Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/732 E. 2018/462 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/732
KARAR NO : 2018/462
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2017
NUMARASI : 2016/550 E- 2017/1058K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ :18/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile,abone olan davacının tükettiği davalı tarafların, müvekkili şirket adın adüzenlemiş oldukları faturalarda, enerji tüketim bedelinin haricinde Kayıp-kaçak Bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, iletişim sistemi kullanma bedeli, dağıtım bedeli ve TRT Payı ile bu kalemlerin KDV’sinin davacı şirketten tahsil edildiğini, davalı taraflarca tahakkuk ettirilen bu meblağların, herhangi bir hizmet karşılığı olmadığını ve hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını ileri sürerek ,davacı şirketten dava tarihinden geriye dönük olarak 15/02/2007-31/04/2016 yılları arasında kayıp-kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma, iletim bedeli, dağıtım bedeli bu bedellerin KDV’si ve alınan bedellere bağlı olarak diğer alacak kalemlerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekilleri cevap dilekçeleri ile, davaya konu edilen bedellerin , EPDK mevzuatlarına göre tahakkuk ettirildiğini ve yasalara uygun bir şekilde abonelerden tahsil edildiğini beyanla , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyeti Yönetim Kurulu Başkanlığı cevap dilekçesi ile, müvekkili kurumun EPDK Başkanlığınca yayımlanan ulusal tarife tablosunda gösterilen bir no’lu tarife grubundan elektrik aldığını, bu tarife grubundan Kaçak-kayıp tüketim bedelleri ve fonları ile ilgili herhangi bir bedel olmaması nedeniyle onaylı sınırları içindeki tüm abonelerden kaçak-kayıp tüketim bedeli adı altında herhangi bir tüketim bedeli ilavesi yansıtılmadığını beyanla , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 6446 sayılı yasada, 6719 sayılı yasa ile yapılan değişiklik uyarınca konusuz kalan dava nedeniyle hüküm oluşturulmasına yer olmadığına karar verilmiş, davacı lehine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Karara karşı davalı … A.Ş. ve … A.Ş vekillerince, süresinde istinaf yoluna başvurulmuştur.Hukuka aykırı tahsilat yapıldığı iddiası ile açılan davanın önceki ve yeni yasal düzenleye göre reddi gerektiğini, davacının dava tarihinde de iade talep hakkının olmadığını ileri sürerek , ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine ve davalılar lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK.nun 355. maddesi uyarınca,davalılar vekillerinin ileri sürdükleri istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Dolayısı ile verilen kararda ,usul ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Davalı tarafların vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesine gelince; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece ” dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK nun 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesinde usul ve hukuka aykırlık bulunmamaktadır.Çünkü davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden , davalı tarafın istinaf talebi yerinde olmadığından , istinaf talebinin HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalıların istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,
Peşin alınan istinaf karar harçlarının istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda , HMK nun 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibarıyla kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/04/2018