Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1116 E. 2020/585 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1116
KARAR NO : 2020/585
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2017
NUMARASI : 2015/367 E – 2017/352 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/06/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı şirketlerin kurumsal … telefon müşterisi iken … bayi olan davalı … firması adına yetkili kurumsal satış yöneticisi … ve Kurumsal satış temsilcisi … ile kullanılan 168 adet araç takip tanıma telefon hattı ve 80 adet ses hattının geçirilmesi için 29.11.2014 tarihli kurumsal tip abonelik sözleşmeleri imzaladığı, … tarafından kesilecek cezai şartın karşılanması için 4 adet cihaz tanımlanarak 9.200,00 TL nakit tutarın 30/01/2015 tarihinde ödeneceği hususunda yazılı tahahhüt verildiği, ikinci ay faturası olan Ocak ayı faturası davacı şirkete gönderilemediğinden bu hatların faturasının ödenemediği, hatların kapandığı belirterek maddi zararlarının tespiti ile tahsiline ayrıca 20.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve talep etmiştir.Davalılar vekilleri ayrı ayrı cevap dilekçelerinde davanın reddini istemişlerdir. Davacı vekili 20.04.2017 havale tarihli dilekçesinde maddi tazminat yönünden taleplerini açıklayarak toplam 12.786,00 TL maddi tazminat talep ettiklerini bildirmiş ve maddi tazminat yönünden eksik harcı ikmal etmiştir.Mahkeme; davacı şirketler tarafından davalı ….’nin alt bayii olan diğer davalı … Ltd. Şti. ile yapmış olduğu abonelik sözleşmesi kapsamında davalı tarafın sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle bilirkişi raporunda belirlenen 8.559,00TL alacağının oluştuğu, davalıların ana bayii ve alt bayii olarak birlikte sorumlu oldukları dikkate alınarak her ikisinden birlikte tahsil edilmesi gerektiği, davacı tarafın manevi tazminat isteme koşulları gerçekleşmediği gerekçesiyle;”Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan manevi tazminat davasının subuta ermediğinden reddine, davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 8.559,00TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine” karar vermiştir.Mahkemenin bu kararına karşı davalılar vekili istinaf talebinde bulunmuştur.İstinaf incelemesi sırasında Dairemizin 2017/2348 E.sayılı kararı ile davalı … vekilinin vekaletnamesinin süresinin dolması nedeniyle, yeni vekaletnamenin ibrazı yönünden dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş,davalı vekilince yeni vekaletnamenin dosyaya sunulduğu ve dosyanın Dairemize istinaf incelemesi yönünden gönderildiği anlaşılmıştır.Somut davada ayrı tüzel kişi oldukları anlaşılan ve birlikte davacı olarak gösterilen bu şirketlerin aralarındaki ilişki,ne dava dilekçesinde nede yargılama sırasında belirtilmemiştir. Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olup olmadığı anlaşılmadığı gibi, her bir davacı yönünden ayrı sözleşmelerin de mevcut olduğu görülmüştür.Bu nedenle zorunlu dava arkadaşı olmayan davacılar yönünden, her iki davacıya ait talebin birlikte hüküm altına alınması mümkün olmadığı gibi ,gerektiği takdirde tefriki de yapılabilir.Ayrıca, davada her bir davacı açısından alacak dayanağı durum tam olarak açıklığa kavuşturulmadığı gibi, manevi tazminat talebi 20.000,00 TL gösterilmekle birlikte, bu bedelin, her bir davacı için 10.000,00 TL’den toplam 20.000,00 TL olup olmadığı da anlaşılmamaktadır. Dava dilekçesinin başında , harca esas değer 10.000,00 TL.olarak gösterilmiştir. Maddi talep açıklattırılarak harç ikmal ettirilmişse de, manevi tazminat talebine dair kısım açıklattırılmamış , ayrıca maddi talebin hangi şirket için ne miktarda olduğu da belirlenmemiştir. Buna göre HMK’nun 31.maddesi kapsamında, hakimin davayı aydınlatma görevi bulunduğundan,bu madde çerçevesinde önce bu açıklamalar alınarak herbiri yönünden talep ayrıştırılıp açıklattırılarak ,eğer bir maddi -manevi zarar varsa, hangi şirket yönünden ne miktarda olduğu açıklattırılıp her biri yönünden ayrı hüküm kurulması gereği de gözönünde tutularak karar verilmesi gerektiği halde, bu hususlar değerlendirilmeden ve karar gerekçesinde tartışılmadan esas hakkında karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davalıların istinaf taleplerinin kabulü ile ,kararın HMK 355, 31, 353/1-a-6 madde gereğince kaldırılmasına ve bu hususlarda yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalıların istinaf başvurularının kabulü ile kararın, HMK 355,31, 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, kaldırma gerekçelerine uygun yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edenlere isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/06/2020