Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/627 E. 2020/856 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/627
KARAR NO : 2020/856
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2017
NUMARASI : 2014/1645 E – 2017/822 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …. Mah. … No.7 Büyükçekmece/İstanbul adresinde bulunan villasına elektrik aboneliği başvurusu üzerine 25/08/2009 tarihli sözleşme ile kullanılmaya başlandığını, sözleşme dönemi boyunca faturaların otomatik ödeme talimatı sureti ile ödendiğini, taşınmazın müvekkili şirket tarafından tahliye edildiğinde sözleşmenin iptali başvurusu yapıldığını, bu sırada 4 yılı aşkın bir süredir gönderilen elektrik faturalarının aslında başka bir elektrik sayacına ait olduğunun tespit edildiğini, davalı kurumun hata yaptığını beyan ederek daha sonra yapılan incelemede müvekkiline 32.272,80 TL tutarlı fatura tanzim edildiğini ileri sürerek müvekkilinin bu faturadan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti ile müvekkilinin borçsuzluğunun tespitine, müvekkili şirket tarafından yapılmış fazla tüketim bedeli ödemesi bulunması halinde bunun tespitine, davaya konu faturayla ilgili herhangi bir icrai işlemin yapılmasının engellenmesi için teminatsız tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacıya sehven başka tüketiciye ait 3 numaralı villaya ait elektrik faturalarının gönderildiğini , davacının faturaları ödediğini , ancak aboneliğin iptali aşamasında hatanın anlaşıldığını, davacının oturduğu 7 numaralı villadaki 7017191 seri numaralı kayıtsız sayacın 08.08.2009-26.11.2014 tarihleri arasında kaydettiği 9465,691×15=141985,365 kWh tüketim miktarını esas alarak, 3 numaralı villadaki …. seri numaralı sayacın kaydettiği 2589,039×20=51780,78 kWh tüketim tenzil edilerek 90204,585 kWh için 28.02.2014 tarihinde 32.272,80 TL fark bedel tahakkuk ettirildiğini, müvekkil kurum tarafından yapılan fark tahakkukun doğru olduğunu, davacının 7 numaralı villasındaki 7017191 seri numaralı kayıtsız sayacın laboratuvar muayenesine gönderildiğini, eksik veya fazla tüketim kaydı yapmadığının tespit edildiğini, fark tahakkuka ilişkin 28.02.2014 tarih ve 32.272,80 TL tutarındaki faturanın ödenmediğini, davacının faturadan dolayı borçlu olmadığı yönündeki iddiasının farazi ve ispata muhtaç olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesş tarafından yapılan yargılama sonunda; dava konusu olayın yönetmelik açısından tipik bir kaçak elektrik enerjisi tüketimi niteliğinde olduğu, tüketim miktarının 29.12.2005 tarih ve 622 sayılı EPDK kurul kararındaki usullere göre hesaplanması gerektiği, davacının elektrik borcunun 10.453,64-TL olduğunun bilirkişi incelemesi sonucu belirlendiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile davacının 32.272,97 TL’lik 25.08.2009 tarihli faturadan dolayı 21.819,16 TL borçlu olmadığının, 10.453,64 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacı ve davalı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 14. mad. Sayacın hiç veya doğru tüketim kaydetmemesi halinde tüketim miktarının tespiti başlığı altında hesaplamanın nasıl yapılacağını belirttiğini, bu hükme aykırı olarak doğru bulgu ve belge varmış gibi 12 ay üzerinden tüketim miktarına karar verilmesinin çelişkili olduğunu, yapılan hesaplamanın bu madde hükmüne aykırı olduğunu, doğru bilgi ve belge olmadığından 90 günü aşan süre için hesaplama yapılamayacağını, tek başına yaşayan ve yılın yarısını yurt dışında geçiren müvekkilinin 4.5 yıl süresince kalabalık bir ailenin yaşadığı 3 no.lu villanın faturalarını ödemek durumunda kaldığından borçlu olmadığı gibi alacaklı olduğunu, başkasına ait bir istek kartonunun başına …yazılarak ve aynı abone numarası ile müvekkiline ait hale getirildiğini, davalı kurumun büyük kusuru olduğunu, adres beyanı yanlış dahi olsa kurum kendi kayıtlarına ve istenen diğer evraklara bakarak yanlışlığı anlayabilecek