Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/797 E. 2019/1741 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/797
KARAR NO : 2019/1741
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2017
NUMARASI : 2015/395 E – 2017/1123 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 05/11/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Bayrampaşa’da faaliyet gösterdiğini, davalı şirket çalışanlarının, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği Sanayi Sitesine gelerek sayaçların değiştirilmesi gerektiğinden bahisle sitedeki diğer sakinler gibi davacı sayacını da sökerek götürdüklerini, bilahare 9.3.2015 son ödeme tarihli iki adet borç tahakkuk ettirilerek hesaptan 9.3.2015 tarihinde 7.530,50 TL ve 684,30 TL çekildiğini, itiraz üzerine itirazın reddi ile zabıt suretinin gönderildiğini, zabıt içeriğine göre sayacın camının sol yandan aralandığı ve sayaç içerisinde film tozları görüldüğünün açıklandığını, değiştirilen sayacın bulunduğu yerin yalnızca ofis olarak kullanıldığını, düzenli olarak faturaların ödendiğini, sayaca ilişkin inceleme ve tutanağın davacının bilgisi dışında gerçekleştiğini, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sayacın sağlam olup olmadığı, müdahale olup olmadığı ve tahakkuku ettirilen miktarın yönetmeliğe uygun olup olmadığının tespiti gerektiğini ileri sürerek, tahsil edilen toplam 8.214,08 TL borcunun bulunmadığının tespiti ile tahsil tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … no.lu tesisata ait mahalde kullanılan … seri no.lu … marka sayacın sökülerek, laboratuvar muayenesine sevk edildiğini, yapılan kontrolllerde sayacın camının sol yandan aralandığını, sayaç içerisinde film tozlarının görüldüğünü, kaçak işleminin yapılması uygundur sonucunun çıkarıldığını, tespit esnasındaki R:16a, s:12a,t:14a olmak üzere toplam 42a’lik akım değeri ve yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereği 684,30 TL kaçak bedeli 7.530,50 TL ek tahakkuk olmak üzere toplam 8.314,80 TL bedel tahakkuk ettirildiğini, yapılan tespit ve tahakkuk hesaplarında herhangi bir hata ve hukuka aykırılık bulunmadığını, sayacın incelendiği laboratuvarın, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yetkilendirdiği bir laboratuvar olduğunu, davacının elektriğinin kesilmesi tehdidi ile ihtirazı kayıt koymadan ödeme yaptığını iddia ederek açtığı davada yaptığı ödemeleri geri isteyemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından kaçak elektrik tüketim tahakkukları ve davacıya ait elektrik aboneliğine ilişkin tüketim ekstreleri ve davacı tarafça yapılan ödeme dekontları istenerek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Yapılan yargılama sonunda; davacının davalıya ödemesi gereken tutarın 1.319,05 TL olduğu, davacı tarafından 6.895,75 TL fazla ödeme yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 6.895,75 TL’nin 09/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; kararın eksik incelemeye dayalı olarak verildiğini, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, mahkemece resen itirazlar nedeniyle yeniden inceleme yaptırılmasına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tutanakları ve laboratuvar muayene sonuçlarının doğruluğunun karine olarak kabul edilmesi gerektiğini, aksinin aynı nitelikte delil ile ispat edilmesi gerektiğini, yapılan hesaplamanın yönetmeliğe uygun yapıldığını, sayacın muayene raporuna göre camının aralandığı ve içinde film tozlarının bulunduğunun belirlendiğini, sayaç değişiminden sonraki tüketime göre hesaplama yapılmış olduğunu, davacının ihtirazi kayıt ileri sürmeden ödeme yapması nedeniyle istirdat talep edemeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Dava; kaçak elektrik kullanımına dayalı yapılan tahakkuklara yönelik menfi tespit ve tahsil edilen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine, yeni bir bilirkişiden rapor aldırılması ve takdir edilen 600,00 TL bilirkişi ücretinin davalı tarafça karşılanması için kesin süre verildiği, davalı tarafından verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığından bilirkişi incelemesi yaptırılamayıp, mevcut rapor hükme esas alınarak karar verildiği, karar öncesinde, bilirkişi delili masraflarının karşılanması amacıyla ara karar kurulduğu görülmüştür.Medeni Kanun madde 6 gereğince; “Kural olarak herkes, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. “Davacı taraf, delil listesinde bilirkişi incelemesine dayanmış ve bu şekilde de iddiasını ispat yönünden bu dayandığı delilin değerlendirilmesini talep etmiştir. Bu durumda, bilirkişi ücretini yatırması hususunda mehil verilecek kişi davalı değil, davacı taraf olmalıdır.İlk derece mahkemesi tarafından oluşturulan ara kararda bilirkişi raporuna karşı itirazlar nedeniyle yeniden inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi delili bakımından HMK’nın 266. maddesindeki özel düzenleme uyarınca, sadece bilirkişi deliline münhasır olmak üzere mahkemenin, uyuşmazlığın çözümü bakımından gerekli görmesi halinde talep olmaksızın kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına da karar verebileceğinden, bu kısma ilişkin masrafların ileri de haksız çıkan taraftan alınmak üzere suç üstü ödeneğinden karşılanması yoluna da gidebilecektir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/19570 E. – 2018/5727 K.)Bu itibarla; somut olayda davalının yeniden bilirkişi raporu alınması talebinde bulunduğu ve mahkemece yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiği kanaatinin açıklanmış olması nedeniyle artık bilirkişiye yönelik giderin taraflarca yatırılmaması halinde, usul yasasındaki düzenleme gereğince bu delile özgü olmak üzere, masraflarının suç üstü ödeneğinden karşılanarak temini yoluna gidilebileceği de gözetilmelidir. Bilirkişi raporunun mahkemece yetersiz olduğu kabul edildiğine göre, öncelikle bilirkişi inceleme gideri için süre davacıya verilmesi gerektiği halde, davalı tarafa süre verilerek ve hatalı sonuçla karar verilmesi nedeniyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca karar kaldırılarak, davacı tarafa, iddiasını ispat yönünden yani bilirkişi incelemesi giderlerinin ikmali için süre verilerek, rapora itiraz nedeniyle kurulu güce ait abonelik sözleşmeleri getirtilerek, geçmiş dönemlere ait tahakkuklar değerlendirilmek suretiyle, kaçak kullanım olup olmadığının belirlenmesi için yeniden HMK 266. maddesi kapsamına uygun bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesini temin için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosyanın, karar kaldırılarak yukarıda belirtilen yönteme göre inceleme yapılıp karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/11/2019