Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/731 E. 2021/525 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/731
KARAR NO : 2021/525
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2017
NUMARASI : 2014/1424 E – 2017/585 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ: 24/02/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Mahallesi … Caddesi …. Sokak No: … Sultangâzi adresindeki işyerindeki 00100664499 nodu elektrik abonesi olduğunu, işyerini açar açmaz … kurumuna müracaat ederek abone olduğunu, aboneliği esnasında bir ara faturalar gelmeyince … kurumuna giderek durumu sorduğunu, yetkililerin kendisine akıllı saat takmasını söylediğini, sonrasında kendisinin eski saati çıkarıp Gaziosmanpaşa …’a teslim ederek … yetkililerine yeni akıllı saati taktırdığını, buna rağmen bahse konu süreçte davalı kurumun kendisine 6.920,50 TL ceza kestiğini ve bu bedelin yarısını nakit yarısını taksitle ödediğini, tüm borçları ödemesine rağmen davalı kurumun mükerrer olarak F/629700 no lu tutanağa istinaden 2012/10 dönemine ilişkin kendisine … seri no.lu 13.184,47 TL tahakkuk bedeli çıkardığını, hiçbir şekilde kaçak elektrik kullanmadığını, önceden çıkarılan borçları ödediğini ve dava konusu 2012/10 dönemine dair … seri no.lu tahakkuk belgesinde yazılı … no.lu aboneliğin kendisiyle bir ilgisi olmadığını belirterek, kaçak ve usulsüz elektrik kullanımına dair davalı kurumca çıkarılan 2012/10 dönemine dair … seri nodu tahakkuk belgesindeki gecikme ile birlikte çıkarılan 13.066,87 TL bedelli borcun kendisine ait olmadığına, davalı kuruma herhangi bir borcunun olmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket sisteminden alman kaçak elektrik tüketim tahakkuku belgesinden görüleceği üzere davacının … no.lu tesisattan kaçak elektrik tüketimi yaptığı, EPDK hükümleri ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre davacıya tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedelin ve hesap yöntemlerinin hukuka uygun olduğu beyan edilerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; davanın davasının kabulüne, davacının …, seri numaralı tahakkuk fişine dayalı 13.184,47 TL davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf başvurusunda önceki savunmalarını tekrarla birlikte özet olarak; müvekkili tarafından yapılan tahakkukların hukuka uygun olduğunu, bunun dosyada alınan bilirkişi kök raporu ve 1. Ek rapor ile de sabit olduğunu, mahkemece 2. Ek rapora göre davanın kabulüne karar verildiğini, dava konusunun teknik bilgi gerektirdiğini, iki bilirkişi raporuna rağmen davanın kabulüne karar verilmesi ve gerekçesinin hatalı olduğunu, çelişik raporların neden üstün tutulduğunun anlaşılamadığını ileri sürmüştür.Dava, kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla tutulan tutanağa istinaden tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedeli ile fatura bedelinin mükerrer düzenlendiği iddiasıyla borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Dairemizce yapılan incelemede, dosyada mevcut rapor ve ek raporlar arasında çelişki olduğu, hükme esas alınan raporda bilirkişinin asıl raporundaki görüşünden döndüğü, bunun çelişkiyi arttırdığı, bu çelişki giderilmeden istinaf isteminin değerlendirilemeyeceği, 3’lü bilirkişi heyetinden yeni bir bilirkişi raporu alınması gerektiği, bu işleminin tahkikat işlemi olduğu, dosyanın bu haliyle istinaf incelemesi yapılması ve karara bağlanması mümkün olmadığı anlaşılmakla bu eksikliklerin tamamlanması için HMK 356 maddesi uyarınca tahkikat duruşması açılmasına karar verilmiştir.Karar gereği bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyeti raporunda kayıtsız sayaç ile kayıt edilen mahalde bilfiil tüketilen 11278 kwh tüketimin davacı tarafından kaçak tarife üzerinden ödenmesine rağmen davalı tarafından yeniden talepte bulunduğu mütalaa edilmiştir.Somut olayda, davacının dava konusu yerde 15.03.2012 tarihli kira sözleşmesiyle işe başladığı, kayıtsız sayaç nedeniyle 10.10.2012 tarihinde tutanak tutulduğu, davacının 13.11.2012 tarihinde abonelik sözleşmesi imzaladığı, kira başlangıç tarihi ile abonelik sözleşmesi arasında yasal olmayan- kayıtsız sayaçla elektrik tüketimi yaptığı, davalı tarafından 2012/10 dönemi ve 11278 kwh üzerinden hesaplanan … seri numaralı tutanakla 6920,30 TL tahakkuk yapıldığı, daha sonra aynı dönem için (2010/10) geriye dönük bir yıllık fatura tahakkuku yapıldığı, dosyada mevcut diğer bilirkişi raporlarında endeks bilgileri, kira sözleşmesi, geriye dönük dönem yönünden dava konusu tutanak ile önceki tutanağın değerlendirilmemesi nedeniyle son raporun denetime açık olduğu, mahkemece bu raporun hükme esas alınmasının usul ve yasaya uygun olduğu, dairemizce yaptırılan bilirkişi incelemesinin de hükme esas alınan raporu doğruladığı anlaşılmıştır.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 959,59 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 225,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 734,45 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmakla davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereği 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile davacı taraf yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 24/02/2021