Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/824 E. 2019/1087 K. 28.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/824
KARAR NO : 2019/1087
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
NUMARASI : 2015/417 E – 2017/1079 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/06/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı …AŞ tarafından Ocak 2012 – Aralık 2012 tarihleri arasında, diğer davalı …. San. AŞ tarafından Ocak 2013 – Aralık 2014 tarihleri arasında düzenlenen elektrik faturalarında, herhangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 3.000,00 TL’nin … AŞ’den, 3.000,00 TL’nin …. San. AŞ’den ödeme tarihinden itibaren işleyecek gecikme zammı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı ve davalı … AŞ vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, mahkemenin yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırılığı ile ilgili olarak yapılan başvuruların sonuçlanmasının beklenmediğini, bu yasanın getirdiği düzenlemenin kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava tarihinden sonra yürürlüğe giren kanun nedeniyle davanın reddine değil karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili bilahare 13.03.2018 tarihli ek beyan dilekçesiyle lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bu yönden düzeltilmesini istemiştir. Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bedellerin 6719 sayılı yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre de alınması gerekli bedeller olduğunu, söz konusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini, davacının dava başında da haklı olmadığını, kararda aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması ve kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararının bu yönlerden kaldırılmasını, lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Anayasa Mahkemesi bedellerin maliyet unsuru olarak alınmasını yasal hale getiren hükümlere dair iptal başvurularını 28/12/2017 tarihinde reddetmiş, karar Resmi Gazete’de 15/02/2018 tarihinde yayımlanmıştır. Bu nedenle mahkemenin yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırması hukuka aykırı olmadığından bu istinaf sebeplerinin sonuca etkisi yoktur. Davacının diğer istinaf taleplerinin incelenmesiyle; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece davanın reddi yerine “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve hukuka aykırılık oluşturmaktadır.Davacının ek beyan dilekçesi yönünden yapılan değerlendirmede ise; dilekçe tarihinde istinaf süresinin dolduğu, bu itirazların süresinde ileri sürülmediği anlaşılmakla değerlendirme dışı tutulmuştur. Kaldı ki uyuşmazlığın niteliği de gözetildiğinde davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kurulan hüküm esasında dava konusu bedellerin davalı tarafça alınıp alınamayacağına dair mahkemece yapılan belirlemeye ilişkin bir tesbit hükmü olduğundan, bu durumda parasal bir talebe ilişkin olsa da davada gerek bu konudaki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin muhtelif emsal kararları gerekse açıklanan gerekçe uyarınca Avukatlık Asgari Ücret Tarife’sinin nisbi vekalet ücreti hükümlerinin uygulanması sözkonusu olamayacaktır. Davalının istinaf taleplerinin incelenmesiyle, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Bu itibarla, davanın yasa değişikliği sebebiyle reddine karar verildiği de gözetilerek, davalı taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün olmadığından, davalı tarafın istinaf talebi yerinde görülmemiş ve HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle; davalı … AŞ’nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükümdeki “red” kısmının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca; “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde düzeltilmesine, sair istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle A-Davalı …AŞ’nin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,B-Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesiyle;1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 31,40 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 102,47 TL harç ve 8.516,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 8.587,07 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,3-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL red harcı, 27,70 TL başvuru harcı, 4,10 TL vekalet harcı, 750,00 TL bilirkişi ücreti, 471,00 TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.284,20 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,4-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalılar tarafından yatırılan gider/delil avanslarından artan bakiyenin davacı/davalılar vekillerine iadesine,Sair istinaf sebeplerinin reddine, İstinaf incelemesi ile ilgili olarak;Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının, davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalı … AŞ’den Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 50,10 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,Davalı …. AŞ’nin istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/06/2019