Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/611 E. 2018/418 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/611
KARAR NO : 2018/418
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2017
NUMARASI : 2016/206 E – 2017/1135 K
DAVANIN KONUSU : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalılardan elektrik satın aldığını, davalıların düzenledikleri faturalarda kayıp kaçak, iletim, dağıtım, perakende satış ve sayaç okuma bedeli, TRT payı, elektrik tüketim vergisi altında haksız ve hukuka aykırı tahsilatların yapıldığını beyanla, şimdilik toplam 252.873,50 TL’nin tahsil tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkeme, dava, elektrik tüketim faturasına yansıtılan tüketim bedeli dışındaki kalemlerin istirdatı istemine ilişkindir. Davacı ile davalı …A.Ş. Arasında düzenlenen sözleşmenin 29. maddesinde sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların İstanbul Mahkemelerinde ve İcra Dairelerinde görüleceği düzenlendiği, HMK’nın 17. maddesi gereğince tacirler veya kamu tüzel kişilerin aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar bakımından bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabileceği, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirlenen mahkemede açılabileceği açıktır. Davalı vekili süresinde münhasır yetkiye ilişkin sözleşme şartına dayanak yetki ilk itirazında bulunduğundan anılan davalı yönünden mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, “davalı …Ş Elektrik AŞ. yönünden davalının yetki itirazının HMK 17. maddesi gereğince kabulü ile mahkememezin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun belirlenmesine, talep halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, yargılama gideri harç ve ücreti vekalet hususunda görevli ve yetkili mahkemece esasla bir hüküm kurulmasına yasal sürede müracaat edilmemesi durumunda yargılama gideri harç ve vekalet ücreti konusunda ek karar yazılmasına, süresinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına, davalı ..’a yönelik davanın dava dosyasından ayrılarak ayrı bir esasa kaydına, gerekçeli kararın istifa dilekçeleri ile birlikte davacı asile tebliğine” karar verilmiştir.Mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, her iki davalıdan müşterek ve müteselsilen tahsil talebi ile dava açtıklarını, birden fazla davalı olduğunda ortak yetkili mahkemede davanın görülmesi gerektiğini, bir davalının yetki itirazının kabulü ile diğer davalı hakkında tefrik kararı verilmesinin dava ve taleplerinini özüne aykırı olduğunu, bu nedenle mahkemenin yetkisizlik kararı verildi diye diğer davalı … hakkında tefrik kararı vermesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir
Benzer davalara ilişkin Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017-14777 E, 2017/14654 K.sayılı emsal ilamında 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki“ başlıklı 10. maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü, “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmünü, aynı Kanun’un 448. maddesi gereğince kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı hükmünü ihtiva etmektedir.
HMK’nın 17. maddesinin ikinci cümlesine göre, “Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”.
Somut uyuşmazlıkta, davacı ve davalı arasındaki elektrik enerjisi satışına ilişkin perakende satış sözleşmesinin 15. maddesinde sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda Muğla mahkemelerinin yetkili olduğu belirlenmiştir. Tacir olan taraflar arasında yapılan sözleşmedeki düzenleme dikkate alındığında, Muğla Mahkemelerinin yetkisi münhasır yetki olup, bu nedenle davanın Muğla Mahkemelerinde görülmesi gerekir.
Hal böyle olunca mahkemece, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir,” denilmektedir.
Buna göre HMK. 17. madde çerçevesinde, taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Aksi kararlaştırılmadığı taktirde, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu itibarla, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır. Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır.Bu nedenle davalı İçdaş yönünden münhasır yetki sözleşmesi gereğince yetkisizlik kararı verilerek, diğer davalı … yönünden ise davanın tefrikine ilişkin mahkemece verilen karar usul ve hukuka uygun bulunmuştur.
HMK 167. madde uyarınca birlikte açılan davalar hakkında yargılamanın her aşamasında davaların ayrılmasına karar verilebilir. Somut olayda davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. O nedenle yetki itirazında bulunmayan davalı ile ilgili tefrik kararı verilmesinde hukuka aykırılık yoktur.
Açıklanan nedenlerle; mahkemenin davalı …. AŞ hakkındaki yetkisizlik kararı ile diğer davalı…hakkında davanın tefrikine ilişkin verdiği karara karşı davacının istinaf talebi yerinde değildir.
Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-3 ve 353/1-a-5 maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının tefrik ve yetkisizlik kararına karşı istinaf talebinin HMK 353/1-a-3 ve 353/1-a-5 maddeleri uyarınca reddine,
Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/04/2018