Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1156 E. 2020/43 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1156
KARAR NO: 2020/43
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2019
NUMARASI: 2019/414 E – 2019/181 K
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 21/01/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yüklenici firma olup diğer davalı …’ın maliki olduğu Sultanbeyli ilçesi, … mahallesi, … ada, …,…,…,…,…,… ve … parsellerin tamamında 7 bloktan oluşan bir site inşa etme konusunda Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat ve Taşınmaz Vaadi Sözleşmesi imzaladıklarını, müvekkilinin ise sözleşme gereğince inşa edilecek projenin inşa edilip tamamlanması için davalı yüklenici şirket ile aralarındaki adi ortaklık sözleşmesi uyarınca finansör olduğunu ve toplamda 7.127.501,00 TL alacağa mahsuben ve bu bedel karşılığında davalı şirket ile müvekkilinin 12.07.2018 tarihli yazılı şekilde hazırlanan alacağın temliki sözleşmesi imzaladıklarını, toplam 19 dairenin müvekkiline gayrikabili rücu olarak devir ve temlik ettiğini, alacağın müvekkiline ödeninceye kadar 19 daireye ilişkin talep ve tasarruf yetkisinin bulunmadığını ve bütün haklarını talep, tahsil ve ahz-u kabz yetkilisinin temellük eden davacı müvekkiline geçtiğini beyan, kabul ve taahhüt ettiğini, davalı şirketin çeklerinin yazılması nedeniyle alacaklılarının icra takipleri yapmaya başladığını ve hacze gelindiğini, bu nedenlerle davalı …’ın maliki olduğu … nolu parseldeki 2 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin, … nolu parseldeki 1, … ve … nolu bağımsız bölümlerin, … nolu parseldeki 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin, … nolu parseldeki … ve … nolu bağımsız bölümlerin, … nolu parseldeki 2, 8, 13 ve 16 nolu bağımsız bölümlerin … nolu parseldeki 26, 27, 36, 40, 46 ve 50 nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tescilini, bu taleplerin yerinde görülmemesi halinde bu bağımsız bölümlerin keşif tarihindeki emsal değerleri için şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte tazminini talep ve dava etmiştir. İstanbul Anadolu 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2018 gün 2018/447 K. sayılı ilamıyla “dava konusu edilen alacak, davacı ve davalı müteahhit arasında akdedilen adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmakta olup bu yönüyle protokolün tarafları arasındaki 152 adet bağımsız bölümün inşası ticari bir iştir ve protokolün tarafları bu ticari işin gerçekleştirilmesi için adi ortaklık kurmuşlardır. Bu halde T.T.K. m. 3,4,5 uyarınca davaya bakmakla görevli mahkeme Ticaret Mahkemesi olup görev hususunun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve dosya Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir. Bu kez dosyanın gönderildiği mahkeme “dava taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davacının tacir olmadığı, kar amacıyla girmiş olduğu adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan alacaklarının belirlenmesini ve tahsilini talep ettiği anlaşılmakla, mahkemenin görevsizliğine, İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna” dair görevsizlik kararı verilmiştir. Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf başvurusunda özetle; davacının dava dilekçesinde dava değerini 200.000,00 TL göstererek harç yatırdığını, ancak 7.127.501,00 TL alacaklı olduklarını ve alacakları karşılığında 19 adet daireyi devir ve temlik aldıklarını ileri sürüp tapu iptal ve tescil talep edildiğini, mahkemece eksik harç tamamlanmadan görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, bu mümkün olmadığı takdirde taşınmaz değerlerinin tahsili talebine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; yüklenici ile arsa sahibi olan davalılar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, yüklenici olan davalı şirketin ise davacı ile adi ortaklık sözleşmesi imzalamasıyla davacının yükleniciye finansör olduğu, aralarında alacağın temliki sözleşmesinin akdedildiği iddiasıyla davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TBK’da düzenlenen adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı olduğu taraflardan davacının TTK’da düzenlenen tacir sıfatını taşımadığı gibi, adi ortaklığın konusunun ticari gelir elde etmek olması, davayı kendiliğinden ticari dava haline getirmeyeceğinden, TTK’da ön görülen, tarafların her ikisinin de tacir olması koşulunun davada oluşmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür. Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a-3 maddesi kıyasen uygulanmak suretiyle, HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/01/2020