Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/64 E. 2020/261 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/64
KARAR NO: 2020/261
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI: 2015/1215 E – 2017/1049 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/02/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında elektrik enerjisi sözleşmesi yapıldığını, 31/01/2014 – 31/03/2014 tarihleri arasında faturalarda sözleşmeye ve mevzuata aykırı olarak 156.169,00-TL’nin %1 enerji fonu bedeli tahsil edildiğini, bu ödemelerin davalıdan alınarak davacıya iadesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iadesini talep ettiği “Enerji Fonu” katkı payına ilişkin bedelin 3096 sayılı Kanun geçici 4. maddesi, 3291 sayılı Kanun’un ek 2 maddesi, Elektrik Enerjisi Fonu Yönetmeliği ve mevzuata uygun olarak tahsil edildiğini, yine aynı mevzuat gereği olarak Enerji ve Tabii Varlıklar Bakanlığı’na intikal ettirildiğini belirterek, davanın öncelikle husumet ve esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda “tahsil edilen fatura bedelinin 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu, Yönetmelik Hükümleri ve EPDK’nın bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, mahkeme yetkisinin tüketim bedelinin kurumun (EPDK) düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, alınan bedelin iadesinin talep edilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından ayrıca davanın açıldığı tarih itibariyle davacının davadaki haklılık durumu yapılan bilirkişi incelemesi ve toplanan delillerden anlaşılmış olup davacının talebi 6719 sayılı yasa değişikliğinden önce de yerinde olmadığı sabit olmakla, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda tarafların haklılık durumu gözetilerek davanın reddine de karar verilmiş olduğuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davada haksız çıkan davacıya yükletilmesi gerektiği” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, vekalet ücreti ve yargılama gideri davalı lehine hükmedilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf başvurusunda özet olarak; üç farklı mahkemenin farklı dosyalarında alınan üç farklı bilirkişi heyetinin enerji fonunun müvekkilinden alınamayacağını tespit ettiğini, bu nedenle dosyada alınan raporun hatalı olduğunu, dava konusu hakkında alanında uzman bilirkişilerce dahi farklı ve çelişkili raporlar düzenlendiğinden müvekkilinin davayı açmakta haklı olduğunu, bu nedenle aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir. Dava, enerji fonu katkı payı adı altında davacıdan tahsil edilen tutarın haksız olduğundan bahisle davacıya iadesine (istirdat) ilişkindir. Uyuşmazlık noktaları dava tarihi itibariyle ‘enerji fonu katkı payı’ndan davacının sorumlu olup olmadığı, bu nedenle dava açılmasında haklı olup olmadığı konusundadır. Dosya kapsamından, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda bilirkişi tarafından OSB’lerin dağıtım lisansına sahip olduğu ve katılımcılarına elektrik tedarik edebilme amacıyla davalıdan elektrik satın aldığı, tedarik şirketi yönünden nihai tüketici konumunda bulunduğu, dolayısıyla OSB’lerin bu tedarik şirketine enerji fonu ödeyeceği, aynı OSB’nin aldığı bu elektriği katılımcısına dağıttığı için aynı zamanda dağıtım şirketi statüsünde bulunduğu, buna istinaden de Bakanlığa enerji fonu ödemekle yükümlü hali geleceği saptanmıştır. Buna göre, dava konusu yapılan enerji fonu bedellerinin istirdadına ilişkin olarak 3291 sayılı yasanın 2. maddesi 4. Fıkrasında “Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin ayrıca katkı payı yatırmaz” ibaresinde tedarikçiden enerji alırken, enerji fonunun dahil olup olmadığı hususu yasa metninde açıkca belli değildir. Ayrıca katkı payı alınmaz ibaresi mevcuttur. Davacı OSB, dava konusu yapılan enerji fonu yönünden, kendisi enerji tedarik ederken, enerji fonu ödemeyeceğini, muaf olduğunu ileri sürmekte ise de; bundan, tedarikçisinden, katılımcılarına enerji temini için enerji alırken, enerji fonundan muaflığı anlamını çıkartmamak gerekir. Yasa, “ayrıca katkı payı yatırmaz” ibaresini kullanmaktadır. Dolayısıyla bu düzenleme, OSB, ayni enerjiyi katılımcılarına verirken, mükerrer enerji fonu tahsilini önlemek adına yapılan bir düzenleme olup, OSB’nin, tedarikçiden temin ederken, enerji fonundan muaflığı anlamına gelmemektedir. Benzer düzenleme TRT payı yönünden de mevcut olup, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin kararları ile TRT payından da muaf olmadığı kabul edilmektedir. Somut olayda, davacı tarafın talebi dava konusu bedellerin haksız alındığı, hiç alınmaması gerektiği iddiasına dayalı olduğundan, iddianın ileri sürülme şekli, mahkemenin taleple bağlılığı ilkesi gözetildiğinde uygunluk denetimi yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının davaya katkı sağlamayacağı, davanın açıldığı tarihte de davacının enerji fonundan muaf olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/02/2020