Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/713 E. 2020/889 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/713
KARAR NO: 2020/889
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2017
NUMARASI: 2015/1187 E – 2017/824 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin Silivri-Çanta Bölgesinde faaliyet gösteren 3.000 metrekare üzerine kurulu, 6 gün 24 saat vardiyalı olarak 48 işçi çalıştıran, elektriğe bağımlı halde çalışan bir fabrikaya sahip olduğunu, davalı şirket ile 29/12/2008 tarihinde başlayan abonelik ilişkisi sürecinde, süreklilik arz edecek şekilde elektrik tedariki çeşitli sebeplerle ya aksadığını ya da durduğunu belirtmiştir. 01/01/2013-21/12/2013 tarihleri arasında toplam 1541,24 dakika gerçekleşmiş olduğunu ancak davalının sözleşmede yer alan edimlerini ifa etmekte aksamalar yaşadığının görüldüğünü, bu kesintilerden dolayı fabrikadaki makinaların üretim yapamadığını ve tamamen durmak zorunda kaldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere belirsiz alacak davası olması yönünden davalılardan 29/12/2008 tarihinde imzalamış olduğu sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle bu tarihten davanın açıldığı tarihe kadar meydana gelen maddi ve manevi zararın tazmini için şimdilik toplam 30.000,00 TL ( 15.000,00 TL maddi tazminat-15.000,00 TL manevi tazminat için ) alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının dosyada sunduğu elektrik kesintileri ve dalgalanmaların tarih ve saat listesi ile … A.Ş ‘nin sunduğu kesinti saatleri birbirlerine uygun olmamasından dolayı bu dalgalanma ve kesintilerin anlık olmasından dolayı bilirkişilerce herhangi bir tahmin yürütülmediği, sadece çevre işletmelerde yaptıkları şifai araştırmada bölgede zaman zaman kesintilerin oluştuğu, enerji iletim hakkında sekonder koruma olmadığı, zaman zaman bu tip arızaların anlık dalgalanma ve kesintileri sebep vereceği bilinmekle beraber bölgenin sanayi bölge olması sebebi ile bu tür olayların yaşanmaması hususunda … A.Ş ‘nin sunduğu hizmette daha titiz olması bu tür kesintilere meydan vermeyecek şekilde gerekli altyapı çalışmaları sağlamasının bildirildiği, bu kapsamda bilirkişilerce maddi herhangi bir zarar saptanamadığı gerekçesi ile ,davacının maddi ve manevi tazminat talebinin 6098 sayılı yasanın 49 ve devamı maddeleri gereği reddine karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davacı vekili istinaf etmiş olup,ileri sürülen istinaf sebepleri; “Davacı , plastiği ısıtmakta ve talebe göre şekil vererek yüksek üretim gücü ile pazara arz etmektedir,Bu nedenle tüm makineler elektriğe muhtaç vaziyette çalışmaktadır. Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre davalı şirketin, kesintisiz olarak elektrik tedarikini, davacı müvekkil şirketin fabrikasına sağlaması gerekmektedir. Ancak davalı şirket, süreklilik arz edecek şekilde elektrik tedariki sağlaması gerekirken, vermiş olduğu hizmette kimi zaman kesinti kimi zaman da dalgalanmalara sebep olmuştur. Tüm bu dalgalanmalar ve kesintiler sebebiyle müvekkile ait makineler arızalanmış, makinelerde ayar kaçması ve hammadde kaybı yaşanmıştır. Bu nedenlerle müvekkil, üretim kapasitesinin çok altında üretim yapabilmiş bu durum da müvekkilin müşteri ve itibar kaybına neden olmuştur. Tarafımızca elektrik kesinti süreleri ve tarihlerine ilişkin tutanak tanzim edilmiştir. Bu tarihlerde arızalanan makinelerin tamirine ilişkin faturalarda mevcuttur.Mahkeme, her ne kadar bilirkişilerce herhangi bir maddi zarar tespit edilemediğinden bahisle haklı davamızın reddine karar vermişse de bilirkişi heyetinin 16.12.2016 tarihli kök raporunda ve 01.06.2017 tarihli ek raporunda, enerji iletim hatlarında sekonder