Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/688 E. 2019/1779 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/688
KARAR NO : 2019/1779
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2017
NUMARASI : 2016/185 E – 2017/1016 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının sahibi olduğu şahıs şirketinin faaliyette bulunduğu aynı iş hanının zemin dairesini satın aldığını,tadilat için 04/11/2014 tarihinde davalı kuruma başvurduğunu, zemin katta bulunan … numaralı tesisatın iptali ile 1 numaralı katta bulunan … numaralı tesistın her iki kat için de kullanılabilir olması ile 12.000W var olan güce ilave olarak 88.000W güç arttırımı yapıldığını, toplam gücün 100.000W’a çıkarılmasını talep etmesine rağmen davalının bu başvuruya cevap vermediğini, zemin kattaki sayacın iptal ve sökülme ihtimaline binaen davacının sayacı üzerine geçirmediğini, zaten mühürlü olan sayaçla ilgili hiçbir işlem yapmadığını, davalı kurumun ise bölgedeki tüm sayaçları değiştirerek eski sayaçları incelemeye alması sonrasında, zemin katta kullanılan sayaca müdahale edildiği ve kaçak elektrik kullanıldığı iddasıyla davacı hakkında 01/09/2015 tarihinde 10.884-TL kaçak elektrik cezası tahakkuk ettiğini, taksitlendirme nedeniyle borca faiz alındığını, tahsil edilecek 11.340,16-TL’nin 9.397,99-TL’sinin ödendiğini belirterek,ödenen kısmın iadesi,ödenmeyen kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazın ile birlikte dava konusu sayacın sayaç değiştirme tutanağı ile sökülerek laboratuvar muayene sonucunda “Sayacın damgalarının eksik sağ alt ve sol üst damgalarının boyalı olduğunun görüldüğünü, “büyük fener dişlisinin milinin yatağından gevşeyerek intikal dişlisinden temasının kesildiğini”nin tespit edilmesi nedeniyle davacı hakkında kaçak tutanağı düzenlendiğini ve mevzuat gereği 2.135,90-TL kaçak bedeli tahakkuku, 8.645,40-TL kaçak ek tüketim tahakkuku yapıldığını, yapılan tahakkuklarınElektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine uygun olduğunu, , sayaca müdahalenin davacının aboneliği döneminde yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, 01/09/2015 tarihinde tahakkuk ettirilen kaçak elektrik cezasının davacının elektriğinin kesileceği ve işlerinin aksayacağı endişesi ile 9.397,99 TL’sinin ödendiğini, henüz ödenmemiş 1942,17 TL ödemesinin bulunduğunu belirterek ödediği miktarın istirdatı ve borçlu olmadığını tespiti istemli olarak açılan davada, ödeme belgesine göre davacı ihtirazi kayıt koymadan ödeme yaptığı, davacının yaptığı ödemenin elektriğin kesileceği baskısı altında yapılmadığı gibi ihtirazi kayıtla ödeme yapılmadığı, bu nedenle davacının ödediği 9.397,99 TL’yi geri isteme hakkının bulunmadığı gibi, ödenmeyen ve menfi tespite konu 1.913,47 TL bakımından ise bilirkişi raporuna göre, kaçak tahakkukunun 21/08/2015 ile 24/07/2015 tarihi arasındaki 28 günlük zaman dilimi için hesaplandığı ve davacının 2.135,90 TL tutarındaki kaçak tahakkukundan sorumlu tutulması gerektiği, henüz ödenmemiş kısma ilişkin olarak kaçak elektrik tahakkukunun mevzuata uygun hesaplandığı gerekçesiyle “Davanın reddine ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf dilekçesinde, işyerindeki zemin kattaki yapmayı düşündüğü tadilat sebebiyle davacının zemin kat tesisatının iptali diğer katlardaki tesisatın kullanımı için müracaat ettiğini, davacının sayaca müdahale etmediğini, kaçak kullanmadığını, davalının taleplerini sonlandırmadığını, davacının kendisine ait olmayan borcu taksitlendirme yaparak dava