Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/68 E. 2019/345 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/68
KARAR NO : 2019/345
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2017
NUMARASI : 2014/748 E – 2017/557 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının işyerinde kaçak elektrik kullandığı iddiası ile 28/03/2014 tarihinde sayacının söküldüğünü ve 09/04/2014 tarihinde 23.207,50 TL ve 845,80 TL olmak üzere toplam 24.053,30 TL ceza kesildiğini, sayacın … elemanlarınca götürüldüğünü, laboratuvar incelemesinin bağımsız bir birime yaptırılmadığını, sökülen sayaç üzerinde nasıl bir işlem yapıldığı, hangi şartlarda ceza kesildiğinin belirtilmediğini, sayacın sökülmesinden önce ve sonraki tüketimlerde ciddi bir fark bulunmadığını, uğraşılan iş çesidi (ütü-paket) nedeniyle tüketimlerin farklılık arz ettiğini, kesilen cezanın fahiş olduğunu, hesaplamanın yanlış yapıldığını belirterek …. tarafından tahakkuk ettirilen (24.053,30 TL) borçtan davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının kaçak kullanımının tespit edildiğini, hesaplamanın mevzuata uygun bulunduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, benimsenen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda, davacının işyerindeki elektrik sayacına müdahale ederek, tüketimin eksik kaydedilmesine neden olduğu ,kaçak elektrik tükettiği, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri gereğince; davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen toplam 24.053,30 TL kaçak kullanım bedelinin 5.084,58 TL kısmından sorumlu olduğu gerekçesi ile “davanın kısmen kabulüyle, davacının … abone numarası ile kaçak elektrik kullanımı nedeniyle taahhuk ettirilen 18.968,72TL tutarında davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazla istemin reddine ” karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davalı … vekili istinaf etmiştir. Hükme esas alınan raporda yapılan hesaplamaların hatalı olduğu, müvekkili şirket çalışanlarınca davacı tarafın iş yerinde 08.05.2014 tarihinde yapılan kontrolde sayaçta kumanda olduğu tespitle, bunun sonucunda sayaç sökülerek sayaç değiştirme tutanağı düzenlendiği, akabinde yapılan laboratuar incelemesi sonucunda “sayacın gövde kapağı bağlantı kablolarının kırıldığı, sayacın gövde kapağı açılma ikaz anahtarının yapıştırıcı ile devre dışı bırakıldığı, sayacın R,S,T fazlarına uzaktan kumandalı elektronik devre ile şönt yapıldığı” tespit edildiğinden, bu tespit üzerine davacı yana kaçak işlemi uygulandığı, tahakkuk ettirilen toplam 24.053,30 TL fatura bedellerinde herhangi bir hata ve hukuka aykırılık söz konusu olmadığı, bilirkişi raporunda kaçak ve kaçak ek tüketim hesabında esas aldığı sürelerin ve kurulu güç miktarının davalı şirket hesabı ile uyuşmadığı, tespitten sonraki tüketimlerde % 100’ün üzerinde artış olduğu,bu nedenle bilirkişi raporunda bu somut verilere rağmen, anlık çekilen güç değerlerinin mevsime, günlere, saate göre değiştiği gibi bir varsayımdan hareketle sözleşme gücünden yola çıkarak hesapladığı kurulu güç esas alınarak yapılan hesaplamanın doğru olmadığı, zira sözleşme gücü ve kurulu güç üzerinde sistemden enerji çekilmesi mümkün iken ve davacı da sayaca müdahale ile doğru kayıt yapmasını engelleyerek uzun süre bu şekilde kaçak kullandığından tespit anındaki kurulu güce göre hesap yapılmasının doğru ve mevzuata uygun olacağı, tespit esnasında devreden çekilen akım değerine göre sistemden sözleşme gücüne göre olması gereken kurulu gücün üzerinde 39,87 kW güç çekildiği, tarife fiyatı ile çarpılıp, bulunan 13.362,34-TL enerji