Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1106 E. 2021/458 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2019/1106
KARAR NO : 2021/458
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2017
NUMARASI : 2013/332 E – 2017/541 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin abonesi olduğunu, 387.638,49TL ceza faturası tebliğ edildiğini, itiraz üzerine dava konusu edilen faturanın düzenlenerek davacıya tebliğ edildiğini, faturaya yaptığı itirazın reddedildiğini, borcun ödenmemesi nedeni ile doğalgaz kesme yazısının davalı şirkete tebliğ edildiğini, ilk ceza faturası gönderildiğinde davacı şirketin sayacın çevresine kafes yaptırarak sayaca müdahalenin önlenmesini sağladığını, sayaca müdahale edildiğinden bahisle düzenlenen faturaların fiili duruma aykırı olduğunu, iptal edilen 387.638,49TLlik faturanın 27/09/2011 ile 04/09/2012 dönemi kapsadığını, 49.352.01TLlik faturanın ise 07/09/2010 ile 18/01/2011 arasındaki yaklaşık 4.5 aylık dönemi kapsadığını, itiraz üzerine iptal edilen fatura içeriğinden davalının yaptığı hatayı fark ettiğinin anlaşıldığını, ancak aynı mahiyette farklı dönemleri kapsayan ikinci bir faturanın kesilmesinin hatayı yeni bir hata ile kapatmak olduğunu, sayacın etrafından kafes olması nedeni ile davalı şirket yetkilisinin kullanılan gazı göremediğini, tahmini bir rakam yazdığını, sayaçtan gerçekte geçen gaza ilişkin fatura düzenlenmediğini, davalı şirketin hiç bir araştırma yapmadan inişli çıkışlı dönemlere bakarak fatura düzenlendiğini, davacı şirketin kaçak doğalgaz kullanmadığını, davacı şirketin bazı dönemlerde çok bazı dönemlerde ise az tüketim yaptığını, davacı şirketin itirazının haklılığının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile ortaya çıkacağını belirterek 16/04/2013 tarihli 49.352,01 TL lik doğalgaz ceza faturası nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının doğalgaz abonesi olduğunu, dava konusu olan 1000209-888 tesisat numarası üzerinde dogalgaz kullandığını, davalı kurum tarafından yapılan kontrollerde davacının kaçak doğalgaz kullandığının tespit edildiğini, mevzuatın gerekleri uygulanarak davacıya 49.352,01 TL bedelli kaçak doğalgaz faturasının tahakkuk ettirildiğini, davalının ise bu davayla borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, davacının talebinin doğru olmadığını, söz konusu kaçak doğalgaz faturasının davacının doğalgaz sistemine müdahale ederek kaçak gaz kullanması nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmeye ve doğalgaz piyasası hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirildiğini, EPDK tarafından yayımlanan “kaçak veya usulsüz doğalgaz kullanımı uygulanacak usul ve esaslar ” esaslara ilişkin tebliğin 4. Maddesinde kaçak doğalgaz kullanımı miktarının %200’üne kadar kaçak doğalgaz kullanım bedeli uygulanabileceğinin ön görüldüğünü, davacının akdedilen sözleşmenin 2. Maddesinde davacının tesisatına İGDAŞ’ın onayı olmadan müdahale edilemeyeceği, müdahale edilmesi halinde yürürlükteki mevzuat hükümlerinin uygulanacağının hüküm altına aldığını, davacının dava konusu bu olayda kurulu bulunan sayaca müdahale ederek doğalgazın eksik ölçülmesine sebebiyet verdiğini, bu durumun tutanak ve teknik raporlarla tespit edildiğini, bu nedenle de … tarafından yapılan kaçak gaz işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, sayacın çekilen fotoğrafları incelendiğinde gösterge panelinin alt tarafında bulunan asma mührünün olmadığının görüleceğini, ayrıca bu durumun davacının sayacın yapılan ilk tespit olmadığını, tutulan tutanaklarla ve sarfiyat miktarlarının kontrol edilmesiyle davacının kaçak gaz kullandığının şüpheye yer