Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1123 E. 2021/559 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2019/1123
KARAR NO: 2021/559
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2019
NUMARASI: 2017/839 E – 2019/286 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 01.02.2014-01.02.2015 tarihleri arasında elektrik satış sözleşmesi yapıldığını, davacının sözleşme boyunca bütün borçlarını ödediğini, davacının 01.07.2016 tarihinde fiyatı daha uygun olduğundan … şirketi ile sözleşme imzalayarak, elektrik enerjisi aldığını, davalının 30.01.2017 tarihli fatura ile 19.328 TL’lik cezai şart tahakkuku ile tahsili yönünden davacı hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile yapılan takibe davacının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ancak 14.09.2017 tarihinde davalı tarafından davacının elektriğinin kesildiğini, davacının çok zor duruma düştüğünü beyanla ,takipteki borç nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti ile elektrik kesme işleminin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; kullanım yerinin ticarethane olduğunu, elektrik tedarik sözleşmesini ticari faaliyeti için, 01.02.2014 başlangıç tarihi ile 01.02.2015 bitiş tarihlerini kapsayacak şekilde bir yıl süreli akdedildiğini, davacı şirketin süresi içerisinde geçerli bir fesih bildirimi bulunmadığından elektrik satış sözleşmesinin 9.maddesi gereğince bir yıl süre ile yenilendiğini, yine aynı sözleşme ile davacının elektrik abonelik sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın feshetmesi halinde en yüksek fatura bedelinin iki katı tutarında ceza bedeli ödeyeceğini kabul ettiğini belirterek, davacının ihtiyati tedbir talebi ile birlikte davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Somut davada, fesh edilmiş olan elektrik alım sözleşmesinden dolayı davalının düzenlediği cezai şart alacağı faturasından dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istenilmektedir. Dayanak takip dosyasında davacı tarafça davacı hakkında toplam 19.370,57 TLnın tahsili için ilamsız icra takibinin yapıldığı belirlenmiştir. Mahkeme, mali müşavir … ve elektrik mühendisi …’dan alınan bilirkişi raporunda; davalının , elektrik enerjisini ticari faaliyeti için kullandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme açısından; davacı, haklı bir sebep olmaksızın ve sözleşme bitim tarihinden 90 gün önce bildirimde bulunmadan sözleşmeyi feshettiğini ,sözleşmenin 10. maddesinde “Sözleşmenin, tüketici tarafından haklı bir sebep olmaksızın feshedilmesi durumunda, tüketicinin, tedarikçiye, sözleşmenin imza tarihi ile fesih bildirim tarihi arasındaki en yüksek fatura bedelinin iki katı tutarında ceza bedeli ödeyeceği” hükmü olduğundan davacının, davalıya cezai bedel ödemesi gerektiği, davacı … Ltd. Şti.’nin takip tarihi itibariyle davalı … A.Ş.’ne ödemesi gereken cezai bedel 17.942,38 TL olduğunun bildirildiği,ancak taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin 01/02/2014-01/02/2015 tarihlerinde olduğu, davacının başka firma ile 01/07/2016 tarihinde sözleşme imzaladığı, davalının ise ceza faturasını 30/01/2017 tarihinde düzenlemiş olduğu, dosyada davacının fesih bildiriminin 01/07/2016 tarihinde yapmış olduğu, davacının sözleşmenin feshini süresinde yaptığı ve fesih öncesine ait herhangi bir borcunun da bulunmadığı gerekçesiyle; “Davacının davasının kabulüne , İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu 19.328 TL tutarındaki faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, mahkemece verilen tedbir kararının karar kesinleşinyece kadar devamına” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;dava konusu sözleşmenin süresinden önce ve yasal 90 günlük bildirim süresine uyulmadan davacı tarafça feshedildiğini,mahkemenin feshin süresinde olduğu tespitinin yerinde olmadığını,sözleşme tarihlerinin ; 01/02/2014 ile 01/02/2015 tarihleri olduğuna göre;01/02/2014 ile 01/02/2015 -01/02/2015 ile 01/02/2016-01/02/2016 ile 01/02/2017 tarih aralıklarında sözleşmenin yenilendiğini, fesih bildiriminin 01/07/2016 tarihinde yapıldığına göre davacının 01/02/2017 tarihine kadar sözleşme ile bağlı olduğunu , sözleşmenin 9. Maddesinde açıkça belirtildiği üzere fesih ihbarının geçerliliğinin tedarik bitiş tarihinde gerçekleştiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi,sözleşmenin 9.maddesi kapsamında 90 gün önceden bildirim yapılarak sözleşmenin süresi sonunda fesih edilebileceği hüküm altına alınmış iken, 01/02/2014 başlangıç tarihli sözleşmenin aralardaki yenilenmelerle birlikte son olarak 01/02/2016 ile 01/02/2017 tarihleri arasında yenilendiği,davacının fesih bildiriminin 01/07/2016 tarihi olduğu ancak bu süre zarfında sözleşmenin aslında 01/02/2017 tarihinde sona ereceğinin kabulü gerektiği,bu nedenle davacının sözleşmeye aykırı süresinden önce sözleşmeyi feshetmesi sebebiyle sözleşmenin 9.maddesinde belirtilen aynı dönemdeki en yüksek fatura bedelinin iki katı tutarında ceza bedeli ödemesi gerektiğinden,bu konudaki hesaplama ve tespite dair bilirkişi raporu gereğince davacının cezai şart borcunun 17.942,38 TL. olarak hesaplandığı gözetilerek,bu hesaplamada gecikme cezasının hesaplanmadığı,asıl alacak yönünden yapılan hesaplamaya dair raporun taraf ,mahkeme ve Yargıtay denetimine uygun olduğu anlaşılmıştır.Davacı davada 19.328,00 TL.dan borçlu olmadığını talep etmiş,ancak davacının 17.942,38 TL cezai şart alacağı hesaplandığından aradaki fark tutarı olan 1.385,62 TL.dan davacının borçlu olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemenin kararı yerinde görülmemiştir.Davacı takip öncesi temerrüde düşürülmemiştir. Alınan bilirkişi raporu kapsamında, davacı davasını ispat etmiştir.Temerrüt takiple oluşmuştur.Bu nedenle mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı yerinde görülmemiştir. Bu itibarla davacının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1b-2.maddesi gereği kaldırılarak “Davacının davasının kısmen kabulü ile davacının dava konusu yaptığı 19.328,00 TLlık faturanın 1.385,62 TL.sından borçlu olmadığının tespitine,fazla talebin reddine ” dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1-B-2 maddesi gereği kaldırılarak yeniden esasa ilişkin olarak; 1- Davanın kısmen kabulü ile davacının dava konusu yaptığı 19.328,00 TL’lik faturanın 1.395,62 TL’sinden borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine, 2-Alınması gereken 95,33 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 330,08-TL den mahsubu ile fazla alınan 234,75-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yatırılan 95,33 TL.harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 1.874,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 131,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince kabul edilen tutar yönünden 1.395,62 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine 9-Taraflar tarafından yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, İstinaf incelemesi ile ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 43,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/02/2021