinin ödenmesini, Beyoğlu … Noterliği nin … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle 110.000,00-TL talep ettiğini, kayıp çalıntı pert işlemleriyle ilgili trafik siciline yaptığı işlemleri ibraz ettiğini, davalının bu sürece mali mesuliyet sigortasını devreye aldığını, aracın şaşi modeli, davalıya teslim anındaki fotoğraflarda ve geliş sebepleri tramer kayıtları, piyasa koşulları da gözetilerek yaptığı ekspertiz değerlendirmesi neticesinde davacının aracının 75.000,00-TL olabileceğini, sigorta şirketine olabilecek en maksimum rakamın tespiti için ısrarı sonucunda bile 80.000,00-TL yi geçmeyeceğini, bu değerin piyasa koşullarının ziyadesiyle üzerinde olduğunun sigorta tarafından bildirildiğini, bu nesnel tespitlere rağmen davacı tarafın 110.000,00-TL değer iddiasında ısrarcı olduğunu, taralar arasındaki uyuşmazlığın esasında davalı tarafında kusuruyla illiyet bağını kaldıracak mahiyette gerekçeler oluşturduğunu, davalı şirketin bu dava tazmin konusuyla ilgili olarak mali mesuliyet sigortası bulunduğunu bu nedenle dava dilekçesi ve cevap dilekçesinin … nolu poliçe muhatabı … sigorta A Ş. ye ihbar edilmesini talep ettiğini, davacı tarafın aracın bulunmasından sonra 40.000,00-TL bedelle satışını yaptığını, satış bedelinin davacının beyan ve kabulünden aşağı olmamak kaydıyla daha yüksek olup olmadığının bilirkişi incelemesinde dikkate alınmasını, davacının kabulündeki miktardan az olmamak kaydıyla, tespit edilecek bedelin de davacının talebinden mahsup edilmesini,ayrıca davacıya araç temin edilerek masrafa girildiğini, bu konuda davalı tarafın nazara alınması ve bu giderlerin) davalıdan doğrudan gider yada mali mesuliyet sigortası tarafından yapılmış olsun) takas ve mahsubunu talep ettiğini, aracın emsal piyasa fiyatının uzman bilirkişi marifetiyle belirlenmesi gerektiğini, aracın çalınmasında kusur durumunun gözetilmesini, ceza davası sonucunun da bu sebeple önem arz etmesi sebebiyle çalınmada illiyet bağının ortadan kalkması hususunun gözetilmesini, aracı çalanların ceza davasıyla belirlenmesi durumunda da, davacının gerçek zararının mesullerinin üzerinden davacının kusur durumunun belirlenmesini, davalının kusur mesuliyetinin bulunmadığının tespiti halinde davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme,söz konusu hırsızlık olayı ile ilgili yapılan soruşturma kapsamında hazırlanan olay yeri inceleme raporunda, kamera görüntüleri üzerinde yapılan incelemelerde 19.05.2016 günü saat 21:20 sıralarında gelen birkaç şahsın hırsızlık eylemini gerçekleştirdikten sonra … numaralı dükkanda bulunan … plakalı … marka beyaz renkli aracı alarak olay yerinden uzaklaştıklarının tespit edildiğini, alınan bilirkişi raporunda; davalı tarafın iş yerine bakım ve onarım için gelen araçları kapalı ve kilitli dükkanında muhafaza ettiğini, iş yerinin demir doğrama kapılarına asma kilit sistemiyle kilit altına aldığı, güvenlik kamera sisteminin olduğunu, ancak asıl caydırıcı olan sistemin hırsızlık alarm ve ihbar sistemi olduğu ve bu sistemin davalı tarafın iş yerinde bulunmadığını, davalının iş yerlerinde aldığı güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğunu, olay yeri inceleme raporunun da bu doğrultuda olduğunu, teknik incelemeler sonucu yeterli güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle davalının kusurlu olduğu ve zararını gidermekle mükellef olduğu, araçtaki hasar açısından yapılan teknik incelemelerde araçtaki toplam 100.000 TL değerindeki hasar miktarından sovtaj değeri olan aracın 40.000 TL’lik satım bedelini düşerek kalan hasarın 60.000 TL olduğunun belirlendiğini, taraflar arasında davalı tarafın bakım ve onarım işini üstlendiği davacınin ise bedel ödeme edimini üstlendiği bir hizmet sözleşmesi gereği ,davalının sözleşme kapsamında teslim edilen aracın bakımını yapıp davacı tarafa teslim etme yükümlülüğü bulunduğu,davalının zilyetliği süresinde araçlarda meydana gelen ve kusurundan kaynaklanan zararlardan sorumlu olduğu, davalı tarafın yeterli güvenlik tedbirlerini almaması, aracın güvenliğini sağlayamaması nedeniyle kusurunun bulunduğu gerekçesiyle; “Davanın kabulüne, 60.000 TL’nin davalıdan tahsili ile, dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,” karar vermiştir. Kararı davacı vekili ile davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; faiz başlangıcının ihtarnamenin tebliğinden sonra verilen 7 günlük süre sonundan itibaren olması gerektiğini,dava tarihinden itibaren faize karar verilmesini kabul etmediklerini belirterek bu yönüyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde;davanın görülmesi