vermeyecek şekilde ortada olduğunu, dağıtım sistemine veya sayaca ya da tesisata müdahale edilerek tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle tüketimin eksik veya hatalı ölçülerek ya da hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi kaçak doğalgaz kullanımı olduğunu, tüm bu nedenlerle davacının kaçak doğalgaz kullandığı açık olduğu halde açılmış bulunan bu davanın reddine ve mahkemece de verilmiş bulunan tedbir kararının kaldırılmasına şayet tedbir kararı kaldırılmazsa tedbirin sadece davaya konu olan fatura borcuna yönelik olarak uygulanmak üzere düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme tarafından; ” davacı şirket tarafından kullanılan sayaca müdahale yapıldığı, bunun sonucunda ilk olarak davacı tarafa 387.638,49TLlik fatura kesildiği, söz konusu faturanın davacı tarafça davalı kuruma ödendiği, bu faturanın 27/09/2011 ile 04/09/2012 tarihleri arasındaki dönemi kapsadığı, bu dönem için sayaca müdahale edildiğinin tespit edilmesi üzerine sayacın kaldırıldığı ve davalı kurum tarafından … sayacın gönderilerek, sayacın muayene edildiği, bu muayene sonucu sayacın müdahale gördüğünün tespit edilmesi üzerine bu kez daha önceki dönemde fatura kesilmeyen 07/09/2010 ile 18/01/2011 tarihleri arasındaki dönem için 65.358,79TLlik faturanın kesildiği, davacı tarafça bu faturanın yüksek olduğundan bahisle davalı kuruma yapılan müracaat üzerine bu faturanın iptal edilerek aynı dönemi kapsayan 49.352,01TLlik fatura kesildiği, dolayısıyla daha önce davacıya kesilen ancak sonraki dönem için kesilen (27/09/2011 ve 04/09/2012 tarihleri arası) fatura ile daha önceki dönem için kesilen (07/09/2010 ve 18/01/2011 tarihli dönemler) faturaların farklı dönemlere ait olduğu, gerek İGDAŞ tarafından yapılan okumalarda gerekse dosyaya sunulan sayaca ait fotoğraflarda sayaca müdahale yapıldığının görüldüğü, 18/12/2010 tarihinde yapılan okumada gösterge rakamı 22.371 iken 18/01/2011 tarihli okumada göstergenin 10.500e düştüğü, 02/02/2011 tarihinde yapılan okumada gösterge 35.100 iken 16/03/2011 tarihinde yapılan okumada göstergenin 24.600e düştüğü, tüm bu hususlar dikkate alındığında ve mahkememizce kabul gören bilirkişi raporlarına göre davacı şirkete davalı tarafından kesilen faturalarda hukuka aykırı bir yön görülmediği, mevzuat ve yönetmeliklere uygun olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; bilirkişilerin hatalı değerlendirme yaptığını, 62.506.98 TL ceza kesildikten sonra sayacın kurumca değiştirildiğini ve yeni sayaç takıldığını, davalı şirket yetkilerinin kapalı olan saatin açılmasını istemek yerine, aboneye haber vermeden, kafalarına göre bir rakam yazarak gittiklerini, bu durum anlaşıldıktan sonra göstergede biriken gaz bedelinin büyük bir yük oluşturmaması için müvekkili şirkete anlayış gösterdiklerini beyan ederek 18.01.2011 tarihinde bir kısmını göstergeye 10.500 olarak yansıttıklarını, göstergede kalan miktarı diğer ay kullanılan gaz ile birlikte tamamen 02.02.2011 tarihinde gerçek göstergeye 35.100 olarak yansıtarak gösterge gerçek değerine kavuşturulduğunu, ilk cezanın kesilerek saatin söküldüğü 07.09.2010 tarihi ile gerçek gösterge rakamına dönüldüğü 02.02.2011 tarihi arasında kullanılan gazın yaklaşık ortalama beş aylık gaz miktarı olduğunu, bu dönemde kurumun kendi elamanlarından kaynaklanan düzensiz kayıt-yazım işlemi söz konusu olduğunu, düşen tüketim bedelleri gerekçe gösterilerek sayaca müdahale edildiği iddiasının kesinlikle hatalı olduğunu, müvekkilinin dönem dönem üretim kapasitesine bağlı olarak kullanımının azaldığını veya arttığını, sayaca müdahale edilmediğini, davalı kurumun kendine göre en az gaz kullanımına