Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/940 E. 2020/47 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/940
KARAR NO : 2020/47
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2017
NUMARASI : 2014/870 E – 2017/520 K
Birleşen İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/214 E – 2015/50 K Sayılı Dava Dosyasında
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/01/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 28/02/2013 tarihli elektrik abone sözleşmesi bulunduğunu, dava konusu tesisatın bulunduğu yerin davalı tarafça dava dışı … kiralanan tavuk kümesi işletmesi olduğu, davalının elektrik kullanımı karşılığı faturaları ödemediği, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili yönünden İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasıyla yapılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ticarethanenin … Ltd. Şti. adına … tarafından kendisine 01/01/2013 tarihinden itibaren 3 yıllığına kiralandığını, ancak bu yerin yine dava dışı … mal sahibi tarafından satılması sonrası, kira sözleşmesinin ihtilafsız olarak fesih sözleşmesi ile sonlandırıldığını, herhangi bir borcunun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Birleşen İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/214 E. sayılı dava dosyasında davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında aktedilen 28/02/2013 tarihli abonelik sözleşmesi gereğince davalının faturalarını ödemediğini, dava konusu faturanın ödenmesi için açılan İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece 28/02/2013 tarihli sözleşmedeki imzanın davalının eli ürünü olduğunun belirlendiği, davalının 15/01/2013 15/01/2016 tarihleri arasında işyeri kira sözleşmesi uyarınca burada kiracı ve aynı zamanda fiili kullanıcı olduğunun kabulü ile;Asıl dava yönünden; davanın kabulü ile; 1-İstanbul …. İcra Dairesinin … E. sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu … tarafından yöneltilen itirazın iptali ile toplam 3.013,53 TL’den ibaret fatura alacaklarının takip tarihi 25/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak aylık %4 sözleşmesel faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, 2-Alacak fatura alacağından kaynaklanmakla likid olduğundan %20 inkar tazminatı 602,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Birleşen İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/214 E, 2015/50 K sayılı dava dosyası yönünden; davanın kabulü ile; 1-İstanbul …. İcra Dairesinin … E sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu … tarafından yöneltilen itirazın iptali ile cezai şart bedelinden dolan fatura alacağı 3.534,94 TL’den ibaret alacağın takip tarihi 08/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak aylık %4 sözleşmesel faiz ile birlikte tahsili için takibin devamına, 2-Alacak fatura alacağından kaynaklanmakla likid olduğundan %20 inkar tazminatı 706,98 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiştir. Mahkemenin bu kararına karşı davalı istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı tarafça 2 adet istinaf harcı yatırıldığı görülmüştür. İstinaf dilekçesinde, hakkında noksan yargılama yapıldığı, ödenmediği bildirilen 2 adet faturadan bir tanesinin kendisi tarafından ödendiği ve aslını mahkemeye sunduğu, hatta ödenmediği ileri sürülen bir elektrik faturasını dahi ödedediği, bunu istinaf davasında bizzat kendisinin sunacağı, sözleşmenin kendisine ait olmadığı, sahteliğinin ispatı için kanunen kiralanan tavuk kümesi ile ilgili, ticari bakımdan … olarak sözleşme yapmasının ve imzalamasının hiç bir dayanağı olmadığı gerekçesiyle, kararın kaldırılmasını istemiştir.Dosyanın incelenmesinde asıl davada takibe konu 2.990,93 TL’lik fatura borçlusunun … Ltd Şti, yine aynı takipte belirtilen 22,60 TL’lik fatura borçlusunun … olarak belirtildiği, birleşen davada ise takibe konu 3.534,94 TL’lik fatura borçlusunun … olduğu, dosya kapsamı ve davacı beyanlarıyla sözleşmenin 7.1 ve 7.2 maddeleri uyarınca borcun ödenmemesi ve sözleşme ihmali nedeniyle son iki aylık fatura bedelinin cezai şart olarak yansıtılması sonrasında bu faturanın tahsili yönünden cezai şart alacağına ilişkin takip