Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/793 E. 2019/1949 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/793
KARAR NO : 2019/1949
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2017
NUMARASI : 2015/500 E – 2017/1106 K
DAVANIN KONUSU: Tespit ve İstirdat
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davaya konu 2.910 m2 alanlı ve üzerinde bir bina bulunan taşınmazın maliki olduğunu, söz konulu binaların ihbar edilen eski malik ve kiracılardan teslim alındığını 2009 yılı Aralık ayından beri bugünkü hali ile durduğunu, davacı şirketin, binanın bazı odalarını sadece depo amaçlı olarak kullandığını ancak herhangi bir şekilde personel istihdam etmediği gibi fiilen işyeri olarak da kullanmadığını, kaçak su tutanağı tutulan adreste 2006 ylında kiracı olarak …. San. Tic. Ltd. Şti.’nin kiracı olduklarını ve muhtemelen adı geçen şirketlerin su kullanımı yaptıklarını, davalı … Genel Müdürlüğü ekipleri tarafından, 21/10/2014 tarihinde davacı şirket yetkilisi ya da çalışanlarının yokluğunda, söz konusu taşınmazın bulunduğu arsa üzerinde, kim tarafından, ne zaman ve nasıl takıldığı bilinmeyen … marka … seri nolu bir su sayacı tespit ettiklerini ve bu sayaçta okudukları 35331 m3lük su kullanımına bağlı olarak 482.484,00 TL bedelli kaçak su faturası düzenleyerek, faturaya dayanak yapılan 21/10/2014 tarihli tutanağın davacı şirket çalışanı olmayan, güvenlik görevlisi olabileceği düşünülen … tarafından imzalandığını, faturaya itirazlarının reddedildiğini, ayrıca davalı tarafça davacının banka otomotik ödeme talimatını izinsiz ve yetkisiz olarak kullanmak suretiyle, davacı şirketin … hesaptan 19/12/2014 tarihnde 10.854,98 TL sini bu fatura borcuna istinaden tahsil ettiğini, tek güvenlik görevlisinin bulunduğu binada, 35331 m3 su kullanımının imkansız olduğunu, bu kullanım tutarının çok az kısmı dışındaki kullanımın ise ihbar edilen eski malik ve kiracılara ait olduğunu, sökülen sayacın, taşınmazın eski malik ya da kiracılarından birine ait abonelikten kalma bir sayaç olma ihtimali de gözönüne alınarak, mevcut yerdeki eski aboneliklerinin tamanını İSKİ’den tespitini istediklerini, dava konusu binada tek güvenlik görevlisinin tüketeceği su miktarının belirlenmesi ile davacının başka bazı su abonelikleri ile ilgili otomotik ödeme talimatları kapsamında ve rızası hilafına tahsil etmeye başlanması karşısında davacının tüm fatura bedelinin tahsili halinde mağdur olmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile, belirlenecek fatura tutarını aşan kısmının istirdatı ile tarafına ödenmesini, İSKİ ‘nin müvekkili şirkete kesmiş olduğu dava konusu 482.484 TL lik kaçak su faturasının, gerçek kullanım bedelinin tespiti ve mahsubu suretiyle, kalan tutar yönünden iptaline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket için yapılan işlemlerin usul ve kanuna uygun olduğunu, İSKİ Tarifeler Yönetmeliği, 45 ve devamı maddelerinde kaçak su kullanımının tesbiti ve kaçaksu tahakkukunun nasıl yapılacağı hususunda hükümler içerdiğini, davaya konu adreste mülkün mal sahibi …. A.