Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/717 E. 2018/365 K. 03.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/717
KARAR NO : 2018/365
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2017
NUMARASI : 2015/345 E- 2017/1258K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ :03/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacının abonelik sözleşmesi gereğince davalıdan elektrik enerjisi satın aldığını ,ancak davalı şirketin hukuki dayanağı olmaksızın tahakkuk ettirmiş olduğu faturalarda, haksız olarak tahsil ettiği kayıp kaçak, sayaç okuma, PSH bedeli gibi kesintilerin belirlenerek, şimdilik fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL alacağın ,ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı kurumun tedarikçi şirket olduğunu, EPDK kararlarına dayanarak yapılmış olan kesintilerin hukuka aykırı olduğunun ileri sürülemeyeceğini, ayrıca davacının ihtirazi kayıt ileri sürmeden yaptığı ödemeleri geri isteyemeyeceğini beyanla ,davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6446 sayılı Kanunun 6719 sayılı kanunla değişik 17. maddesi 10 fıkra hükmü ve geçici 20. maddesi doğrultusunda , konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Söz konusu kararı her iki taraf da istinaf etmiştir.Davacı taraf, yerel mahkeme tarafından Anayasa Mahkemesi kararı bekletici mesele yapılmadan karar verildiğini, alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu,hedef oranların aşılıp aşılmadığı ve aradaki farkın tesbit edilmediğini ileri sürerek,kararın kaldırılması istenmiştir.
Davalı tarafın istinaf sebepleri özetle; davası kabul edilmeyen taraf hakkında yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle ,karar yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden kaldırılarak, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi talebinden ibarettir.
HMK’ nın 355. maddesi uyarınca, davacı ve davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, dava , elektrik abonelerinden haksız olarak kayıp kaçak ve diğer isimler altında tahsil edildiği iddia edilen bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
Yargılama esnasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 20. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. Maddesi birinci, üçüncü, dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (c), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile ” Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamın da belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, tüketici hakem heyetlerinin ve mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayacı okuma perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgi tarifelerin düzenlenmesine EPDK kanunundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda söz edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiş olup, geçici 20. maddeyle anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının bekletici mesele yapılmamasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmakla , mahkemenin yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’ na 4.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlard,a Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır. Nitekim, istinaf incelemesi aşamasında Anayasa Mahkemesince bu husustaki başvurunun ( 17. maddeye eklenen 10.bent dışında ) esastan reddine karar verilmiştir.Ayrıca ,davacı tarafça dava dilekçesinde ,dava konusu edilen bedellerin haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülmüş olup,bu bedellerin tarifelere uygun olarak tahsil edilmediği ileri sürülmediğinden ,taleple bağlılık ilkesi gereğince mahkemece bu yönde denetleme yapılamayacağından ,davacı tarafın hükmün esasına yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafın istinaf sebeplerine gelince ; yukarıda açıklandığı üzere yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Ancak, davacı davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre haklıdır.Zira, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu sebeple; ilk derece mahkemesince, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişiklikleri nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve HMK’ nın 331/1 maddesi uyarınca; dava açıldığı tarihte davacı tarafın haklı olması sebebiyle, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline ilişkin kararın karar usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla ,davalı tarafın istinaf talebinin de HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı ve davalının istinaf taleplerinin ayrı ayrı HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Peşin alınan istinaf karar harçlarının istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/04/2018