Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/852 E. 2020/544 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/852
KARAR NO : 2020/544
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2017
NUMARASI: 2017/101 E – 2017/942 K
DAVANIN KONU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin Dilovası OSB sınırları içerisinde arsa sahibi olup üretim yaptığını, OSB Kanunu 20. maddesinde ise OSB içerisinde yer alan katılımcıların alt yapı ihtiyaçlarını OSB tesislerinden karşılamak zorunda oldukları düzenlendiğini, davalı şirket ile 06/08/2010 tarihli “Dilovası OSB Atıksu Abone Sözleşmesi” düzenlendiğini, bu sözleşme ile davalı tarafça Dilovası OSB Atıksuların Kanalizasyona Deşarj Talimatnamesi’ne uygun hareket edileceği kabul ve taahhüt edildiğini, Talimatnamenin 11.maddesinde atık suların kirlilik oranının limit değerlerin üzerinde olması durumunda, katılımcıların ön arıtma tesisi kurmak ve işletmek zorunda olacaklarının düzenlendiğini, taraflar arasında düzenlenmiş abonelik sözleşmesinin 5. maddesinde talimatnamede belirtilen hükümlere aykırılık tespit edilmesi durumunda Kirlilik Önlem Bedeli (KÖB) tahakkuk ettirileceği ve atık su faturasının buna göre düzenleneceğinin hüküm altına alındığını, sözleşmenin 5/d maddesinde fatura bedelinin 10 gün içerisinde ödeneceği, ödemede gecikme olması durumunda 6183 sayılı Kanunun 51. maddesinde belirtilen gecikme faizi uygulanacağı düzenlendiğini, atıksu arıtma tesisi katılım bedelinin müteşebbis heyet kararları ile 2015 yılı için 4,5 TL /m3+ KDV olarak belirlendiğini, abone sözleşmesi gereğince davalı tarafından atıksu hattına deşarj edilen atıksular için (talimatname de yer alan kirlilik parametreleri de dikkate alınarak) 429.747,19 TL meblağlı 6 adet fatura düzenlendiğini, davalının bu faturaların önce tamamına itiraz ettiğini, daha sonra 66.334,50 TL lik kısmını ödeyerek itirazından bu miktar için feragat ettiğini, bu faturalar incelendiğinde davalı şirket tarafından deşarj edilen atıksuların talimatnamede belirtilen limit değerlerin çok çok üzerindeki kirlilikte olduğunun açıkça anlaşıldığını, ayrıca davalının limitlerin üzerinde ve ön arıtma yapmaksızın ortak arıtma tesisine deşarj ettiği atıksular nedeniyle Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği uyarınca KOİ, AKM ve KÖB tahakkuk ettirilerek faturalara eklendiğini, her ay için analiz ve sonuçları ile ilgili faturaların tek tek dilekçede açıklandığını, atıksu bedelinin her m3 için 4,5 TL +KDV olarak belirlendiği, ayrıca davalının faturaların KDV’ si ile KOİ, AKM ve KÖB bedelini de ödemekte yükümlü olduğunu, davalının işyerinde her ay numune alınarak analiz yapıldığını, davalının ön arıtma yapmadığını, çok yüksek kirlilikte atıksu deşarj ettiğini, faturalarına ödemediğini, tüm bu nedenlerle Gebze ….İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında davalı borçlunun takibe konu alacağın 363.412,69 TL’lik kısmına olan itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde;DOSB atık sularının kanalizasyona deşarj talimatnamesinin 15/2 ve 3.maddesine göre atıksu numunelerinin idarelenin yetkili denetim ekiplerince alınacağını, numune almanın ayda bir olarak alınması gerektiğini, aynı talimatnamenin 6. maddesinde de şahit numune alınacağını, bu numune alma sırasında katılımcının bulundurulması ve talebinin alınmasını, bunun sonucu olarak katılımcıya bir örneğinin verilmesinin düzenlenme gereği olduğunu, tüm bunların davacı DOSB tarafından usulüne uygun şekilde yapılmadığını, fatura bedellerinin fahiş olup taraflarına şahit numune bırakılmadığından bu faturalardan sorumlu tutulamayacaklarını, ayrıca tüm faturalarda gecikme zammı adı altında fahiş rakamların bulunduğunu, davacının atık su yanında cezaları da ilave etmek sureti ile müvekkilinden KDV de talep etmesinin 3065 sayılı yasaya aykırı bulunduğundan , tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun Gebze …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 