Ş. olup, kaçak su kullanımından kaynaklanan … m3 lük kaçak su bedeli … Günül Müdürlüğü Tarifeler Yönetmeliğinin 45.madesi 4 fıkrasına göre ve Abone Hizmetleri Uygulama Yönergesinin 67.madde 4 fıkrasına göre işlem yapıldığını, tahakkuk ettirilen bedelin … nolu sözleşmesine yüklendiğini, dava dilekçesinde kaçak su tutanağı tutulan adreste 2006 yılında kiracı olarak …. Ltd. Şti. ve …. San. Tic. Ltd. Şti.’nin kiracı olduklarını ve muhtemelen adı geçen şirketlerin su kullanımı yaptıklarının belirtildiği, ancak adı geçen şirketlerin o adrese ait İSKİ Genel Müdürlüğü nezdinde herhangi bir mukavelelerinin bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, sayacın kayıtsız ve kaçak olduğunu bilmeden İSKİ’ye kayıtlı olduğu zannı ile ve kendi üzerine sözleşme devrini yapmadan davacı tarafından kullanılmaya devam edilmesi nedeniyle taşınmazın Şafak İnşaattan devir alındığı 20/11/2009 tarihi ile kaçak tespit tarihi olan 21/10/2014 tarihleri arasında 4 yıl 11 aylık süre için davacının sorumluluğunun bulunduğu, davacının taşınmazı kullandığı süre içerisinde mevcut çeşme sayısı kurulu tesisat, personel sayısı ve daha önce kayıtlı sayaçla yapılan tüketim de nazara alınarak davacının bu süre içerisinde 320 m3 su tüketimi karşılığı cezası ile birlikte KDV dahil davalıya 4.531,00 TL borcu ve sorumluluğu bulunduğu, bu hesaplamanın yapıldığı bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatiyle, davacı adına kesilen 482.484 TL tutarlı faturadan bu miktarın mahsubu ile bakiye 477,953 TL’lik tutar yönünden davacının, davalıya borçlu olmadığı, ayrıca davacının banka hesabından tahsil edilen 10.854,98 TL den borçlu olduğu miktar düşüldüğünde davacıya bakiye 6.323,98 TL’nin iadesi gerektiği, faiz talebinin de olmadığı gerekçesiyle; “Davanın kısmen kabulü ile davacının davalı tarafından düzenlenen 19/11/2014 tarihli 482.484,00 TL tutarlı faturadan dolayı 477.953,00 TL borçlu olmadığının tespitine, davacıdan tahsil edilen 10.854,98 TL ‘den borçlu olduğu 4.531,00 TL lik kısmın mahsubu ile bakiye 6.323,98 TL ‘nin istirdadı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.Mahkemenin bu kararına karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukuki ve teknik esaslara aykırı düzenlendiğini, kaçak su tahakkukunun sayaç işareti baz alınarak yapıldığını, sayacın 2006 tarihinde imal edildiğini, … firmasından bu sayacın kime veya nereye satıldığının öğrenilebileceğini, bu konudaki taleplerinin değerlendirilmediğini, su tüketim hesabının da raporda hatalı olduğunu, sayacın davacı adına kayıtlı olmadığını, bu nedenle davacının başka iştigal adresindeki kullanımı baz alınarak hesaplama yapılamayacağını, farklı birimlerde farklı kullanım miktarları olabileceğini, keşif sonrası alınan bilirkişi raporundaki hesaplama ile, sayaç işareti baz alınarak davalı tarafça yapılan hesaplamanın farklılık arzettiğini, bu hesaplama sisteminin cevap dilekçesinde ayrıntılı olarak belirtildiğini, ayrıca iç tesisat sisteminde de kaçak olabileceğinin göz önüne alınması gerektiğini, keşif sırasında belirlendiği üzere binaların yanındaki dereyi de aşan bir su borusunun mevcut olduğunu, bu borudan su verildiği açık olmasına rağmen nereye su verildiğinin de belli olmadığını, binaya ilişkin sıhhi tesisat projesinin de getirtilmediğini beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.Hükme esas bilirkişi raporu, davaya konu sayacın kayıtsız olduğu ve kim tarafından, endeks başlangıç sayısı belirlenemeden ne kadar kullanıldığının belirlenemediği, kaçak tespit tarihinden önceki bir tarihte sayacın önceki tüketim endeksinin kaç olduğu ve kim tarafından ne kadar kullanıldığının belli olmaması nedeniyle kaçak kullanımın varlığı ve kimin sorumlu olduğuna hükmedilmesi için net verilere ihtiyaç duyulduğunu, sayacın kayıtsız ve kaçak olduğunu bilmeden İSKİ’ye kayıtlı olduğu zannıyla ve kendi üzerine devrini yapmadan kullanmaya devam edilmesi nedeniyle taşınmazın, … devir alınma tarihi