Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/987 E. 2019/1807 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/987
KARAR NO : 2019/1807
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2017
NUMARASI : 2015/1113 E – 2017/409 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 14/11/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 1.400,- TL’nin (her bir davalıdan 200 TL olmak üzere) faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; usuli itirazları ile birlikte ,esas yönünden de elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararının tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin istenemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı Yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacının istinaf talebi mahkemece 24/01/2018 tarihli ek kararla, istinaf edilen kararın kesin olduğu gerekçesi ile reddedilmiştir.Ek kararı davacı vekili 1 haftalık istinaf süresi içinde istinaf etmiştir. Mahkemece gerekçeli kararda ,verilen kararın “kesin” olduğu yazılmış ise de, davanın belirsiz alacak davası olduğu ve davacı tarafın kararı istinaf ettiği dikkate alındığında, sözkonusu kararın istinaf kabil bir karar olduğu anlaşılmakla, istinaf başvuru talebinin reddine dair ek kararın kaldırılması gerekmişir.Davacı vekili asıl karara yönelik olarak istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, bu yasanın getirdiği düzenlemenin kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürülmüş, kararın kaldırılması, davanın kabulüne karar verilmesi istenmiştir.Davacı vekilinin asıl karara yönelik istinaf sebeplerinin HMK 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı incelenmesiyle , dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir. Yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.İstinaf konusu karar tarihinden sonra , 28/12/2017 tarihinde Anayasa Mahkemesi muhtelif iptal başvuruların reddetmiş olup,yasanın eldeki davalara da uygulanacağına ilişkin hüküm yürürlükte bulunduğundan ,davacı tarafın bu husustaki istinaf sebebinin sonuca etkisi kalmamıştır.Davacının diğer istinaf taleplerinin incelenmesiyle; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Bu itibarla ,açılan dava konusuz kaldığından ,mahkemece esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken ,davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Diğer yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir.Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Yukarıda açıklanan gerekçeye binaen, dava tarihindeki haklılık durumu sebebiyle davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi de usul ve hukuka aykırı olduğundan, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, bu konuda yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden esas hakkında, ”dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine yargılama giderleri ve maktu vekalet ücreti takdirine” karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının 24/01/2018 tarihli ek karara yönelik istinafın kabulü ile, 24/01/2018 tarihli EK KARARIN KALDIRILMASINA, Davacının asıl karara yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında;1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,2-Alınması gerekli 31,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 3,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,3-Davacıdan alınan 27,70 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacının yaptığı toplam 568,05 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,5-Davacı lehine karar tarihindeki AAÜT uyarınca takdir edilen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,6-Taraflarca yatırılan gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince taraflara iadesine,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf sebebiyle yaptığı 267,60 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/11/2019