bedeline yine BTV, KDV, TRT fon payı, dağıtım bedeli, PSH bedeli, sayaç bedeli, iletim bedeli, kayıp bedeli, enerji fonu, tedarikçi bedelleri eklendiğinde hesaplanan 23.207,50-TL tahakkukun yönetmeliğe uygun ve doğru olduğu, kayıp – kaçak bedellerinin bir maliyet unsuru olmasının mevzuat gereği olduğu faturaya süresinde itiraz edilmediği hususunun da dikkate alınması gerektiği,yargılama aşamasında aldırılan 20.06.2016 tarihli bilirkişi raporu ile 17.02.2017 tarihli bilirkişi heyet raporu arasında büyük çelişki olup bu çelişkinin üçüncü bir bilirkişi raporu ile ortadan kaldırılması gerektiği,mahkemece ek rapor ve bu hususlardaki itirazlarının dikkate alınmadığı beyan edilerek,kararın kaldırılması istenmiştir.İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda dava konusu kaçak tespit tutanağının düzenleme tarihine göre , kaçak elektrik enerjisine ilişkin tahakkuk işleminin tutanak tarihinde yürürlükte bulunan 622 sayılı Kararın 1/E maddesine göre ” tek terimli aktif enerji tarifesi” uygulanarak gerçekleştirilmesi ; ek kaçak tahakkuk hesabında ise normal tüketim hesabı yapılarak sonuca ulaşılması gerektiği mevzuat gereğidir. Mahkemece hükme esas alınan elektrik mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu raporunda ,davalının hesaplama yöntemi,önceki bilirkişi raporu irdelenmiş,hesaplama yöntemi EPMHY ve 622 Sayılı Kurul kararındaki ilkelere göre (kaçak hesabında fonsuz tarife uygulaması dışında )yapılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda enerji fonu ve TRT fonu hariç fonsuz birim fiyat üzerinden hesaplama yapılması gerekli ise de, istinaf edenin sıfatı, kazanılmış hak ilkesi dikkate alınarak, kaçak tahakkukuna ilişkin hesaplama ve ek tahakkuk yönünden normal tüketime göre yapılan hesaplamanın yöntemine uygun olduğu değerlendirilmiştir.Davacının diğer istinaf sebeplerinin incelenmesiyle, yargılamada alınan her iki bilirkişi raporu arasında, esas alınan güç ve değerler ile sonuç rakam yönünden fark mevcut ise de, alınan heyet raporu ilgili yönetmelik ve 622 sayılı EPDK kararına uygun hazırlandığından, hüküm kurmaya elverişli görülmekle, davalı tarafça itiraz sözkonusu yapılan hususların, esasen raporda gerekçelendirilmiş olduğu dikkate alındığında, yeniden rapor alınmasını gerektiren bir husus bulunmadığından, mahkemece bu yola gidilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır. Davalı tarafın ” kurulu güç ” hesabı ile ilgili olarak ,tesbit anındaki kurulu güce göre hesap yapılması gerektiğine ilişkin istinaf sebebi ileri sürülmüş ise de, kurulu gücün, elektrik cihazlarının etiket değerleri okunarak tesbitinin yapıldığı, ancak somut olayda tesbit anında kurulu gücün tesbit edilmemesi sebebiyle ve çekilen akımlar, gerilimler ve güç faktörünün zaman /mevsim itibarıyla değişkenliği,bundan dolayı çekilen akımlarla kurulu gücün tesbitinin yapılamayacağı, davacının abone olması sebebiyle sözleşmesinin bulunduğu, sözleşmede işyerinin sözleşme gücü, kurulu gücün yazılı olduğu, tüketim miktarının sözleşmedeki kurulu güç/sözleşme gücünün esas alınarak hesaplanması gerektiğine ilişkin bilirkişi heyeti görüşü ilgili yönetmelik ve 622 sayılı EPDK kararına uygun görülmekle Dairemiz’ce de benimsenmiş ve davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmediğinden, istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine,Davalı taraça peşin olarak yatırılan 324,- nisbi istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 971,75 TL harcın daha davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına ,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/03/2019