tarihine dek 11.340,16 TL olarak faiziyle ödediğini, son taksit ödenmeden davayı açtığını, ihitrazi kayıtla ödeme yaptığını, buna dair belgenin ekli olduğunu, İstanbul koşullarında faturanın ödenmemesi halinde 5 gün içinde elektriğin kesildiğini, hatta davacıdan teminat senedi bile alındığını, davacının kaçak tüketim ve kaçak ek tahakkuklarından sorumlu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.6098 sayılı TBK’nun 78.maddesi gereğince, 6098 sayılı TBK’nun 78.maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse, yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle, davacı hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir. Davacının, tahakkuk ettirilen borcu, taksitlendirme protokolü gereğince dava konusu edilen tutarı protokol tarihinde 7.591,26 TL üzerinden 1 peşin olmak üzere 5 taksit halinde taksitlendirdiği, davadan önce davacının peşin ödemeyle birlikte dava dilekçesinde 9.397,99 TL olarak yaptığını bildirdiği ödemenin istirdadı, ödemediği son taksit tutarı hakkında da menfi tespit talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.Konuya ilişkin Yargıtay 3.Hukuk dairesi Başkanlığı 2016/21355 E.2018/11365 K.sayılı ilamında “Davacı tarafından imzalanmış olan 29.06.2011 tarihli taahhütname ve ekinde yer alan taksitlendirme protokolünde davacının herhangi bir ihtirazi kaydı bulunmadığı gibi bu konuda iddiası da bulunmamaktadır. Davacının imzaladığı taahhütname ile taksitlendirme protokolünü iradi olarak yapıp, daha sonra sözkonusu protokol uyarınca yapılan yapılandırma kapsamında kalan fatura borcuna ilişkin tahakkukun fazla olduğundan bahisle dava açması BK’nun 62. maddesine aykırıdır. Hal böyle olunca; herhangi bir zorlama ve baskı altında olmaksızın iradi olarak düzenlenen protokol sonrası anılan protokol kapsamında yer alan fatura borcuna ilişkin tahakkukun fazla olduğundan bahisle dava açılamayacağından, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerektiğini” belirtmiştir.Davacının, dava tarihi olan 24/02/2016 tarihinden önce, ihtirazi kayıt koymadan ödediği bedel yönünden, davacının bu ödemeyi yapmasını zorlayan elektrik kesintisi yapılacağını gösterir tebligat , belge ve kayıt sunulmadığı, böylece Yönetmeliğin 20 inci maddesinde hakkını kullanmak isteyen davacı tarafın ihtirazı kayıt koymadan taksitlendirme için başvurarak, davalı ile iradi protokol yapması sonrası,ödenen ve henüz ödenmeyen peşinat ve taksit tutarlarının aslında taksitlendirme protokolü gereği davacı tarafça ödenmesi gereken yapılandırma borcu içinde olduğu açıktır.Davacı ödemelerinin dava öncesinde ihtirazi kayıtla yapıldığını ispat edemediği gibi,taksitlendirme protokolünün de davacının ihtirazi kayıt talebini içermediği anlaşıldığından, yapılan ödemelerin taksitlendirme protokolüne tabi iradi bir ödeme olduğu, taksitlendirme protokolüne tabi ödenmeyen borçların da yine taksitlendirme protokolü kapsamında davacının ödemeyi üstlendiği borçlar olduğu anlaşılmıştır.Bu açıdan, ihtirazi kayıt hususu, yapılandırma protokolü sırasında ileri sürülmediği gibi, taksitlendirme protokolünde ihtirazi kayıt bulunmadığı ve iradi ödeme yapılmış olması nedeniyle yukarıda açıklanan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal kararı da dikkate alınarak,sonuç olarak davanın reddine ilişkin mahkeme kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştır.Bu nedenle,davacının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davacının istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/11/2019