sırasında alınan bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, davalının söz konusu hırsızlık olayında hiçbir ihmali ya da kusurlu bir davranışı bulunmadığını, aracın muhafazası için tüm tedbirlerin davalı şirket tarafından alındığını,davacının zarar iddiası ile davalı şirket’in eylemleri arasında illiyet bağı bulunmadığını,davacının zararının oluşmasında 3. kişinin kasıtlı müdahalesi ve yasal sonuçlarının nazara alınmadığını, bilirkişi raporunun da kendi içinde çelişkiler barındırdığını, hırsızlığın gerçekleştiği yerin sanayi sitesi olduğundan raporda bahsedilmediğini ve sanayi sitesine girişlerin ve çıkışların gece saatlerinde keyfi olmadığı, Maslak Atatürk Sanayi Sitesinin giriş kapılarında site yönetiminin bekçileri bulunduğunun değerlendirilmemesi hatalı olduğunu, kapalı işyerinde hırsızlığın meydana gelmesinde, site yönetiminin de dış mekan koruması hakkında gerekli özeni gösterip göstermediği ve tedbirleri alıp almadığı, kusur tayininde değerlendirilmesi gereken unsurlardan olmasına rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu konulara da değinilmediğini,aacın çalışmasını engellemenin yolunun , anahtarın kilitli bir yerde muhafaza edilmesi olduğunu ve davalının aracın korunmasına ilişkin kendisinden beklenebilecek tüm tedbirleri eylemli olarak aldığını ve davalıya kusur izafe edilebilecek bir ihmali ya da davranışın bulunmadığını,ceza davası sonucunun beklenmediğini ve kusur tespitinin yapılmadığını, aracın değeri hakkında da sigorta şirketinin hasar dosyasındaki emsal değerle arasındaki farkın bilirkişi raporunda açıklanmadığını ve aracın gerek emsal ve gerekse 40.000,00 TLya satış bedelinin gerçekliği konusunda somut tespite yer verilmediğini ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Somut davada ,tamir için bırakıldığı yerden çalınan davacının aracının hasarlı bir şekilde bulunduğu ve tamir edilmeden 40.000,00 TLya satıldığı açıktır.Dolayısıyla davacı araç tamir giderini davalıdan isteyemez.Ayrıca araç değer kaybının hesabında da mahkemece hükme esas kök raporda aracın kaza tarihindeki ortalama değerinin 100.000 TL olarak belirlendiği,araçta çalıntı sonrası oluşan zararın onarım bedelinin ise 95.149,30 TL olduğu,bu durumda aracın onarım bedelinin 2.el piyasa değeri olan 100.000 TL ya yaklaştığı,onarımın ekonomik olmayacağı,pert total sayılması gerektiği,aracın hazarlı haliyle noterden 40.000 TLya satıldığı,2.el hasarsız rayiç bedelinin olay tarihindeki eğeri olan 100.000 TL dan satış bedeli olan 40.000 TL çıkartıldığında davacı zararının 60.000 TL olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporuna karşı davalının itirazları değerlendirilmeden, bu hususta ek rapor alınmadan karar verilmiştir. Ancak emsal yargıtay kararlarında belirtildiği üzere otomobilin yaşı,kaza nedeniyle otomobilde tamirciye bırakılmadan önceki bakım ve onarım eksikliği dışında meydana gelen hasarlar dikkate alınarak,,dava konusu aracın hasarsız değeri ile kazadan sonraki (tamire bırakılmadan önceki hali ile ) tamir edilmiş değerinin belirlenip meydana gelen araçtaki değer kaybının belirlenmesi gerekir. Benzer davalara ilişkin Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2019/5555 E.2019/7040 K.sayılı kararında Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; araç değer kaybı konusunda hesap yapmaya ehil makine mühendisi bilirkişiden, tüm dosya kapsamına göre; kaza nedeniyle oluşan hasarın nitelik ve niceliği, aracın modeli, markası, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi gibi hususlar gözönünde bulundurularak, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki 2. el piyasa rayiç değeri (hasarsız haliyle) ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark (aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi) hususlarında, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınması gerektiği ” vurgulandığından,alınan bilirkişi raporunun taraf mahkeme ve Yargıtay denetimine uygun olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle belirtilen hususlarda davacının aracındaki değer kaybının hesaplanması yönünden ek rapor yada yeni bilirkişi heyetinden yeniden bilirkişi raporu alınmak ve davalının itirazlarının da değerlendirilmesi yönünden ,ceza dosyasının aşamaları da araştırılarak ,sigorta eksper raporu ve sigorta şirketi tarafından ödeme yapılıp yapılmadığı da irdelenerek bir karar verilmesi gerektiğinden karar HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılarak dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edenlere isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/02/2021