351.815,91 TL üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerindn takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına,fazlaya ilişkin istemin reddine, takip konusu alacak likit olmadığından kabul edilen kısım üzerinden icra inkar tazminatı, red edilen kısım üzerinden ise kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle, numunelerin mevzuata uygun alınmadığı, davacı şirket yetkililerinin numune alımından haberdar edilmedikleri,şahit numune verilmediği, hatalı olarak alınan numuneler sebebiyle davacıya fahiş ceza ve faturalar tahakkuk ettirildiği,tutanaklardaki “imzadan imtina etti” şeklindeki ibarelerin müvekkili aleyhine sonuç doğuracak şekilde yorumlanmaması gerektiği,davalının KDV yükümlülüğünün bulunmadığı,hizmeti götüren sıfatı ile KDV’den davacının sorumlu olduğu ileri sürülerek,kararın kaldırılması istenmiştir….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, abone sözleşmesine dayalı atık su fatura bedelinin tahsili talebi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davada, davalı şirketin atık suyu kirliliğinin limit değerler üzerinde olduğu ve ayrıca ön arıtma yapmadan kanalizasyon siştemine deşarj ettiği gerekçesi ile davacı 6 adet fatura düzenleyerek, takibe koymuştur.Gebze ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, davacı- alacaklı tarafından, davalı- borçlu aleyhine toplam 429.747,19 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren 6183 Sayılı Kanunun 51. maddesi uyarınca işleyecek yıllık 16,8 faizi ile birlikte tahsili istemi ile ilamsız icra yoluyla icra takibine geçildiği, borçlunun süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borca, faize, masraf ve avukatlık ücretine itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacı vekilinin beyanından davalının itirazından sonra taraflar arasında düzenlenen protokol ile davalının takibe konu alacak tutarının 66.334,50 TL’sine ve ferilerine yönelik itirazından feragat ederek bu miktarda ödeme yaptığı, geriye kalan 363.412,69 TL’ lik kısma itirazının ise devam ettiği anlaşılmıştır. Davalı şirket ile 06/08/2010 tarihli “Dilovası OSB Atıksu Abone Sözleşmesi” imzalandığı, bu sözleşme kapsamında davalının atıksu deşarj ettiği konusunda ihtilaf yoktur.Mahkemece, uyuşmazlığın niteliği ve emsal Yargıtay kararları uyarınca , bir kimya mühendisi, bir makine mühendisi, bir çevre mühendisi ve bir mali müşavirden oluşan bilirkişi heyeti oluşturularak mahallinde keşif yapılmıştır.Bilirkişi heyetince sunulan raporda; davacının davalıya hizmet karşılığı düzenlediği itiraz konusu faturaların atıksu bedeli ve kirlilik kontrol parametlerinden limiti aşan kirlilik değerleri içeren parametreler esas alınarak talinametnameye göre düzenlendiği, deşarjlardan numune alınırken … şirket yetkilisine haber verilip verilmediği, haber verildi ise numune alma işlemine gelip gelmediği, numune alma sonrası şahit numuneyi kabul edip etmediği ve tutanağa “imzadan imtina etmiştir.” ibaresinin hangi şartlarda yazılmış olabileceğinin tespitinin olayın geçmiş zamanda olmuş olması nedeniyle doğrulanamayacağı, davalı şirket yetkilisinin numune alımı sırasında bulunup bulunmadığı, numune alımının SKKY’ne uygun olması ve akredite laboratuvarda yapılmış analiz sonunda elde edilmiş değerlere etkisinin olamayacağı, dava konusu faturaların düzenlenmesinde esas alınan kirlilik paramatreleri için analiz sonunuda bulunan kirlilik değerlerinin çevre için tehlikeli ve zararlı kirlilik değerlerine gösterdiği, davacının düzenlediği faturaların AKDT’de davalının imzaladığı sözleşmeler ile kabul ettiği açıklanan hüküm ve hesap yöntemine uygun olduğu, numune alma tutankları ve yetkili laboratuvarlarda yapılmış analizler sonucunda düzenlenen analiz raporlarının inceleme sonuçlarından da SKKY’ya tebliğe uygun olarak atıksu deşarj alımlarının yapıldığı, numune için koruma önlemi alındığı, taşıma kriterlerine uygun olarak taşındığı ve standartlara