olan 20.11.2009 ile kaçak tespit tarihi olan 21.10.2014 tarihleri arasındaki 4 yıl 11 aylık süre için davacının sorumlu olduğunu, davacı … taşınmazı kullandığı süre içerisinde, çeşme sayısı, kurulu tesisat, aynı yerde ve aynı personel sayısı ile kayıtlı sayaç ile yapmış olduğu tüketim göz önüne alınarak 4 yıl 11 ayda 320 metreküp tüketimi olabileceğini, bu tüketiminde iş yerleri için, 2014 yılı İSKİ su birim fiyatları ile %50 cezalı tahakkuk miktarının KDV dahil 4.531,00 TL olduğunu belirlemiş, davacının da bu miktar üzerinden sorumlu olacağını belirtmiştir.Hesaplamanın açılımında ise, keşfen incelemede, 1 tuvalet ve çeşmesi, güvenlik amacı ile bulunan 1 personelin 3 vardiya halinde bulunduğu belirlenen işyerindeki tüketimin, davacının diğer iştigal adresindeki su kullanımıyla orantı kurularak hesaplandığı, %50 ceza bedeli olarak 2867 TL./2=1434 TL. hesaplandığı, 2867 TL.ya ayrıca %8 KDV’si eklenerek sonuçta 2867 TL. esas borç+1434 TL. Ceza+230 TL KDV= 4531 TL. kaçaksu bedeli hesaplamasının ve bu hesaplamaya ilişkin alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine uygun, hükme dayanak yapılacak yeterlilikte olduğu anlaşılmıştır.Kaldı ki; kaçak kullanımda idarenin yasal olarak yönetmelik hükümlerine göre suyun kesilmesinin gerektiği tarihten sonra hesaplanan gecikme cezası ve KDV’sinden davalının müterafik kusur indiriminin yapılması gerekir ise de, bu konuda dosyada davacının istinaf talebi olmadığı gözetilerek, istinaf edenin sıfatına göre bu konuda değerlendirme yapılmasının gerekli olmadığı anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle davacının hesaplama sistemine uygun bir hesaplamanın kaçak kulanımının kim tarafından hangi endeksten sonra yapıldığının belirlenmesi, davacının arazi ve binaların bir kısmının farklı kişilerden farklı zamanlarda mahkeme kararı ile dava sonucu teslim alması karşısında, sayacın da kayıtlı sayaç olduğu konusundaki iddiasının aksinin davalı tarafça ispatlanamaması değerlendirilerek, davacının aynı tür başka işyerinde 1 kişilik güvenlik görevlisinin kullanabileceği su miktarı ve belirlenen yerin resmi devir tarihi olan 20/11/2009 ile kaçak tespit tarihi olan 21/12/2014 tarihleri arasındaki sürede asgari kullanım miktarı olan 320 m3 ün, o tarihteki su birim fiyatı 8,98 TL ile çarpımı ve belirlenen bu tüketim bedelinin %50’si ceza bedeli olarak belirlenerek, bunun KDV’si eklenerek hesaplama yapılması yerinde görülmekle, davacının başka bir aboneliğine bu borcun davalı tarafça kendiliğinden yönlendirilmesi ile otomatik ödeme talimatından davacının başka abone su borcu gibi habersiz tahsili de yerinde görülmediğinden, davacının borçlu olduğu tutar açısından, ihtirazi kayıt bile ileri sürülme imkanı olmayan otomatik ödeme ile çekilen ve ödenen bedelden mahsubunun yapılması sonrası davacının borçlu olmadığı tutar ve istirdada hak kazandığı tutara dair mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur.Yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasının davaya katkı sağlamayacağı açıktır.Bu nedenle davalının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı İSKİ’nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 32.648,32 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL ile tamamlama istinaf harcı olarak tahsil edilen 8.126,34 TL olmak üzere toplam 8.162,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 24.486,08 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırıln gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/12/2019