Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/54 E. 2018/1921 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/54
KARAR NO : 2018/1921
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2017
NUMARASI : 2015/883 E – 2017/364 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 26/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, her bir davalıdan 3.500,00 TL olmak üzere şimdilik 7.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili ile davalı Ayedaş vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, davacının davanın açıldığı tarih itibariyle dava açmakta haklı olduğunu,6719 sayılı yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığını,konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı ile davacı lehine maktu vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf eden davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bedellerin 6719 sayılı yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre de alınması gerekli bedeller olduğunu, söz konusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini, davacının dava başında da haklı olmadığını, kararda kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararının bu yönden kaldırılmasını, lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yukarıda açıklanan ve yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle, yürürlüğe giren geçmişe etkili 6719 sayılı Kanun nedeniyle, davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi “davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerektiği halde, davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunmadığından davacının buna dair istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar vermek gerekmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, ayrıca uyuşmazlığın niteliği de gözetildiğinde davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm, esasında dava konusu bedellerin ,davalı tarafça alınıp alınamayacağına dair mahkemece yapılan belirlemeye ilişkin bir tesbit hükmü olduğundan ,bu durumda parasal bir talebe ilişkin olsa da davada gerek bu konudaki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin muhtelif emsal kararları, gerekse açıklanan gerekçe uyarınca Avukatlık Asgari Ücret Tarife’sinin nisbi vekalet ücreti hükümlerinin uygulanması sözkonusu olamayacağından, davacı lehine masraf ve maktu vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir.Eldeki davada; dava açıldığı tarihte davacının, o zamanki mevzuat ve yargı kararlarına göre dava açmakta haklı olduğu, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktir edilmemesine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, istinaf eden davalı …’ın bu konudaki istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle; istinaf eden davalı ..’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar düzeltilerek yeniden esas hakkında; “Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının yaptığı yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-İstinaf eden davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
B-Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında;
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 31,40 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 119,55 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 88,15 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı lehine 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacının yapmış olduğu 970,70 TL yargılama gideri ve 31,40 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Davalı …’tan Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin davalı …’tan alınarak Hazineye irat kaydına,
Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 100,00 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/12/2018