Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/948 E. 2019/914 K. 27.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/948
KARAR NO : 2019/914
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2017
NUMARASI : 2017/1017 E- 2017/1075K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 27/05/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili birden fazla davalı hakkında Ürgüp Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine verdiği 23/05/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden,fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 1.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece ,yargılama sırasında 06/06/2017 tarihli ara karar ile bir kısım davalılar hakkında tefrik ara kararı, bu davalı hakkında ise yetkisizlik kararı verilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararının tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin istenemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.Dava dosyasının yetkisizlik kararı ile gönderildiği Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce , yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı Yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Mahkemenin yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırılığı ile ilgili olarak yapılan başvuruların sonuçlanmasını beklenmediğini, mahkeme hukuka uygun olarak yargılama giderlerini davalılara yüklemiş ise de, dava reddolmadığı halde aleyhlerine red karar harcı çıkarıldığı, vekalet ücretinin karar tarihi itibarıyla 1.980,-TL maktu ücret olması gerekirken eksik hesaplandığını ileri sürmüş, kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu bedellerin 6719 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre da alınması gerekli bedeller olduğunu, sözkonusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini, müvekkili şirketin yasaya aykırı herhangi bir tahsilatı bulunmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, kararın bu yönlerden hatalı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüş, kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayın sonuçlandırılması hukuka aykırı bulunmamıştır. Kaldı ki, 28/12/2017 de Anayasa Mahkemesi bu konudaki muhtelif mahkeme başvurularını reddetmiş olup, Anayasa Mahkemesince anılan yasanın eldeki davalara da uygulanacağına ilişkin hükmü iptal edilmediğinden, davalı tarafın bu bedelleri maliyet unsuru olarak talep edebileceği hususu kesinleştiğinden, buna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davacı tarafın, lehine karar tarihindeki AAÜT uyarınca, maktu ücret olan 1980,-TL vekalet ücreti takdiri gerektiği ve mahsup edilen 31,40 Tl harcın yargılama gideri olarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi gerektiğine ilişkin istinafı yönünden yapılan inceleme sonucunda, eldeki davada; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir.Bu sebeple, ilk derece mahkemesince, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişiklikleri nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesinde sakınca bulunmamaktadır. Ancak, somut uyuşmazlıkta, davacı davasını fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 1000,- TL üzerinden açmış olup, mahkemece yargılamada bilirkişi raporu alınmadığı ve davacı tarafın talep arttırım imkanı olmadığından, böylece davanın ”belirsiz alacak” davası olma niteliği devam etmiştir. Ayrıca mahkemece verilen kararın aslında bir tesbit hükmü olduğu da gözetilerek, karar tarihindeki AAÜT uyarınca davacı lehine 1.980,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, somut olayda uygulama şartları bulunmayan AAÜT 13/son maddesi uyarınca davacı lehine alacak miktarını geçmeyecek şekilde 1000,-TL vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve hukuka aykırı görüldüğünden, davacının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.Diğer yandan, dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmekle, HMK nun 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri olan 300,-TL nin de davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, bu kapsamda davacının yatırdığı ve mahsup edilen peşin harcın da yargılama gideri olarak haksız tarafa yükletilmesi gerekirken, davacı üzerinde bırakılması hatalı olmuştur.Bu sebeple, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, karar bu yönden HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek, bu konuda yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.Davalının istinaf talebinin incelenmesiyle, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur.Bu itibarla, davanın yasa değişikliği sebebiyle konusuz kaldığı da gözetilerek, davalı taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün olmadığından, davalı tarafın istinaf talebi yerinde görülmemiş, HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
B-Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hüküm 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 31,40.-TL maktu red karar harcının davacı tarafça yatırılan 85,39-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye harcın talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 300,00 TL yargılama giderinin ve davacının yatırdığı 31.40 TL peşin harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4- Davacı lehine karar tarihindeki AAÜT gereğince takdir edilen 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı … Tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK. 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Sair istinaf sebeplerinin reddine,
İstinaf incelemesiyle ilgili olarak
Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davacının istinaf aşamasında yaptığı 56,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davalı Eren Enerjisi İthalat İhracat ve Toptan Tic.A.Ş ‘den alınarak Hazineye irat kaydına,
Davalının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/05/2019