Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/547 E. 2019/557 K. 08.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/547
KARAR NO : 2019/557
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2017
NUMARASI : 2016/196 E – 2017/351 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 08/04/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan , kayıp kaçak adı altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 3.000,- TL’nin faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, özetle; elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararının tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin istenemeyeceğini beyanla , davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı Yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davacı vekili istinaf etmiş olup, 6719 sayılı Kanunla yürürlüğe giren düzenleme gereğince ,mahkemelerin yargı yetkisinin EPDK kararlarına uygunlukla sınırlı olacağı düşünülse dahi, hedef oranların aşılıp aşılmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmemesi ve dava açmakta haklı olmaları sebebiyle ,davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesinin de usul ve hukuka aykırı olduğu, istinaf sebepleri olarak ileri sürülmüş,kararın kaldırılması ,davanın kabulüne karar verilmesi istenmiştir.Davacı vekilinin 06/03/2018 tarihli ek istinaf beyan dilekçesi süresinde verilmediğinden dikkate alınmamaşıtr.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir….nun 355. maddesi uyarınca davacı tarafça ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, HMK’nın 26 ncı maddesi hükmüne göre; hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başkasına karar veremez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural; sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturan her bir alacak kaleminin dayanağını oluşturan vakıalar yönünden de uygulanır. Somut olayda; davacı, davaya konu kayıp-kaçak bedellerin alınmasının yasal olmadığının yargı mercilerince verilen kararlar ile belirlendiğini ileri sürerek, iş bu davayı açmıştır. Diğer bir anlatımla, kayıp-kaçak bedelinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen tarifelere göre alınması gerekenden fazla alındığı yönünde bir iddiada bulunmamıştır. Bu sebeple , davacının dava başında, bu bedellerin hiç alınamayacağı iddiası ile davayı açması, talebini buna dayandırmış olması gözetilerek ,mahkemece “taleple bağlılık” usul kuralı uyarınca, uygunluk denetimi yapılmasının gerekli olmadığı anlaşıldığından, davacının bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Davacının davanın reddi yerine , konusuz kaldığına karar verilmesi ile , lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesine gelince; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir.Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece davanın reddi yerine , “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve bu şekildeki hüküm ,esasında dava konusu bedellerin ,davalı tarafça alınıp alınamayacağına dair mahkemece yapılan belirlemeye ilişkin bir tesbit hükmü olduğundan ,bu durumda parasal bir talebe ilişkin olsa da davada ,gerek bu konudaki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin muhtelif emsal kararları ,gerekse açıklanan gerekçe uyarınca Avukatlık Asgari Ücret Tarife’sinin nisbi vekalet ücreti hükümlerinin uygulanaması sözkonusu olamayacağından dava tarihindeki haklılık durumu sebebiyle davacı lehine maktu vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi ise usul ve hukuka aykırı olduğundan, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, bu konuda yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmişir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği karar düzeltilerek, yeniden esas hakkında1-Konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,2-Alınması gerekli 31,40-TL karar ilam harcının peşin alınan 51,24-TL harçtan mahsubu ile kalan 19,84-TL harcın davacıya iadesine,3-Davacı lehine karar tarihindeki AAÜT gereğince 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,4-Davacının yaptığı 39,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası resen davacıya iadesine,Sair istinaf sebeplerinin reddine,Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 39,00 TL istinaf yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/04/2019