Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/734 E. 2020/466 K. 11.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/734
KARAR NO: 2020/466
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2017
NUMARASI: 2017/486 E – 2017/1104 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/05/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının tacir olduğunu, davalı ile müvekkileri arasında ticari abonelik üzerine elektrik abonelik sözleşmesi yapıldığını, davalının 1 adet faturayı ödemediğini, davalının asıl alacak miktarının 475,18 TL’lik kısmı hariç kalanına haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini takibin devamını, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tebligata rağmen cevap vermemiş, vekili ile katıldığı ön inceleme duruşmasında ise; vekil, müvekkilinin borcu bulunmadığını, 3.751,56 TL tutarında bir ödemesi daha olduğunu, davacının elektriği kendiliğinden kestiğini, müvekkilinin sözleşmeden caymasının söz konusu olmadığını, caymaya ilişkin kayıt ve ihtar da bulunmadığını ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “davalı tarafın gecikmeli de olsa tüm borcunu ifa ettiği, davacı tarafın gecikme dolayısıyla ihtar vs yoluna başvurmadan, doğrudan sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesinin, fesih ve cezai şart hakkı kullanımının, MK 2 anlamında hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Söz konusu karara karşı davacı taraf istinaf kanunu yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; icra takibinin elektrik borcunun ödenmemesinden ve borca ve takibe dayanak fatura, elektrik tüketimine, EPDK tarafından belirlenen bedellere, reaktif tüketim bedeline ve davalı borçlunun imzalamış olduğu sözleşme ve tarife paketi kullanım şartlarına göre hesaplanan cayma bedeline dayandığını, kısmi itirazla takip durduğu için, kısmi itirazın iptali davası açıldığını, faturadaki 475,18 TL’nin Aktif Enerji Tüketim Bedeli – EPİAŞ’tan alınan veriler ve abonelik sözleşmesi ile belirlenen tarifeler uyarınca hesaplanarak faturalandırıldığını, davalının 2.16 MWH tüketiminin sözleşme gereği 220,00 TL fiyatlandırıldığını, 475,18 TL lik aktif enerji tüketimi olarak faturaya dahil edildiğini, borçlu davalının bu kısmı, eklenmesi zorunlu diğer hususları hesaba katmadan kabul ederek ödediğini, 245,26 TL’nin dağıtım şirketine iletilecek bedeller- EPDK tarafından belirlenen ve ilan olunan alacak kalemlerinden oluştuğunu, 78,68 TL’nin devlete iletilecek vergi ve fonlar- TRT PAYI- olduğunu, 3.793,35 TL’nin ise cayma bedeli ve reaktif tüketim bedeline ilişkin olduğunu, cayma bedelinin sözleşme ve eklerinde zikredildiğini, davalının sözleşmede belirlenen taahhüdüne uymadığını, sözleşme ve sözleşme ile beraber imzalanan tarife paketi şartında taahhüdünü yerine getirmediğini, borçlarını ödemediğini, faturaya yansıtılan diğer bir bedel de 507,79 TL tutarındaki reaktif tüketim bedelinin Elektrik Piyasası müşteri Hizmetleri ile Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında dağıtım firmaları tarafından tespit edilen reaktif tüketim miktarının (sınır değerler aşılması durumunda) EPDK tarafından yayınlanan birim bedelleri ile çarpılması suretiyle dava konusu faturaya yansıtılmasında gayri hukuki bir durum olmadığının bilirkişi tarafından teyid edildiğini, 98,48 TLgecikme bedelinin abonelik sözleşmesi ve Tarife Paketi Kullanım Şartına göre istendiğini, 844,36 TL %18 KDV tutarının yasal mevzuat gereği alınan vergiye ilişkin tutar olduğunu, takibe konu faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, alacağın likit olduğunu, davalının dava dilekçesine cevap vermediğini, en son tahlilde bilirkişi raporuna karşı itirazlarını sunarken savunma yaptığını ve ödeme belgelerini sunduğunu, sunulan ödeme belgelerinde de ödemelerin açıklama kısmında nelere dair olduğu belirtilmediği gibi, yapılan ödemelerin kendi faturalarının tarihlerinden çok sonra, dava konusu faturanın (caymaya dair) tanziminden, yani artık ödememeden dolayı caymanın gerçekleştiği tarihten sonra yapıldığını, mahkemece bilirkişi raporuna, taraflar arasında imzalanan sözleşmelere ve dayanak kanun ve mevzuat maddelerine rağmen davalının yasaya aykırı olarak geç dermeyan ettiği bir kaç savunması baz alınarak