Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/720 E. 2020/66 K. 24.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/720
KARAR NO: 2020/66
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI: 2014/661 E – 2017/454 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 24/01/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibine konu borcun bulunmadığını, davalı ile 06/09/2010 tarihinde 2010-2011 sezonu için … abonelik sözleşmesi akdedildiğini, takibe konu borç taraflar arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklanmakta olup, takip dayanağı bononun işbu sözleşmenin teminatı olarak sözleşme ile birlikte boş olarak imzalandığını, sözleşme suretinde de bononun boş olarak imzalandığının belli olduğunu, taraflar arasında yalnızca 2010-2011 sezonu için sözleşme akdedildiğini, davalı tarafından 2011-2012 sezonu için sözleşme yapılmadığı halde bu dönem borcu varmış gibi, bono doldurularak icra takibi yapıldığını beyanla, bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında 06/09/2010 tarihinde … ticari aboneliği için sözleşme imzalandığını, davacının aldığı hizmet karşılığında ücret ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşmenin eki olarak açık senet imzaladığını, sonraki sezonda sözleşmenin yenilendiğini, ancak 2011/2012 sezonu için yenilemede davacıdan senet alınma ihtiyacı doğmadığını, borç bakiyesi üzerinden davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, senedin teminat senedi olmadığını, davacıdan alınan senet açık senet olup TTK’ya uygun olarak doldurulduğunu, yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye borç hakkında takip başlatıldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava ve takip konusu senedin taraflar arasında akdedilen 2010-2011 sezonuna ilişkin sözleşmenin teminatı olarak tanzim edildiği, davacının bu döneme ilişkin borcu bulunmadığı, her ne kadar davalı tarafından takip eden sezon için de sözleşme akdedildiği ve bu döneme ilişkin borç bulunduğu iddia edilmiş ise de, bu döneme ilişkin sözleşme veya hizmetin ifasına ilişkin delil sunulmadığı, kaldı ki senedin bu dönem borcunu temin için düzenlenmediğinin de davalı tarafın kabulünde olduğu, buna göre, davacının takip konusu senede ilişkin borcu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabülü ile davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu kambiyo senedi sebebi ile davalıya borçlu olmadığının tespitine,davacının kötüniyet tazminatı isteminin kabülü ile takip konusu alacak miktarının %20 si oranında hesaplanan 1.584,51-T’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir.Davacı tarafça sözleşmenin sonraki sezon için yenilendiği, bu sebeple önceki sezon sözleşme yapılırken alınan açık senedin iade edilmediği ,eylül ve ekim ayları ödemelerine dair kredi kartı slipleri bulunduğu,aynı tarihte yayının aktivasyonuna dair rapor olduğu, mahkemenin bu delilleri değerlendirmediği, eksik inceleme ile karar verdiği ileri sürülmüştür. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava dayanağı takip dosyasında, davalı tarafından davacı aleyhine 03/07/2012 tarihinde başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu takip olup, takip dayanağı keşidecisi …, lehtarı davalı olan, 01/10/2011 düzenleme tarihli, 01/12/2011 ödeme tarihli, 9560,00 TL miktarlı , malen kaydı taşıyan senettir. Dava konusu olayda, davalının … bayilerinden olduğu, bayilik ilişkisi gereğince işyerlerine ticari (content) paket satışı yaptığı, futbol ligi yayın hizmeti verdiği, davacının kahvehane işletmesi için, taraflar arasında 2010-2011 sezonu için … Ticari Abonelik Sözleşmesi yapıldığı ,bu sözleşme ile davacı tarafından boş olarak imzalanan senedin davalıya verildiği hususları anlaşmazlık konusu değildir. Davalı da senedin açık senet olduğunu, 2011-2012 sezona ait bakiye borç için doldurularak icraya konu edildiğini beyan etmiştir. İlk sözleşme borcunun tamamının davacı tarafından ödendiği, ikinci sözleşme için ayrıca senet alınmadığı, yenilenen sözleşme kapsamında verilen yayın hizmetinin ödenmeyen borcu için ilk sözleşme kapsamında alınan senedin bakiye borç için doldurularak takibe konu edildiği davalı tarafça savunulmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının sözleşme bulunmadığını iddia ettiği 2011-2012 dönemi için 14/09/2011 ve 06/10/2011 tarihlerinde toplam 2.390,-TL ödeme yapmış olup, davalı tarafça bu ödemeler sonrasında Kasım, Aralık, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları hizmet bedeline ilişkin olarak 9.560,- TL’lik 19/06/2012 tarihli fatura düzenlenmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, dava konusu senedin yayın hizmetine ilişkin olarak verildiği tarafların kabulündedir.Uyuşmazlık, senedin tahsile verilme konusu olan hizmetin davacıya verilip verilmediği, verildi ise hizmet bedelinin ne kadara tekabül ettiği noktasındadır. Her ne kadar, yeni dönemle ilgili bedelin, davacı, iradesi dışında çekildiğini ileri sürse de, davalının sonraki sezon için de yayının aktivasyonunun yapıldığına dair belgesi (aktivasyon raporu) ve kredi kartı slipleri ile aktivasyon öncesinde değişik tarihlerde davacının ödeme yaptığı gözetildiğinde, bu hususlar sözleşmenin yenilendiğinin kabulünü gerektirmektedir. Bu durumda sözleşmenin yenilenmesiyle sonraki sezonda, davalı tarafça verilen hizmet karşılığı bir kısım bedel, davacının (3 adet sliple) kredi kartından tahsil edilmesine rağmen, bakiye 2012 Kasım-Haziran aralığındaki yayın hizmet bedellerinin tahsili istemiyle,davalı tarafça bu senedin takibe konulduğu anlaşılmaktadır. Ancak, davalının sonraki sezon için davacıya yayın hizmeti verdiğine dair savunması ve incelenen dosya kapsamına karşın, davacının hizmetin alınmadığı iddiasına ilişkin delil olarak dayandığı “yemin”, kati delil olduğundan, davacıya bu iddiasının ispatı için yemin hakkının hatırlatılması yerinde olup,mahkemece usule uygun şekilde davalı tarafa yemin davetiyesi çıkarılıp, davalının yemine icabet etmemesi sebebiyle, HMK’nun 229/1maddesi uyarınca yemin etmemenin hukuki müeyyidelerinin işletilmesi sonucu, davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 551,18 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 137,79 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 413,39 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/01/2020