Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/938 E. 2020/954 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/938
KARAR NO : 2020/954
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2017
NUMARASI : 2010/34 E – 2017/776 K
DAVANIN KONUSU Alacak
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Köseköy-İzmit arasında yolcu taşımacılığı yapan … plaka sayılı araca ait hattın %50 hissedarı olduğunu, davalı ağabeyi … ile şahitler huzurunda imzaladıkları 09/09/2003 tarili protokol uyarınca 02/08/2006 tarihi itibari ile hattın kullanma hakkının sahibi olacağını, söz konusu hattın davalı … tarafından dava dışı … satılacağını müveklilinin haricen öğrendiğini, akabinde hukuka aykırı bu satışı engellemek için bir dizi ihbar ve ihtarda bulunduğunu, buna rağmen davalının hattı 01/08/2006 tarihinde dava dışı … sattığını, müvekkili tarafından davalı aleyhine Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açıldığını, 2006/380 E. sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonrası davanın 24/12/2009 tarihinde müvekkili lehine karara çıktığını, müvekkilinin eşi ve iki çocuğu ile birlikte, davalı ve diğer tüm aile büyükleri ile birlikte Köseköy/İzmit adresinde ikamet ettiğini, 02/08/2006 tarihinden itibaren devrini alacağı hatta çalışarak geçimini sağlayacağını, davalı tarafından hattın akde aykırı olarak satılması sonucu müvekkilinin geleceği ilişkin bütün planlarının alt üst olduğunu, işsiz kadığını, geçici işler alarak çalıştığını, ancak ailesinin geçimini sağlayamadığını, borçlarını ödeyemediğini, eşini ve iki çocuğunu alarak Antalya iline göç ettiğini, halen geçimini orada sağlama çabasını sürdürdüğünü, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, müvekkiline geçmesi gereken hat hakkının 3. kişilere hukuka aykırı ve haksız devri sonucu mahrum kalınan 48.996,00 TL kazanç kaybının, 32.000,00 TL hat kaybının, 10.000,00 TL manevi zararının, şimdilik 90.996,00 TL’sinin 02/08/2006 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 48.596,00 TL kazanç kaybı, 32.000,00 TL hat kaybı talebinin afaki olduğunu, çünkü davacının böyle bir kaybının olmadığını, hat kaybı diye bir talebinin de olamayacağını, davacının hat sahibi olmadığını, sahip olunmayan bir hattan dolayı talepte bulunamayacağını, davacının davasına dayanak yaptığı mahkemenin 2006/380 E. sayılı dava dosyası üzerinden verilen kararın kesinleşmediğini, kesinleşmeyen karar dosyasına dayanılarak açılan bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının temerrüt faizi talebinde bulunduğunu, ancak bu tümerrüt faizinin ne tür bir faiz oluduğunu açıklamadığını, davacı tarafa faiz talebinin açıklattırılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “mahkemenin 2006/380 E. – 2009/522 K. sayılı ilamı ile davacının hat bedeli olan 84.000,00 TL’nin yarısı kadar olan zararını davalının karşılamakta yükümlü olduğu ve talebe bağlı kalınarak davanın 10.000,00 TL üzerinden kabulüne karar verilerek, kararın Yargıtay tarafından onandığı, hat bedeli olan 84.000,00 TL nin yarısı olan 42.000,00 TL’den daha önce karar verilen 10.000,00 TL’nin mahsubu ile davacının 32.000,00 TL hat bedeli bulunduğu, davalının dava konusu hattı devretmesi gereken 02/08/2006 tarihinden işbu davanın açıldığı 22/01/2010 tarihine kadar geçen sürede davacının 42.120,00 TL kazanç kaybı meydana geldiği” gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüyle dava konusu hattın 09/09/2003 tarihli protokol uyarınca davacıya devredilmesi gerekirken başka birine devredilmesi nedeniyle 32.000,00 TL hat bedeli ile 43.120,00 TL kazanç kaybı yönünden davanın kısmen kabulü ile 43.120,00 TL kazanç kaybı, 32.000,00 TL hat bedeli olmak üzere toplam 75.120,00 TL alacağın dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının şahsi haklarının zarara uğramadığı ve manevi tazminat kurallarının mevcut olmadığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacı ve davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı istinaf başvurusunda özet olarak; mahkemenin 2006/380 E. sayılı dosyasında verdiği hükme ve hükme esas alınan 02.05.2008 tarihli bilirkişi raporuna dayanarak o dosyada hükmedilmeyen ve saklı tuttukları hakları ile uğradıkları zararların tazmini için dava açtıklarını, bu dosyanın Yargıtay 19. