Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1125 E. 2021/460 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1125
KARAR NO : 2021/460
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 19/03/2019
NUMARASI: 2016/639 E – 2019/299 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği elektrik kullanımında bulunan şirkete faturalar gönderildiğini ve davalı şirketin faturaları ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin 01/07/2016 tarihinde borca, faize ve tüm ferilere haksız olarak itiraz ederek icra takibini durdurduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kullandığı elektrik enerjisine karşılık gelen bedeli davacıya ödediğini, davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığından icra takibine itiraz ettiğini, davacı tarafın müvekkiline satmadığı veya vermediği hizmet için haksız ve kötü niyetli olarak talepte bulunduğunu, müvekkilinin 31.12.2014 tarihi itibari ile davacıdan hizmet alımını kestiğini ve davacının aradan geçen bunca zaman sonrasında alacak talebinde bulunduğunu, ayrıca davacının müvekkili aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını ve iş bu icra takibi ile alacak iddiasının mükerrer olduğunu, müvekkilinin temerrüte düşmediğinden davacının takip öncesi faiz talep edemeyeceğini, alacağın likit olmaması sebebiyle davacının %20 oranında icra inkar tazminatı talep edemeyeceğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı taraf haksız ve kötü niyetli olarak müvekkil şirket hakkında icra takibi başlattığından davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından; ” taraflar arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafın sözleşme gereği faturalar tanzim ettiği, faturaların zamanında ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibine girişildiği, davalı tarafça takibe itiraz edildiği, taraf ticari defterlerinin birbirlerini doğrulamadığı, bunun sebebininde 20/01/2015 tarihli … nolu 20.227,18-TL tutarlı faturanın davacı şirket defterlerine işlenmemiş olmasının olduğu, ticari defterlerdeki son kayıt tarihlerinin 22/01/2015 ve 26/01/2015 tarihleri olduğu, davalı tarafın 17.11.2014 tarihli … seri nolu 178.723,84-TL tutarlı fiyat farkına konu olan faturayı süresinde ödemediği bu suretle temerrüte düştüğü, davalı hakkında icra takibinin 21/03/2016 tarihi olduğu, davacı ticari defterlerindeki son kaydın 22/01/2015 tarihi olması sebebiyle geçen süreç içerisinde faiz işlediğinden icra takibinde talep edilen rakam ile ticari defterlerdeki rakamın birbirini tutmadığı, davalı tarafın faturaları süresinde ödemediğinden satın alma fark bedeli iade faturası tanzim etme hakkı bulunmadığı ” gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacak 24.864,18 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; taraflar arasında elektrik enerjisi alım sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme müvekkili tarafından 31/12/2014 tarih itibariyle fesh edildiğini, müvekkilinin elektrik enerjisi tüketim bedeline ilişkin fatura bedellerini, dava konusu 2016/10257 esas sayılı icra takibinin başlatılmasından çok önce ödediğini, ödenmemiş borcu olmadığını, mükerrer icra takibi yapıldığını, davacı tarafın dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibinden İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takip dosyası ile icra takibi yaptığını, mükerrer icra takibine dolayısıyla dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin itirazları hakkında bir karar verilmediğini, davacının cevaba cevap dilekçesinde İstanbul ….İcra Müdürlüğü … esas sayılı ilk icra takip dosyasının geri çekildiğini ve dosyanın kapalı durumda olduğunu beyan ettiğini, bu beyan ve iddia doğru olmadığını, söz konusu icra takip dosyası resen takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırıldığını, alacaklı tarafın hak düşürücü zamanaşımı süresi içerisinde dosyayı her zaman yenilemek hakkına ve yetkisine sahip olduğunu, davacının müvekkilinin elektrik enerjisi satış sözleşmesini 31/12/2014 tarih itibariyle haklı nedenle fesih etmesi nedeniyle 16 ay sonra haksız ve hukuka aykırı şekilde mükerrer icra takibinde bulunduğunu, davacının , enerji satış sözleşmesinde kararlaştırılmış olan satış bedelinden indirim yapılmasına ilişkin şartı kaldırarak geçmişe dönük tahakkuk etmiş faturalara yansıtması ve bu hususta yeni fatura düzenleyerek icra takip konusu yapması sözleşmeye aykırı olduğunu, sözleşmede yazılı iskontonun ancak ileriye dönük tahakkuk edecek satış bedeline uygulamamak hakkına sahip olunabileceğini, dava konusu alacak lit bir alacak olmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, ödenmeyen elektrik faturalarının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. taraflar arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafın sözleşme gereği faturalar tanzim ettiği, mahkemece görüşüne başvurulan mali müşavir bilirkişinin “Davacı şirketin davalı şirketten 2015 yıl sonu bakiyesinde 20.227,18-TL alacaklı olduğu, davalı şirketin davacı şirketin 2015 yıl sonu bakiyesinde borç ve alacağı bulunmadığı bakiyesinin 0-TL (Sıfır) olduğu, 20/01/2015 tarihli … nolu 20.227,18-TL tutarlı fiyat farkı faturasının sözleşmenin 4.4.1.maddesine göre ödemelerin gecikmeli yapılmasından dolayı indirimli tarife uygulanmayacağından davacı tarafından faturanın kabul edilmemesinden kaynaklandığı, 17/11/2014 tarihli … seri nolu 178.723,84-TL tutarlı fiyat farkına konu olan faturanın süresinde ödenmediği 2015 yılı Ocak ayında ödendiği, 20/01/2015 tarihli … nolu 20.227,18-TL tutarlı faturanın davacıya tebliğ edildiği ve davacının faturayı iade ettiği’ görüşü hükme esas alınarak karar verildiği görülmektedir. Buna göre yapılan değerlendirmede; davalı savunmasında bahsi geçen İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takip dosyasının getirtilerek incelenmediği, görüşüne başvurulan bilirkişinin mali müşavir olup taraflar arasındaki sözleşme ve indirim maddeleriyle ilgili uzmanlığının bulunmadığı halde bu raporun hükme esas alınması usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla, davalının istinaf talebinin HMK’nın 353/1-a-6maddesi gereğince kabulüyle mahkemece dava dosyasının, önceki bilirkişi dışında, dava konusu hakkında uzman olan mühendis bir bilirkişiye verilerek, yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve denetime uygun bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/02/2021