göre ceza kestiğini beyan etmesine rağmen ilgili dönem içinde en az kullanım 1006 m3 küp olup kullanım bedeli 972.TL iken bu rakamın esas alınmadan abonenin zararına haksız ve fahiş ceza kesildiğini, tanıklarının dinlenilmeden hatalı bilirkişi raporuyla karar verildiğini, okuma bilgileri ve fatura bilgilerinin sisteme girilmesinde ciddi hatalar yapıldığını, 21.03.2011 tarihli fatura incelendiğinde ilk okuma tarihinin 02.02.2011, son okuma tarihinin de 21.03.2011 tarihi olduğu göründüğünü, eğer bu fatura bilgileri doğru ise 18.02.2011 tarihli 23.849.TL. tutarındaki fatura bilgilerinin yanlış olması gerektiğini, aynı döneme ait sanki iki ayrı fatura olduğunu, müvekkili şirkete kesilen ve 07.02.2011 tarihinde fatura edilen 62.506.98.TL. cezanın tahakkuku sonraki tarihlerde kesilen faturaların tarihi ve okuma tarihlerinin bu cezanın kesildiği tarihten önceki döneme denk gelmiş olduğunu, cezanın tahakkuk ettiği tarihten sonraki faturanın ilk okuma tarihi 18.01.2011 son okuma tarihi 02.02.2011 tarihi olarak belirlendiğini, 18.02.2011 tarihinde tahakkuk ettirilerek 23.849.TL. ödeme alındığın, 11 günlük döneme ait faturanın 23.849.TL. Olduğunu, müvekkili şirketin o tarihteki mevcut üretim kapasitesi ile hiç durmadan 24 saat fırını çalıştırmış olsa bile bu kadar tüketimin olamayacağını, faturalar ve fatura bilgilerinin kendi arasında çelişkili olduğunu, müvekkili şirketin diğer faturaları, çalışan sayıları ve çıkan ekmek kapasitesinin incelenmesi taleplerinin kabul edilmediğini, kararda kurumca hatalı olduğu kabul edilerek iptal edilen faturanın bile sanki müvekkilince ödenmiş gibi kabul edildiğini, dosyadaki delillerin hiçbirinde 16.03.2011 tarihinde yapılan bir okuma söz konusu olmadığı halde mahkemece gerekçeli kararda azalan tüketimden bahsedildiğini, kayıtların kuruma sorularak müvekkile ilk kesilen ve ödenen cezadan önceki ve sonraki dönemlerin ayrı ayrı dökümlerinin yapılmasının istenmesini, birkaç defa sayaç değişikliği olduğundan sayaç değiştirme tarihlerinin ve her sayaç değiştirilmesinde göstergenin nasıl ayarlandığının sorulması ve gelen cevaplara göre yeni bir heyet oluşturarak yeni bir rapor alınması taleplerinin kabul edilmiş olması halinde 16.03.2011 tarihli okumanın gerçekten olup olmadığının ortaya çıkacağını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava; doğalgaz tüketimi nedeniyle abone adına tahakkuk ettirilen bedel nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir.Dosya kapsamından; dava konusu yerde 28.06.1993 tarihinde … Fabrikası ile sözleşme yapıldığı, 29.03.2011 tarihinde unvan değişikliğinin bildirildiği ve tarife sözleşmesinin imzalandığı, 21/12/2010 ve 12/10/2012 tarihli raporlarla davacı tarafça sayaca müdahale edildiğinin sabit olduğu, abone okuma bilgilerinin davalıdan getirtildiği, tahakkuk ettirilen 387.638,49TL’lik faturanın davacının itirazı üzerine iptal edilerek 49.352,01 TL tutarında tahakkuk yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmede kaçak doğal gaz kullanımı halinde % 200, tekerrürü halinde ise % 300 ceza uygulanacağının belirlenmiş olduğu, abone okuma bilgilerinde sayaçtaki azalan bilgilerin de görüldüğü, ilk derece mahkemesince gerekçeli kararda 387.638,49TL’lik faturanın iptal edildiğinin belirtilmiş olduğu, dosyada alınan her iki bilirkişi raporunun birbirini doğruladığı görülmüştür.Buna göre yapılan değerlendirmede, davacının kaçak kullanımının sayaç üzerindeki inceleme raporlarıyla sabit olduğu, yeni bilirkişi incelemesinin dosyaya katkı sağlamayacağı anlaşılmış olup mahkemece verilen karar abone bilgileri, sayaç raporları ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/02/2021