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiğini, dava dilekçesinde belirttikleri 48.996,00 TL kazanç kaybının, önceki dosyada mevcut 02.05.2008 tarihli bilirkişi raporunda 2006 yılı için hesaplanan aylık 1.361,00 TL net kazanç rakamı üzerinden, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak, 3 yıllık (36 ay) bir süre için talep ettikleri rakam olduğunu, bu hesapla 48.996,00 TL kazanç kaybı olduğunu, Yerel Mahkemece hükmedilen, 3,5 yıl için hesap edilen 43.120,00 TL kazanç kaybı rakamının, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3 yıllık süre için talep ettiğimiz 48.996,00-TL rakamın dahi altında olduğunu, müvekkilin uğradığı kazanç kaybının bu 3 yıllık süre ile sınırlı olmayıp, protokole göre hattın devredilmesi gereken 02.08.2006 tarihinden 22.01.2010 dava tarihine kadar 3,5 yıl süre geçtiği ve halen zararlarının devam ettiği, 02.05.2008 tarihli raporda tespit edilen 1.361,00-TL aylık net kazanç rakamının, yalnızca 2006 yılı için belirlenen rakam olup, yıllar itibariyle artış miktarlarını içermediği, dolayısıyla müvekkilinin toplamda uğradığı kazanç kaybının, dava dilekçesinde talep ettikleri 48.996,00-TL rakamının çok üzerinde olduğunu, hükme esas alınan raporda Protokole göre hattın devredilmesi gereken 02.08.2006 tarihinden 22.01.2010 dava tarihine kadar geçen 3,5 yıl süre için hesaplama yapıldığını, yıllar itibariyle artış miktarları da dikkate alınmış olmasına rağmen hesaplamaya esas alınan görünürdeki aylık brüt kazanç rakamlarının gerçek durumu yansıtmadığını, davaya konu hattın haksız şekilde devri nedeniyle müvekkilinin mağdur olup aile bağlarının koptuğunu ve Antalya iline gitmek zorunda kaldığını, bu hususların tanık beyanlarıyla ortaya çıktığını, manevi tazminat koşullarının oluştuğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf başvurusunda özet olarak; davacı tarafından dava dilekçesi ile talep edilen kazanç kaybına yönelik talebin zamanaşına uğradığını, cevap dilekçesinde zamanaşımı savunması yaptıkları halde mahkemece bu hususta herhangi bir değerlendirme yapıldığını, mahkemece daha önce açılmış olan Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/380 E. nolu dosyasının kesinleştiği belirtilmiş ise de bu dosya ile davacının hat bedeli yönünden dava açtığını, kazanç kaybından ötürü davacı tarafça daha önceden herhangi bir dava açılmadığını, davacının davasınıın dayanağının babalarından gelen hatta ilişkin olduğunu, tarafların babası olan …. dava konusu olan hat ile ilgili olarak Kocaeli …. Noterliğinin 13.03.2007 tarih ve …. yevmiye nolu beyanı ile böyle bir hattı olmadığını beyan ettiğini, hattın müvekkiline ait olduğunu ve davacı olan oğlu … herhangi bir hakkı olmadığını beyan etmiş olduğunu, tarafların babaları olan …. bu beyanı karşısında davacı tarafın babalarından kaldığını iddia ettiği bir hatta dayanarak açtığı davanın reddi gerekirken kabulü yönünde verilen karar usule ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kooperatif üyesi olmasının mümkün olmadığını, kooperatif üyesi olamayacak birinin hattı işletmesinin ve kar kaybına uğramasının da mümkün olamayacağını, mahkemece bu hususta bir inceleme de yapılmadığını, taraflar arasındaki protokoller incelendiğinde kullanım haklarının 3’er yıl olarak belirlenmiş olmasına karşılık hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava tarihine kadar olan süre yani 4 yıllık süre için kar kaybı hesaplandığını, öncelikle hükme esas alınan bilirkişi raporunda kar kaybına yönelik hesaplamanın süre yönünden hatalı olduğunu, kar kaybı hesabında vergi matrahı veya şoförler odasından gelen yazılar değerlendirilmeden sadece kooperatiften gelen bilgiye göre değerlendirme yapıldığını, dosyaya gelen 3 ayrı kazanç bilgisi arasında yüksek olan değerlendirilerek rapor hazırlandığını, alternatifli rapor hazırlanmaması nedeniyle hakimin takdir yetkisinin de kısıtlanmış olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Uyuşmazlık, … plakalı araca ait babalarından kalma taşımacılık hattının %50 hissedarı olup hattın işletilmesi konusunda protokol yapılmasına rağmen hattın dava dışı üçüncü kişiye satılması nedeniyle hat bedeli ve kazanç kaybından olayan maddi tazminat ile manevi tazminat talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2006/380 E. – 2009/522 sayılı kararının incelenmesinde “davacının 09.09.2003 tarihli protokole göre 02.08.2006 tarihinden itibaren davalı … ile birlikte davalının SS 80 nolu … Otobüsçüler ve Minibüsçüler Kooperatifine ait Köseköy İzmit hattını %50 – %50 olarak kooperatife tescil edilmesi hususunda ve ayrıca bu tarihten itibaren hatta …’ın çalışacağı hususunda sözleşme yaptıkları, davalı …’ın sözleşmeye uymayarak bu tarihten önce hat ve üyelik haklarını davalı … devrettiği, … kötü niyetli olduğunun iddia ve ispat edilemediği kooperatif kayıtlarına binaen yaptığı alımlar nedeni ile iyi niyetli