Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/671
KARAR NO : 2019/195
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2017
NUMARASI : 2017/1073 E – 2017/972 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/02/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, her bir davalıdan 2.500,00 TL olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçesinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, davanın HMK’nun 150/1-5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; 28.11.2016 günlü celseye mazeretleri nedeniyle katılamadıklarını, mahkemece ön inceleme duruşmasının bir kereden fazla uzatılamayacağı gerekçesiyle mazeret talebini reddederek dosyanın işlemden kaldırılmasına ve 30.05.2017 tarihinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verdiğini, HMK’nın 139-140. Maddelerinde ön inceleme duruşmasının yapılmasının zorunlu olduğunu, belirlenen her iki celsede de mazeretleri nedeniyle katılmamalarının mahkemenin ön incelemeyi tamamlayıp tahkikata geçmesine engel olmadığını, bu nedenle dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin kararın usule uygun olmadığını, mahkemece 26.09.2016 tarihli celsede mazeretlerinin kabul edilerek duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesine karar verilmesinin de usule uygun olmadığını, duruşma gününün tebliğ edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına ve talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; usulüne uygun bir şekilde davet edilmiş olduğu halde taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse gelen tarafın talebi üzerine yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf yokuluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez (HMK m.150/2). Başka bir deyişle duruşmaya gelmeyen tarafın bildirdiği mazeret kabul edilmezse gelen tarafın talebiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Bir tarafın duruşmaya gelmemesi halinde dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin açıklamalar davasını vekil aracılığıyla takip eden tarafın vekilinin duruşmaya gelmemesi hali için de geçerlidir. İki taraf da biri ön inceleme duruşmasına gelmezse dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir (Baki kuru medeni usul Hukuku Syf.286).Dosya kapsamından davacı vekilinin 26.09.2016 günlü oturuma gelmeyerek mazeret bildirdiği, dilekçesinde duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece 26.09.2016 günlü oturumda mazereti kabul edilerek duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesine karar verildiği, davacı vekilince belirlenen günün UYAP sisteminden öğrenilmesiyle sonraki oturuma dahi mazeret bildirdiği, tebligatın usule uygun olmadığı kabul bile edilse davacı vekilince duruşma gününün öğrenilmesi ile artık usule uygun hale geldiği, 28.11.2016 günlü oturuma davacı vekilinin tekrar mazeret bildirmesi ve hazır olan davalı vekilinin mazeret bildirimini kabul etmeyip, davayı takip etmediklerini beyan etmesi üzerine mahkemece mazeret talebinin reddine karar verilerek dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Her mazeretin kabulü zorunlu değildir. Somut olayda ön inceleme duruşması davacının iki kez üstüste mazereti nedeniyle yapılamamıştır. Üstelik mazeretin kabul edilmediği celse, ikinci kez verilen ön inceleme duruşma celsesidir. Bu nedenle usule ilişkin işlemlerde hukuka aykırılık olmadığından, davacı tarafın dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.HMK’nın 150. maddesi uyarınca taraflardan biri dosyası işlemden kaldırılmış olan bir davayı üç ay içinde yenileyebilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır. Bu üç aylık süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. Eldeki davada dosyanın işlemden kaldırılma tarihinden itibaren üç ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen davacı tarafça davanın yenilenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usule ve yasaya uygundur. Bu itibarla; ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; HMK 355/1-a-5 ve 353/1-a kıyasen uygulanması sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/02/2019