Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/927 E. 2019/1982 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/927
KARAR NO : 2019/1982
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2017
NUMARASI : 2016/1065 E – 2017/272 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ait aracın tamir edilip parça değişimi sonucunda oluşan alacakla ilgili fatura düzenlendiğini, faturaya dayalı alacaklarının tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalı tarafın haklı bir neden olmaksızın itiraz ettiğini, belirterek, davalı tarafın haksız itirazının iptaliyle, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın var olduğunu iddia ettiği alacağın eser sözleşmesinden kaynaklandığını, eser sözleşmesine dayalı alacakların 818 sayılı BK ‘nun 126/4 maddesi gereğince 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, faturaların düzenlendiği tarih dikkate alındığında takip tarihi itibariyle 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu belirtmiş, bu nedenlerle alacağın zaman aşımına uğramış olmasından dolayı açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacı tarafından davalı aleyhine yapılan icra takibine konu faturaların konusunun araç tamirine ilişkin olduğu, fatura içeriğine göre davacı tarafın eser sözleşmesinden kaynaklı alacağıyla ilgili icra takibi yaptığı, 818 sayılı BK ‘nun 126/4 maddesi gereğince eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, BK’nun 128.maddesine göre faturaların düzenlendiği itibariyle borcun muaccel olduğu dikkate alınarak, icra takibinin yapıldığı 04.04.2016 itibariyle her iki faturaya ilişkin alacağın 5 yıllık zamanaşımına uğradığı, davalı tarafın da süresinde ve usulüne uygun olarak zamanaşımı itirazında bulunduğu gerekçesi ile, davanın alacağın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir.Davalı tarafından ödeme emrinin tebliğinden sonra verilen itiraz dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunulmadığı, ödeme emrine karşı zamanaşımı savunmasında bulunmayan ya da hiç itiraz edemeyen borçlunun, artık borcun zamanaşımına uğradığını ileri süremeyeceği, kaldı ki takibin dayanağının fatura olduğu, taraflar arasında fatura alacağının bulunduğu,fatura alacağı bakımından zamanaşımı süresinin de 10 yıl olup, zamanaşımı süresinin vade tarihinden başlayacağı ,bu sebeple dava konusu alacağın zamanaşımına uğramadığı ileri sürülerek,kararın kaldırılması , davanın kabulüne karar verilmesi istenmiştir….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Bakırköy …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında; davacı şirket tarafından, davalı şirket aleyhine 28.02.2009 ve 14.03.2011 tarihli 2 adet araç tamir işçiliği ve parça değişimine ilişkin faturalara dayalı olarak, toplam 6.848,96TL üzerinden 04/04/2016 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafında süresinde takibe itiraz edilerek, takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.Konuya ilişkin mevzuat hükümleri incelendiğinde, 818 sayılı BK’nın 126/4 ve daha sonra yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın 147/6. maddesinde; eser sözleşmesinden doğan alacakların, yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuru ile hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiştir. Somut olayda yüklenicinin ağır kusur ve kasıtla yükümlülüklerini hiç veya gereği gibi yerine getirmediği iddiası bulunmadığından ,olayda BK’nın 125 ve TBK’nın 147. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması mümkün değildir.Bu sebeple ,davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Diğer istinaf sebeplerinin incelenmesiyle, somut olayda, takip tarihi 04/04/2016 tarihi olup, zamanaşımı süresi ,açık faturalar sözkonusu olduğundan, teslimden itibaren başlayacaktır. Davalı borçlu tarafından, tamir konusu olan aracın teslim alınmadığına ilişkin savunma ileri sürülmemiştir.O halde alacak, fatura tarihlerinde muaccel olmuştur. Zamanaşımı da fatura tarihlerinden itibaren başlayacağına göre, fatura tarihlerinden, takip tarihine kadar 5 yıllık süre dolmuş olup, zamanaşımını kesen herhangi bir işlem de yapılmadığı anlaşılmaktadır.Diğer yandan, itirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Bu bakımdan borçlu, takip hukukuna özgü bir dava olan itirazın kaldırılmasından farklı olarak itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir. (Yargıtay 17. HD. 23.01.2013 T. 2012/12219 E. 2013/504 K. Sayılı İlamı) Borçlu, cevap layihasında, bütün savunma sebeplerini bildirebilir.İcra takibinde zamanaşımı itirazını ileri sürmeyen borçlunun, itirazın iptali davasında bunu defi olarak ileri sürmesine engel bir durum bulunmadığından, bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiş ve istinaf konusu kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ,davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,Davalı taarfça istinaf sebebyle yapılan masraf bulunmadığından ,bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/12/2019