olduğunun kabulü gerektiği, davalı …’in hat ve üyelik haklarının yarısının davacı adına tesciline ilişkin sözleşmeye uymadığı, dolayısı ile davacının hat bedeli olan 84.000,00 TL nin yarısı kadar zararını karşılamakla yükümlü olduğu gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL alacağın davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerinin saklı tutulmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24.09.2012 tarih ve 2012/3650 E. – 2012/13420 K. sayılı kararıyla onanmasına karar verilerek kesinleştiği, bu kararın gerekçesinde” 07.05.2002 tarihli protokolün … ve … arasında imzalandığı, 01.08.2000 tarihinde … tarafından belirtilen hattaki kullanım süresi 01.08.2003 tarihinde sona ereceği, bu tarihte kooperatif üyesi ve hak sahibi … bir araç alarak 3 yıl süre ile çalışacağı, 01.08.2006 tarihinde bu sürecin sona ereceği ve 02.08.2006 tarihinden itibaren … ait Köseköy İzmit hattı … ile … adına paylaşılarak tescil edileceği, daha sonra yapılan 09.09.2003 tarihli protokole göre …’ın 01.08.2003 tarihinde hat sahibi olarak bir araç alıp 3 yıl süre ile çalışacağı, … çalışırken …’ın hiçbir hak iddia etmeyeceği, 02.08.2006 tarihinden itibaren Köseköy İzmit hattının … ve … arasında paylaşılacağı, kooperatife hakkın %50’si … %50’si … olacak şekilde tescil edileceği, aynı protokolde … %50 hissesini …’a devrettiğini bildirdiği, bu tarihinden itibaren çalışma hattının …’a devredileceği ifade edildiği, bu sözleşmelerin geçerli olduğu” hususlarının değerlendirildiği görülmüştür. Davacının manevi tazminat isteminin, davalının sözleşmeye uymama eylemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu eylemin davacının cismani zararına neden olmadığı gibi, TBK 58. maddesine göre (818 sayılı mülga BK’nun m.49) kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem de değildir. Şu durumda mahkemece davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Maddi tazminat yönünden ise, taraflar arasında kesinleşen dava dosyası nazara alındığında davacının hat bedeli olan 84.000,00 TL’nin yarısı kadar zararını karşılamakla yükümlü olduğu ve taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL alacağın davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ait hakların saklı tutulmasına karar verildiği, bu haliyle de 32.000,00 TL hat bedeline yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Kazanç kaybına yönelik ise; taraflar arasındaki 09.09.2003 tarihli protokole göre …’ın 01.08.2003 tarihinde hat sahibi olarak bir araç alıp 3 yıl süre ile çalışacağı, … çalışırken …’ın hiçbir hak iddia etmeyeceği, 02.08.2006 tarihinden itibaren Köseköy İzmit hattının Temel ve … arasında paylaşılacağının kararlaştırıldığı, davacının hem protokol gereği hat bedelini hem de kazanç kaybını talep ettiği ancak sözleşmeye aykırılık nedeniyle aynı anda menfi ve müspet zararın talep edilemeyeceği nazara alınmaksızın kazanç kaybının da davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.Bu nedenle davalının bu yöndeki istinaf itirazları yerindedir.Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, yeniden esas hakkında; “davanın kısmen kabulü ile 32.000,00 TL hat bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kazanç kaybı ve manevi tazminat taleplerinin reddine” karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,B-Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, yeniden esas hakkında; Maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile 32.000,00 TL hat bedeli dava tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kazanç kaybı talebine ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 1-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 4.800,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 7.169,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.185,92 TL harçtan peşin alınan 1.346,40 TL nin mahsubu ile 839,52 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan 2.791,90 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 1.823,43 TL’sinin ve peşin yatırılan 1.346,40 TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Davalı tarafından yapılan 1.829,00 yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.106,40 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,Manevi tazminata ilişkin davanın reddine,1-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,2-HMK 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 3-HMK 333.maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine, İstinaf incelemesi ile ilgili olarak;Davacıdan Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/09/2020