durumda olduğunu, Elektrik Aboneliği için abonelerden tapu fotokopisi, kiracı ise kira kontratı dask ve hatta söz konusu yerde ilk kez abonelik yapılacağından, talep kartonu, proje, ruhsat, yapı kullanma izin belgesi v.s belgeler istendiğini, dolayısıyla sadece adres yanlış beyan edilmiştir diyerek müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, sayaç kayıtsız olduğundan sözleşme tarihi itibariyle endeksinin tespit edilmediğini, bu nedenle kaydettiği tüketim değerinin tamamının müvekkiline ait olup olmadığının belli olmadığını, müvekkilin yokluğunda sökülen elektrik saatinin son okuması esnasında tutulan 07/01/2014 tarihli tutanakta 3 no.lu villada ikamet eden … imzasının mevcut olduğunu, bu nedenle saat üzerindeki 141,985 kwh tüketim miktarının da doğru olup olmadığının bilinmediğini, sayacın arızalı olup olmadığının da bilinmediğini, 17/12/2013 tarihinden bu yana iade edilmeyen güvence bedelinin iade edilmesinin gerektiğini, kararda bu hususa açıklık getirilmediğini, sayacın yokluklarında sökülülüp tutanak tutulduğunu, müvekkiline ait 7 no.lu villada saat olup olmadığı, varsa arızalı olup olmadığının belemediklerini, dağıtım şirketinin kendi kusurunun farkına vardığı için, müvekkilinin fazladan yaptığı ödemeleri iade etmemek adına tüketim miktarını yüksek gösterdiğini, her türlü işlem yokluklarında yapıldığından 7 no.lu villada takılı saatin 70171791 no.lu saat olup olmadığı bilinmediğini, arızalı bir saat olma ihtimali yüksek olduğunu, 3 no.lu villanın aynı tarihler arası tüketimi 51.780 kwh olduğu halde, 7 no.lu villanın aynı tarihler arası tüketimi 141.985 kwh olamayacağını, müvekkilinin tek başına yaşayan, geç saatlarde evine giden, sabah erkenden evinden çıkan ve sık sık seyahat eden bir insan olduğundan bu miktarda tüketim yapılmış olmasının kabul edilemeyeceğini, hesaplamanın nasıl yapıldığı, yıllara göre birim fiyatlarına riayet edilip edilmediği, müvekkili firmanın şirket olduğunu ancak konut olarak kullandığı halde işyeri birim fiyatları üzerinden mi hesap yapıldığının belirsiz olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda önceki savunmalarını tekrarla birlikte özet olarak; tahakkukların hukuka uygun olduğunu, sehven ödenen bedellerin mahsup edilerek fatura tahakkuk ettirildiğini, davacının kendi kusurundan faydalanamayacağını, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Uyuşmazlık davacı tarafça düzenlenen fark fatura bedelleri nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. Taraflar arasında, davacının, bina ve tesisat numarasını yanlış beyan ettiği ve davalı şirketin yerinde inceleme yapmadığı, davacının kullanım yerinin 3 numaralı villa ve elektrik tesisat numarasını da 5378832 elektrik sözleşmesi olarak görüldüğü, davacının elektrik enerjisi kullandığı yer 7 numaralı villa olup, tesisat numarasının da 7240773 olduğu ve davacının aboneliğini iptal ettirinceye dek diğer konuta ait sayaç nedeniyle tahakkuk ettirilen faturaları ödediği konusunda ihtilaf yoktur. Somut olayda davacının 3 nolu villaya ait fatura bedellerini ödediği, 7 numaralı villaya ait olan ve davacı tarafça kullanılan elektriğin bağlı olduğu sayacın kuruma kayıtlı olmadığı, bu nedenle 29.12.2005 tarih ve 622 sayılı EPDK kurul kararındaki usullere göre hesaplanması gerektiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın buna uygun olduğu ve mesken tarifesi üzerinden yapıldığı, davacının dava dilekçesinde güvence bedeline yönelik talepte bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın kurul kararlarına uygun olduğu ve verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmüştür.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,Davacıdan alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 1.490,47 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 372,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.117,86 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/09/2020