Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/572 E. 2019/1360 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/572
KARAR NO : 2019/1360
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2017
NUMARASI : 2016/369 E – 2017/841 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 17/09/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında elektrik abonelik sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye göre davacı hakkında 2006-2014 tarihleri arasında tahakkuk ettirilen ve ödenen faturaların içeriğinde kayıp-kaçak enerji vs. bedelinin de haksız olarak tahsil edildiğini belirterek, haksız tahsil edilen bedeller belirlendiğinde arttırılmak üzere şimdilik 473.571,32 TL’nin ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde davayı kabul etmemiştir.Mahkeme tarafından “Davanın reddine ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.İstinaf dilekçesinde,kararın hukuka ve Anayasaya aykırı olduğunu,bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiğini beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdadı için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.TTK’nun 4.maddesinde, ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…”sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir. 26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5. maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1. fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise ”davalar ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları da Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” şeklinde düzenlenmiştir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır. Somut davada, davacı İstanbul … Üniversitesinin Vakıf Üniversitesi statüsünde olduğu, kazanç amacı olmamak şartı ile mali ve idari konular dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabi olarak Yükseköğretim Kurulunun görüş ve önerisi üzerine kanunla, tüzel kişiliği haiz kurulduğu, 2809 Sayılı Kanun ile ve Anayasa Mahkeme kararı ile belirlendiği üzere bir kamu tüzel kişisi olduğu, tacir olmadığı, davanın ticari işletme ile ilgili bulunmadığı gözetilerek, bu aşamada davacının bu statüsü nedeniyle tacir olmaması sonucu, davanın da 6102 sayılı TTK 4.maddede sayılan mutlak ticari davalar kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır.Kaldı ki, 6102 sayılı TTK 19/2.maddesi açısından taraflardan biri için ticari sayılan işin, diğeri içinde ticari iş sayılmasının, davayı ticari dava lahine getiremeyeceği, mutlak ticari davalar dışında, ticari davanın, ticari işletme esasına göre belirleneceği kabul edilmelidir.Somut olayda; davacı üniversite olup, 6102 sayılı TTK’nun yukarıda ifade edilen yasa hükümleri de incelendiğinde, tacir sıfatını taşımadığı, ticari işletmesi olmadığı ve yine taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı açıktır. Bu nedenle, olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı kuşkusuzdur. Bu durumda davaya bakmaya Genel Mahkemeler görevlidir. O halde, mahkemece; yukarıda belirtilen yasa hükümleri ve açıklamalar uyarınca davada genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunun gözetilmesi ve görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davaya bakılıp neticelendirilmesi doğru görülmemiştir.Emsal, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı 2016/18404 E.2016/12784 K.sayılı ilamında da “Davacı vakıf üniversitesi; kazanç amacı olmamak şartı ile mali ve idari konular dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabi olarak Yükseköğretim Kurulunun görüş ve önerisi üzerine kanunla, tüzelkişiliği haiz olmak üzere kurulmakta olup; bu tüzel kişiliğinde, gerek 2809 sayılı Kanun hükümleri ve gerekse Anayasa Mahkemesinin 30.05.1990 günlü ve 1990/2 E 1990/10 K. sayılı kararı uyarınca kamu tüzel kişiliği niteliğinde olduğu tartışmasızdır.Bu haliyle, davacı üniversite tarafından sunulan eğitim hizmeti sırasında kullanılan elektrik aboneliğine bağlı olarak açılan davaya, genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin bakmakla görevli olduğu gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir” demiştir.Davacının istinaf talebinin kabulü ile davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebiyle, göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmesi gerekirken davaya devamla esas hakkında karar verildiği anlaşılmakla, kararın HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesini temin için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun, yapılan incelemesi sonucu, ilk derece mahkemesi kararının görevli mahkeme olmaması nedeniyle HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca kaldırılması ile, görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine dosyanın gönderilmesinin temini için İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine,Davacı üniversite harçtan muaf olduğundan harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına Davacı tarafça yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olduğundan davacıya ilk derece mahkemesince iadesine ,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 17/09/2019