Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1159 E. 2021/447 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1159
KARAR NO : 2021/447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2018
NUMARASI: 2018/354 E – 2018/1315 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. Ltd. Şti.ne ait elektrik tüketim bedelinin ödenmediğini, davalıların bu şirketin yöneticileri olduğunu, şirket adına oluşan borcu ödemediklerini, kötü niyetli itirazda bulunduklarını, uyuşmazlığın sözleşmeden kaynaklanmış olması ve para iadesi söz konusu olduğundan, davacının ikametgah mahkemesinin yetkili olduğunu belirterek itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, itiraz iptali davasını da takibin yapıldığı yerde açılması gerektiğini, esas yönünden de davanın haksız olduğunu, ortakların şirket borçlarından sorumlu olmadıklarını, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme tarafından; ” Takip ve dava konusu borç, dava dışı …. Ltd. Şti.ne ait elektrik tüketim bedelidir. Asıl borçlu dava dışı …. Ltd. Şti. hakkında ayrıca İstanbul ….İcra Müdürlüğünde … sayılı icra takibi başlatılmıştır. Davalılar asıl borç ilişkisinde taraf olmayıp taraf şirketin yöneticileridir. Talebin dayanağı dava dilekçesinde TTK.nın 512, 513, 553 ve 554. maddeleri gösterilmiştir.Davalıların takip konusu alacağın dayanağı sözleşmede taraf olmadıkları, borçlu şirketin yöneticisi olmaları sebebiyle haklarında takip başlatıldığından dava dilekçesinde talebin dayanağı olarak gösterilen TTK 512, 513 ve 554. maddelerinin konu ile ilgisi bulunmamaktadır.TTK 553. maddeye dayanan talep, dolaylı zarar olup zarar konusu tutarın ancak ilgili şirkete ödenmesi talep edilebilir. Oysa takip ve davada, gerçekleştiği ileri sürülen zararın doğrudan davacıya ödenmesi istendiği ” gerekçesiyle davanın reddine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; mahkemece gerekçeli kararda yer verilen ve emsal olduğu bildirilen karardan hareketle 6762 sayılı eski TTK dikkate alınarak hüküm tesis edildiğini, ancak dava konusu borcun dayanağı faturanın son ödeme tarihinden, borcun doğumunun 6102 Sayılı Yeni TTK döneminde gerçekleştiği açıkça görüldüğünü ve 6102 Sayılı TTK madde 553’te “…şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan” bahsedildiğinden yasada doğrudan ve dolaylı zarar ayrımı bulunmadığını, ödeme imkanı olmasına rağmen sorumlulukları kapsamındaki şirket borçlarını ödemeden imtina ederek ve bunun sonucunda ortaklık aleyhine takip yapan müvekkili şirketin alacağını tahsil edememesine neden olan davalıların müvekkili şirkete karşı doğrudan doğruya sorumlu olduğunu, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, yöneticinin ödeme imkanı varken kusurlu davranarak borç ödememesinin, TTK 553 maddesine uygulama olanağı vereceğini, yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucu meydana geldiğinin kabulü gerektiğini, başka bir deyişle, Türk Ticaret Kanunu yönetim kurulu üyeleri için kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörmüş ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesi kabul etmiş olduğunu, dosya kapsamında zararın ve davalıların ne zaman ne şekilde kusurlu davrandıklarının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerekmekteyken; inceleme yapılmaksızın eksik değerlendirme neticesinde hüküm kurulduğunu, “çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca ödenmesini istedikleri paranın öncelikle şirkete ödenmesini istediklerinin de kabulü gerektiğin ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda özet olarak; yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı, usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak lehlerine maktu vekalet ücreti olarak AAÜT uyarınca 2.180,00 TL takdir edildiğini, bu husussun maddi hata niteliğinde olduğunu, davanın itirazın iptali olup ve dava değeri de 62.082,62-TL. olduğunu, itirazın iptali davasında dava değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maddi hata sonu maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının bu kısmın kaldırılarak, düzeltilmesini talep etmiştir. Dava, dava dışı şirketin yöneticileri olan davalıların şirket borçlarını kusurlarıyla ödemedikleri iddiasına dayalı alacağın tahsili istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu ise, davacı şirketin zarar görmesi ile ilgili olarak yapmış oldukları eylemlerden dolayı bağlantı olup olmadığı, davacının gerçekten zararının olup olmadığı ve zarar var ise davalıların sorumlu bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.Dosya kapsamından; davacı tarafından davalılar aleyhine dava dışı şirket olan ….. Ltd. Şti.ödenmeyen gecikmiş enerji bedeli açıklaması ile 06.06.2011, 27.10.2011,26.12.2011,12.03.2012 tarihli faturaları ve gecikme faizi ve faizin KDV’si toplamı olan 137.619,93 TL’nin tahsili istemiyle takip başlatıldığı anlaşılmaktadır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 553/1. maddesinde “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde, kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” ibaresinin bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince “TTK 553. maddeye dayanan talep, dolaylı zarar olup zarar konusu tutarın ancak ilgili şirkete ödenmesi talep edilebilir. Oysa takip ve davada, gerçekleştiği ileri sürülen zararın doğrudan davacıya ödenmesi istendiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de 6102 sayılı TTK’nın 553/1 maddesi uyarınca şirket alacaklılarına karsı verdikleri zarardan sorumlu oldukları düzenlemesi gereğince davalıların borcun ödenmemesi konusunda kusurlarının bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla davalının istinaf isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davacının istinaf talebini kabulüyle kararın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/02/2021