koruma bulunmaması nedeniyle dalgalanmaların ve kesintilerin yaşanmasının mümkün olduğu fakat maddi zarar hususunda tahmin yürütmenin mümkün olmadığı belirtilmiştir.Bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu kök ve ek raporda, müvekkile ait makinelerin enerji kesilme ve dalgalanmalarından kesinlikle etkileneceğini, bu kesilmelerin zaman kaybına ve mali kayıplara yol açacağını, ayrıca davalıların enerji iletim hattında sekonder koruma olmadığını tespit etmiştir. Aynı zamanda raporda enerji iletim hattında sekonder koruma olmaması, anlık elektrik dalgalanmaları ve elektrik kesintilerinin meydana geleceği belirtilmiştir. Enerji iletim hatlarında sekonder koruma bulunmaması tamamen davalıların hizmet kusurudur. Zira trafolara konulacak olan röle veya akım trafosu veya koruma kesici ile enerji hattında dalgalanmaların önüne geçilmesi mümkündür. Nitekim davalıların kusurundan kaynaklı elektrik kesintileri gerçekleşmiş olup bu durum müvekkile ait makinelerin arızalanmasına, üretim gücünde verimsizliğe ve hammadde kaybına neden olmuştur. Bilirkişi heyeti raporunda müvekkilin zarara uğradığı açık olarak tespit edilmişse de zararın rakamsal değeri tespit edilmemiştir. Sözleşmeye aykırılığın vuku bulduğu, davalıların kusurlu bulunduğu bu nedenle müvekkilin zararının doğduğu ve fiil ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğu açıktır. Bu nedenle müvekkilin uğradığı zarar hesaplanmadan, sanki hiçbir zarara uğramamışçasına işbu davanın reddine karar verilmesi haksız ve hukuka aykırıdır. Zararın miktarının tam olarak ispat edilemediği hallerde hakimin, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirlemesi gerekir. Müvekkil, zarara uğradığını ve zarara uğramasında davalıların kusuru bulunduğunu ispatlamıştır. Bilirkişi heyetinin tanzim ettiği kök ve ek rapora göre müvekkile ait makinelerin servis ve bakımlarının rutin yapıldığı, makinelerin gücünün talep gücü ile orantılı olduğu tespit edilmiştir. Yerel mahkemenin, müvekkilin uğradığı zararı göz önünde bulundurarak tazminat kapsamını belirleme yoluna gitmesi gerekirken, herhangi maddi bir zarar tespit edilememiştir diyerek verdiği hüküm isabetsizdir. Yerel mahkemece verilen haksız işbu kararın kabulü mümkün değildir” şeklinde istinaf sebepleri ileri sürülmüştür. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, abonelik sözleşmesine aykırılık sebebyile tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesindeki yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporunda ,elektrik kesintilerinin EPDK’nun belirlediği sınırlar içerisinde olup olmadığı hakkında bir açıklama ve değerlendirme bulunmadığı gibi, davalı vekilince verilen dilekçelerde ,sekonder koruma yapılmasının davacının sorumluluğunda olduğu savunulmuş olup,rapor ve kararda bu yönlerden de değerlendirme bulunmamadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda ,mevzuat hükümleri ve özellikle de konuya ilişkin Elektrik İç Tesisatları Yönetmeliği hükümlerinin somut olay yönünden değerlendirilmesi gereklidir. Alınan ek rapor itirazları karşılamaktan uzak olup,kök raporun tekrarı şeklindedir.Hüküm kurmaya elverişli somut değerlendirmeler içermemekte olup, mahkemece de bu soyut tesbitler esas alınarak hüküm kurulmuştur.Diğer yandan davanın niteliğine göre ,elektrik kesintileri ile zarar arasında illiyet bağı irdelenmediği gibi , maddi zarar kapsamı ile ilgili olarak yeterli araştırma ve değerlendirme de yapılmamıştır. Açıklanan bu hususlar HMK 353/1-a-6. Maddesine aykırılık teşkil ettiğinden , davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda açıklanan hususları da kapsar şekilde yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/09/2020