Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/531 E. 2019/261 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/531
KARAR NO : 2019/261
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2017
NUMARASI : 2016/484 E – 2017/960 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/02/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalının elektrik abonesi olduğunu, davalı dağıtım şirketinin düzenlediği faturalar ile kendisinden kayıp/kaçak bedelinin tahsil edildiğini belirterek, bu bedellerin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm, davacı tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın kanunların geriye yürümezliği ilkesi gereğince daha önce açılan davalar auygulanmasının mümkün olmadığını, mahkeme kararının Anayasanın 36. Maddesindeki hak arama hürriyetinin ihlali niteliğinde olduğunu, mahkemece kanunların geriye yürümezliği ilkesi nedeniyle yargılamaya devam ederek esas hakkında karar vermesi gerektiğini ileri sürmüştür.İlk derece mahkemesince 15.11.2017 tarihli ek kararla 2017 yılı istinaf sınırının 3.110,00 TL olduğu, dava değerinin ise 1.000,00 TL olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, davacı tarafça süresinde bu karara karşı davanın kısmi alacak davası olduğundan bahisle istinaf talebinin redidne ilişkin ek kararın bozulması ve istinaf incelemesi yapılması ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İlk olarak istinaf isteminin reddine ilişkin karara karşı yapılan inceleme sonunda; davacı, davalı şirketlerin kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış, hizmet, iletim ve dağıtım bedeli adı altında faturalara yansıttıkları bedellerin yasal olmadığını, bu bedellerin faturalardan tam ve kesin şekilde tespit edilemediğini, davalı şirketlerden istenilecek belgeler üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla, şimdilik toplam 1.000.00 TL istirdadını isteyerek kısmi dava açmıştır.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay HGK’nun 2004/7-754 E, 2005/36 K. sayılı 9.2.2005 tarihli kararında da belirtildiği gibi kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için birden fazla ek dava açılması mümkündür. Bunun tek şartı her davada fazla hakkın saklı tutulmuş olmasıdır.Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgili olup, istinaf kesinlik sınırı belirlenirken dava konusu edilen alacağın değeri dikkate alınır. Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. Belirsiz alacak davasında alacağın bir kısmının dava edilmesi ve mahkemece bu alacağa ilişkin davanın tümden reddedilmiş olması halinde davacı yönünden kararın kesin olduğundan söz edilemez.Mahkemece; fazlaya ilişkin haklar saklı tutarak kısmi alacak olarak talep edilen 1.000,00 TL tazminatın reddine karar verilmiş olup, istinafa konu dava değerinin kesinlik sınırı altında kaldığından söz edilemeyeceğinden,istinaf dilekçesinin reddine ilişkin15.11.2017 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek yasal süresi içinde verilen istinaf isteminin incelemesine geçilmiştir.Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı talebine ilişkindir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir. Ne var ki, uyuşmazlıkla ilgili yargılama sırasında 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş olup, eldeki davada dava konusu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Karar tarihinden sonra Anayasa Mahkemesi bedellerin maliyet unsuru olarak alınmasını yasal hale getiren hükümlere dair iptal başvurularını 28/12/2017 tarihinde reddetmiş, karar Resmi Gazete’de 15/02/2018 tarihinde yayımlanmıştır. Bu nedenle mahkemenin yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması hukuka aykırı olmadığından bu istinaf sebeplerinin sonuca etkisi yoktur. Her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması ve tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması gibi hallerde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.Yukarıda açıklanan bu yasa değişiklikleri birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan (ve halen derdest olan) davalar, (açıklanan yasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte) konusuz kalmıştır. Buna göre mahkemece, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni yasa nedeni ile konusuz kalan dava hakkında, karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de davacı red kararını konusuz kalmadan dolayı karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğinden dolayı istinaf etmemiş sadece davanın kabulü gerektiğinden bahisle istinafa getirmiştir. O halde, istinaf sebepleriyle sınırlı inceleme yapılacaktır. Nitekim, Dairemizce verilen 2017/24 esas sayılı ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017-382 E. sayılı kararlarda bu konudaki istinafla sınırlı yaptığı inceleme sonucu, red kararını muhafaza ederek verdiği karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/12005 E. ve 2017/13884 E. sayılı kararı ile onanmıştır.Açıklanan nedenlerle; davacının, mahkemenin 08/01/2018 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ek kararın kaldırılmasına, esas karar yönelik istinaf talebinin ise, istinaf sebepleri ile sınırlı inceleme sonucu, HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davacının, mahkemenin 08/01/2018 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ek kararın kaldırılmasına, Ek kararla ilgili peşin yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,B-Esas karar yönelik istinaf talebinin ise, istinaf sebepleri ile sınırlı inceleme sonucu, HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/02/2019