ve itiraz sonrası itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Asıl davanın dava değeri 3.013,53 TL olmakla dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı 3.110,00 TL’ye yükseltildiğinden karar tarihi itibariyle 3.013,53 TL miktar kesinlik sınırı altında kaldığından davalının istinaf dilekçesinin asıl dava yönünden reddi gerekmiştir.Birleşen dava yönünden davalının istinaf talebinin incelenmesinde ise, elektrik abone sözleşmesinin … Ltd Şti adına imzalandığı, ancak hangi yetkili ve kim tarafından imzalandığının sözleşme kapsamında anlaşılamadığı, serbest tüketici enerji alım satım bildirim formunda yine aynı sözleşme tarihini içeren 28/02/2013 tarihli belge de birinci yetkili kişinin müşteri adına …. Ltd Şti olduğu belirtilerek kimin imza ettiği ve şirket yetkilisinin kim olduğu belirtilmeden tek imza şeklinde imzalandığı anlaşılmıştır. Kaldı ki … Ltd Şti’ye ait bu yeri … tarafından davalıya kiralandığına ilişkin noterde düzenlenen 02/01/2013 tarihli sözleşmenin, yine noterden feshine ilişkin 09/05/2013 tarihli fesihnamenin dosya içinde bulunduğu, hatta dava konusu yerin … 13/03/2013 tarihinde satıldığına ilişkin tapu kaydının görüldüğü, yeni malik tarafından davalıya bu yeri tahliye etmesi için 20/03/2013 ihtarnamenin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Davalı imza inkarında bulunmuş ise de, sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğuna yönelik bilirkişi raporunun alınmasının bu aşamada davaya katkı sağlayamayacağı açıktır. Davacının talep ettiği ve birleşen davaya konu alacak, asıl davada belirtilen 2.990,93 TL’lik dava dışı …Ltd Şti adına tahakkuk ettirilen fatura ile davalı adına tahakkuk ettirilen 22,60 TL’lik ödenmeyen faturaların cezai şart tutarına ilişkin olmakla, asıl davada davalıya ait olmayan bir fatura yönünden davacının cezai şart talep edebilmesi mümkün görülmemiştir. Kaldı ki davaya konu olan fatura alacağı kaçak kullanım değil, normal tüketime ilişkin olmakla, fatura borçlarından abonenin sorumlu olduğu kabul edilmelidir. Bu noktada fiili kullanıcının abone dışında normal tüketimlerden sorumlu olmayacağı değerlendirildiğinde, davacı birleşen davadaki cezai şart alacağı açısından davasını ispat edememiştir. Ayrıca aboneliğin … Ltd Şti adına yapıldığı, davalının şirket yetkilisi olduğuna yönelik herhangi bir imza sirküleri ya da vekaletname sunulmadığı, birleşen davadaki alacağın davacı şirketin ticari defterlerinde … Ltd Şti/… olarak borç kısmında gösterildiği, buna göre davalının şahsen abone olduğunun ispatlanamaması karşısında, işbu abonelik sözleşmesinin, davalı tarafından …Ltd Şti adına imzaladığı da belirlenemediği gibi, dava dışı … şirketi tarafından, davalının şirket adına sözleşme imzalamasına icazet verildiği de tespit edilemediğinden, mahkemenin birleşen dava yönünden davanın reddi yerine davanın kabulüne ilişkin kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. Bu itibarla, asıl davada istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davalının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine, birleşen davada ise davalının istinaf talebinin kabulü ile dava konusu karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince düzeltilerek “birleşen davanın reddine” şeklinde yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davalının asıl davaya yönelik istinaf dilekçesinin, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine,B-Davalının birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesiyle yeniden esas hakkında;Birleşen İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/214 E, 2015/50 K sayılı dava dosyası yönünden;1-Davanın reddine,2-Alınması gereken 31,40 TL harçtan peşin alınan 42.80 TL harcın mahsubu ile bakiye 11,40 TL’nin davacıya iadesine,3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-Davalının yapmış olduğu 98,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, dava açılırken davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte davacıya iadesine,İstinaf incelemesi ile ilgili olarak;İstinaf eden davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 32,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/01/2020