Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/710 E. 2020/223 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/710
KARAR NO: 2020/223
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2017
NUMARASI: 2016/1238 E – 2017/1543 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2013 yılında mağaza açtığını, açılan mağazanın bulunduğu binanın 25-30 yıllık olduğunu, 2014 yılı Aralık ayında binada yangın çıkması ve sonrasında ışıkların yanmasında sıkıntı olması üzerine müvekkilinin eski olan elektrik sayacının değiştirilmesi için davalı kuruma başvurduğunu, sayacın yenilenmesinden sonra 2001 model sayacın davalı kurum tarafından incelemeye alındığını, davalı kurumca sayacın kontrolü görevini yıllardan beri yerine getirmemesi, müvekkili tarafından sayacın değiştirilmesi için davalı kurumun aranmasına istinaden sayaç değişimi yapılmasıyla, eski sayacın incelemeye götürüldüğünü, sayacın eski olması ve sol bağlantı vidasının kırık olması sebebine dayanarak kaçak elektrik kullanıldığının teşhis edilmesinin mümkün olmadığını beyanla, kaçak elektrik kullanımına dair tahakkuk edilen 2 adet fatura toplamı 7.134,00 TL’den borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinin kaçak elektrik kullandığı iddiasına dayanılarak elektriklerin kesilmesi sonucunda, zarara uğrayacağını belirterek ihtiyati tedbir talebinin kabulüyle elektrik hizmeti verilmesinin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … nolu tesisata ait mahalde sökülen Luna marka … seri nolu sayacın 30.09.2016 tarihinde laboratuvarda muayene edildiğini, “gövde kapağı sol bağlantı vidası kırık, sayacın ‘R’ fazı klemensi ve akım devresi yanık, eman ayar ve sabitleme vidaları gevşek, disk emana oturmuş sayaç çalışmıyor” şeklinde tespit yapıldığını, laboratuar sonucuna istinaden 13.10.2016 tarih ve … seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, tahakkuk hesabında abonenin tüketimlerinin düşmeye başladığı 07.01.2014 tarihinin başlangıç olarak alındığını, sözleşme gücü üzerinden hesaplama yapılarak 01.12.2014 – 14.10.2014 tarihleri arası dönem için 4.675,00 TL kaçak, 14.10.2014 – 07.01.2014 tarihleri arası dönem için 2.354,30 TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 7.029,30 TL kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirildiğini, davacının 25.10.2016 tarih ve 98914 sayılı dilekçe ile tahakkuka itiraz ettiğini, yapılan işlemlerde hata olmadığından talebin reddedildiğini, tespit ve tahakkukların yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 26. ve devamı maddelerine uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davacının kaçak elektrik kullanmadığı, davacı iş yerinde tüketilen enerji miktarının yıllık ortalama 30kwh’den küçük olduğu, bu miktar tüketim için kaçak elektrik kullanılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ayrıca davacının sayacın tüketim miktarını eksik göstermesi için sayaca müdahalesinin bulunmadığı, kaçak elektrik ile ilgili davalı tarafından düzenlenen grafikteki sapmaların tamamen mevsimsel olarak oluştuğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile 13/10/2016 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden davalı adına tahakkuk ettirilen fatura nedeniyle davacının davalıya 7.134,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf başvurusunda özet olarak; bilirkişi raporuna itiraz ettikleri halde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, davacının sayaca müdahalede bulunulduğu laboratuar sonucu ile sabit olup aksinin davacı yanca ispatlanamadığını, tüketim eğrisi grafiğinde, bilirkişi yorumuna göre, kış ayları olan Ocak-Şubat- Mart 2014 aylarında tüketimler fazla olması gerekirken tüketimlerin 07.01.2014 tarihinde düşmeye başlayıp, 1 yıl bu şekilde devam etmiş olmasının, mevsim değişikler ya da iş yüküne bağlanmasının doğru olmadığını, dava konusu yerin ticarethane olduğunu, ticarethaneye göre tüketimlerin normalin çok altında olduğunu, kaçak tutanağına esas laboratuvar raporundaki tespitlere göre davacı tarafça sayacın eksik kaydetmesi için sayaca müdahale edildiğinin aşikâr olduğunu, Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğu üzere dağıtım şirketince tutulan tutanakların içeriğinin doğruluğu karine olarak kabul edilip, ispat yükünün aksini iddia eden davacıya ait olduğunu, yapılan tahakkuk hesabının mevzuata uygun olduğunu, bilirkişinin mülga olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13-14. maddelerine atıf yapmasının hatalı olduğunu, tanık delilline dayandıkları halde mümzi tanıkların dinlenilmediğini, yerleşik Yargıtay içtihatları gereği tutanak mümzilerinin dinlenmesinin zorunlu olduğunu ileri sürerek karar kaldırılıp yeniden yapılacak yargılama sonunda haksız davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir. Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeni ile davacı aleyhinde tahakkuk ettirilen bedelden davacının borçlu olup olmadığının tespitine ilişkindir. Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Somut olayda; davacının 2013 yılında iş yerini açtığı, 2014 yılında ise sayaç değiştirilmesi için davalı şirkete talepte bulunduğu, davalı tarafından sayaç değiştirilerek, laboratuvar muayenesine gönderildiği, laboratuvarda muayenesi sonucunda “Sayacın gövde kapağı sol bağlantı vidası kırık, sayacın ‘R’ fazı klemensi ve akım devresi yanık, zaman ayar ve sabitleme vidaları gevşek, disk emana oturmuş sayaç çalışmıyor” tespitlerinin yapıldığı, davacı hakkında kaçak elektrik kullanımı tahakkuku yapıldığı, dava konusu yer iş yeri olmakla beraber imalata ilişkin kullanım olmadığı, mağaza olarak kullanıldığı, elektriğin ısınma ve aydınlanma amaçlı olarak kullanıldığı, sayaç değişim talebinin davacı tarafça yapıldığı, davacı iş yerinde tüketilen enerji miktarının yıllık ortalama 30kwh’den küçük olduğu, sayaç değişiminden sonra da tüketim miktarının değişmediği, kaçak elektrik ile ilgili davalı tarafından düzenlenen grafikteki sapmaların tamamen mevsimsel olarak oluştuğu anlaşılmaktadır. Buna göre yapılan değerlendirmede; davacının sayaca müdahalesi ile kaçak tespit tutanağında yazılı şekilde kaçak elektrik kullandığının tereddütsüz olarak tespit edilemediği, aksine, tutanağın aksinin davacı tarafça kanıtlanmış olduğu, sayacın bulunduğu yerde çıkan yangın nedeniyle ve davacı talebiyle sayaç değişikliği talebi hep birlikte değerlendirilerek davacının kaçak tespit tutanağında yazılı şekilde kaçak elektrik tükettiği tespit edilemediğinden, davalının istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 487,32 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 157,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 329,59 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/02/2020