uygun analiz yapıldığı, raporlamanın SKKY’ya tebliğine uygun olduğu ve eksik hususlar olmadığı, yapılan uygulamanın şekil bakımından “iyi laboratuvar uygulamaları” kriterlerine uygun olduğunu, yapılan tespit ve değerlendirme çalışmalarından takip konusu faturalardan dolayı alacağın 429.74719 TL olduğu, ödenen 66.334,50 TL çıkartıldığında bakiye tutarın 363.412,69 TL olacağı, gecikme zammı ve gecikme KDV’si olarak hesaplanan 11.596,78 TL düşülmesi halinde ise davacı OSB’nin davalı şirketten 351.815,91 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği beyan edilmiştir.Mahkemece ,yukarıda açıklandığı şekilde ,uzman bilirkişi heyeti vasıtasıyla yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi kurulu raporundaki, dava konusu faturaların düzenlenmesinde esas alınan kirlilik paramatreleri için analiz sonunuda bulunan kirlilik değerlerinin çevre için tehlikeli ve zararlı kirlilik değerlerine gösterdiği, davacının düzenlediği faturaların AKDT’de davalının imzaladığı sözleşmeler ile kabul ettiği açıklanan hüküm ve hesap yöntemine uygun olduğu, numune alma tutankları ve yetkili laboratuvarlarda yapılmış analizler sonucunda düzenlenen analiz raporlarının inceleme sonuçlarından da SKKY’ya tebliğe uygun olarak atıksu deşarj alımlarının yapıldığı, numune için koruma önlemlerinin alındığını, numune için koruma önlemi alındığı, taşıma kriterlerine uygun olarak taşındığı ve standartlara uygun analiz yapıldığı, raporlamanın SKKY’ya tebliğine uygun olduğu ve eksik hususlar olmadığı, yapılan uygulamanın şekil bakımından “iyi laboratuvar uygulamaları” kriterlerine uygun olduğu görüşü dikkate alındığında ,davalı vekilince ,numunelerin mevzuata uygun alınmadığı,davacı şirket yetkililerinin numune alımından haberdar edilmedikleri,şahit numune verilmediği,hatalı olarak alınan numuneler sebebiyle davacıya fahiş ceza ve faturalar tahakkuk ettirildiği şeklindeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Katma Değer Vergisi Kanununda ,Organize Sanayi Bölgelerinin yönetim ve altyapı aidat ve giderlerinin KDVden muaf tutulmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından,takibe dayanak yapılan atık su bedellerine yönelik düzenlenen faturalarda, davacının KDV talep etmesinde hukuka aykırılık görülmediğinden, davalının buna dair istinaf talebinin reddi gerekmiştir.Ayrıca Organize Sanayi Bölgeleri 6183 sayılı Kanuna tabi özel hukuk tüzel kişleri arasında yer almadığından, davaya konu alacak yönünden 6183 sayılı yasa gereği gecikme cezası uygulanması da söz konusu olmayacaktır.Buna göre yapılan değerlendirmede; aralarında Kimya Mühendisi’nin de bulunduğu teknik bilirkişi kurulundan denetime ve hüküm kurmaya ve yukarıdaki KDV ile faiz irdelemesine uygun düzenlenen, olaya, toplanan delillere uygun, atık su deşarj eden davalının, davacı iş yerinden usule uygun aldığı numunelere göre standartlara uygun laboratuvarda belirlenen limit üzerindeki kirlilik nedeniyle, KÖB ve fatura tahakkuklarındaki incelemeyi de içeren elverişli bilirkişi raporu sonucuna göre hüküm kurulmuş olduğu anlaşılmıştır.Nitekim,benzer davalara ilişkin, tarafları ve konusu aynı, talep edilen dönemleri farklı zamanlara ait davacının davalıdan talep ettiği atık su bedeli alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/228 E., 2014/281 K. sayılı kararın temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 03/03/2014 günlü 2014/15896 E., 2015/3424 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verildiği, aynı karara karşı yapılan karar düzeltme isteminin ise, 23/06/2016 tarih 2015/16276 E., 2016/9878 K. sayılı ilamı ile reddedildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 24,032,55 TL nisbi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 6.009,00TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 18.023,55 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,İstinaf yargılama giderinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/06/2020