hüküm tesis edildiğini, mahkemece hangi kötü niyetli hareketin sebebiyet verdiğinin gerekçelendirilmediğini, müvekkilinin SMS bildirimleri ile çeşitli kereler ödeme ihtarında bulunduğunu, akabinde de sözleşmeden cayılmış sayıldığını ve borca konu faturanın kesildiği bilgisini yine bu bildirimlerle yaptığını, bu delillere rağmen yine de “ihtar vs yoluna başvurmadan” şeklinde bir gerekçeyle hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca sözleşmenin ödeme yapılmaması nedeniyle feshedilmiş olmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olmadığını, davalı borçlunun bu uyuşmazlık özelinde tacir olduğunu ve tacirin hak ve sorumluluklarını yerine getirir iken basiretli davranması gerektiğini, tacir tarafın imzaladığı sözleşme ve seçtiği tarife paketi şartlarında cayma bedelinin ne şartlarda taahhuk ettirileceğinin ve sözleşmenin feshinin usul ve esaslarının belirlendiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, elektrik tüketim bedeli ve cayma bedelinin tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında ticarethane abone grubunda elektrik enerjisine satışına dair sözleşme yapıldığı, sözleşmede 01.03.2016 ila 28.02.2018 tarihleri arasındaki elektrik tüketiminin aylık 220 TL/Mwh birim bedeli üzerinden sabit kalacak şekilde ücretlendirildiği, ayrıca aylık elektrik tüketim bedeline ilaveten faturalarda belirtilecek olan aylık hizmet bedeli, YEKDEM maliyeti, EPDK tarafından açıklanan ulusal tarifede düzenlenen diğer tüm tarife bileşenlerinin toplamının ve elektrik tüketiminden kaynaklanan ve mevzuatta belirtilen mali yükümlülüklerin faturalara yansıtılacağı, gecikme faizi ve herhangi bir faturanın tam ve zamanında ödenmemesi halinde sözleşmeden kaynaklanan fesih, kesme ve diğer haklar saklı kalmak kaydıyla cayma bedeli ödeneceği hususlarının belirtildiği, davalının 15.08.2016 son ödeme tarihli 5.535,27 TL bedelli faturayı ödemediği, başlatılan takipte 5.535,27 TL asıl borç ile 189,62 TL işlemiş faiz alacağı toplamı 5.724,94 TL alacağın tahsilinin istenildiği görülmüştür. Davaya konu 5.535,27 TL fatura içeriğine göre aktif tüketim bedeli, dağıtım bedeli, reaktif tüketim bedelinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu, davalının davaya süresinde cevap vermediği, süresinden sonra ileri sürdüğü ödeme belgelerine göre de, ödemenin 23.05.2017 olan dava tarihinden sonra 26.09.2017 tarihinde yapılan ödeme fatura numaraları farklı olduğu gibi takip konusu faturalarla ilgisi olsa dahi bunun davanın itirazın iptali davası olması sebebiyle, infaz sırasında icra müdürlüğünce mahsubunun yapılması gerektiği, davalının fatura ödememesi nedeniyle aboneliğin feshi, davacıya tanınan hak çerçevesinde yapıldığı halde mahkemece davanın kabulü gerekirken sözleşmede tanınan fesih hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanımı olarak nitelendirilmesinin sözleşme serbestisi ilkesi ile de uyuşmadığı anlaşıldığından verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında; “davanın kabulüyle davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu ile ilgili varsa davadan sonra yapılan ödemelerin, infaz sırasında icra müdürlüğünce değerlendirilmesine, alacak sözleşmeye dayalı olup likit olduğundan asıl alacak olan 5.535,27 TL’nin takdiren %20 oranına karşılık gelen 1.107,05 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında; 1-Davanın kabulüyle davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu ile ilgili varsa davadan sonra yapılan ödemelerin, infaz sırasında icra müdürlüğünce değerlendirilmesine, 2-Asıl alacak olan 5.535,27 TL’nin takdiren %20 oranına karşılık gelen 1.107,05 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine 3-Alınması gereken 378,11 TL karar harcından peşin alınan 89,66 TL’nin mahsubu ile bakiye 288,45 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davacının yapmış olduğu 402,60 TL yargılama gideri ile 89,66 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Bakiye gider avansının karar kesinleşince yatırana iadesine, İstinaf incelemesi ile ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davacıya isteği halinde iadesine, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 59,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/05/2020