Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/831 E. 2018/441 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/831
KARAR NO : 2018/441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2017
NUMARASI : 2017/504 E- 2017/1114K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ :17/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/09/2015 tarihli adi ortaklık sözleşmesi düzenlendiği ve davalı adresindeki işletme kurulmakla beraber işletilmek üzere anlaştığı, bu sözleşmeye uygun şekilde taraflar işletmeyi işlettiğini, … ve … adi ortaklığın tarafların anlaşmaması üzerine sözleşmenin sonlandırıldığını, ortaklık ortak irade ile sonlandırıldığı ve müvekkiline payı davalı tarafından ödeneceği söylendiği halde, halen ortaklık kar payından müvekkiline düşen bedel ile ortaklık kurulurken alınan makine bedellerinin yarısı tutarında ortaklığa alınan makine bedellerinden davacıya düşen payı davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine Beyoğlu … Noterliği’nin 10/03/2017 tarih ve .. yevmiye no.lı ihtarnamesi ile davalı yana ihtarname keşide edildiğini, tüm bu sözlü istem ve yazılı ihtara rağmen davalı yanca müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı kalması kaydı ile 1.000,00-TL ile ortaklık kurulurken beraber alınan makinelerin müvekkilinin payına düşen yarı değerinden fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL olmak üzere toplam 2.000,00-TL’nin, ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında kurulan adi ortaklığın sona erdiğini, davacı tarafın adi ortaklığa herhangi bir katkısının bulunmadığını, ortaklıkça kar payının elde edilmediğini, davalının ortaklık nedeni ile müvekkiline borcunun bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece , ” Davalı tarafın tacir olduğu davacının tacir olmadığı, dosya kapsamındaki belgeler ile davacı asil ve vekilinin duruşmadaki beyanlarından anlaşılmıştır. Adi ortaklık TBK.’nın 620. Maddesinnde düzenlenmiş olup, 2 veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlamıştır. Adi ortaklık tüzel kişiliği olmayan ve TTK. Kapsamında kurulmuş şirketlerden değildir. TTK.’nın 4’üncü maddesi uyarınca ticaret mahkemeleri, her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanan hukuk davaları ile madde de gösterilen tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın diğer davalara bakmakla görevlidir. Somut uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmetlerinden kaynaklanmadığı gibi uyuşmazlık 4’üncü maddenin alt bentlerinde sayılan davalara da ilişkin değildir. Davalının tacir olmaması nedeni ile uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı söylenemez. Bu durumda mahkememizin dava konusunda görevi bulunmamaktadır. Dava konusu uyuşmazlığa bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olup, mahkememizce öncelikle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usul yönünden reddine” denilerek göreve ,ilişkin dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmiştir.
Taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu konusunda uyuşmazlık yoktur.Adi ortaklığın taraflarından davacının tacir olmadığı dosya kapsamı ile bellidir.
Taraflar arasında yapılan adi ortaklık sözleşmesine göre ,ortaklığın faliyet konusu rezistans imalatı olarak belirlenmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ve istinaf konusu kararın gerekçesinde de açıklandığı üzere , TTK.’nın 4’üncü maddesi uyarınca ticaret mahkemeleri, her iki tarafın tacir olduğu ve iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanan hukuk davaları ile madde de gösterilen, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın diğer davalara bakmakla görevli olup,somut olayda davacının tacir olmaması ve davanın mutlak ticari dava niteliğinde olmaması sebebiyle uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiğinden,karar usul ve hukuka uygun bulunmuş , HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Davalı tarafça peşin olarak yatırılan istinaf harçlarının üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a, 353/1-a-3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/04/2018