Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/515 E. 2018/456 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/515
KARAR NO : 2018/456
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2017
NUMARASI : 2016/646 E- 2017/1049K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ :18/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında elektrik abone sözleşmesinin bulunduğunu, davalı şirketin düzenlediği faturalarda hizmet karşılığı olmayan kayıp kaçak ,iletim,dağıtım,perakende satış hizmeti bedeli,TRT payı ile sayaç okuma bedelinin haksız ve hukuksuz alındığını beyanla, bu bedel tespit olunarak şimdilik 1.000 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçelerinde davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa değişikliği ile kayıp kaçak vs bedellerin EPDK nın belirlediği ölçüler dahilinde tahsil edilmesinin hukuka aykırı olmadığını mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunu, mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandığından, bu yasa yürürlüğünden önce açılan davada davacı tarafça tahsilatların EPDK.nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddia edilerek bedelin tahsili istendiğinden, usul ekonomisi gereği davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler gerekçe gösterilerek, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına davacı lehine masraf ve vekalet ücreti taktirine karar verildiği görülmüştür.
Mahkemenin kararına karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf talebinde,kanunların geriye yürümezlik kuralı olduğunu, 6719 sayılı yasanın Anayasaya aykırı olduğunu,davanın kabulü gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde,davanın reddi gerektiğini.davacının dava açmakta haklı olmadığını,ancak mahkemenin konusu kalmadığına karar verdiğini,ayrıca davalı lehine vekalet ücreti ile yargılama giderine karar verilmesi gerekirken aksine davacı lehine masraf ve yargılama giderine hükmedildiğini,yine dava değerinin 1.000 TL olmasına rağmen davacı lehine 1.980 TL vekalet ücreti taktir edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkeme kararının incelemesiyle; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır,” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile dava konusu bedellerin tahsilini talep edebilecektir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur.
Davacının ve davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddi gerekir.
Yine benzer davalara ilişkin emsal Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/13567 E. 2017/12775 K. sayılı 27/09/2017 tarihli kararında “…. o halde mahkemece dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle, davacı yararına maktu vekalet taktir edilmesi ve yaptığı yargılama giderlerinin davalıdan tahsili gerekirken, yazılı biçimde yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir.
Ayrıca, konuya ilişkin Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı 2018-786 E.2018-1780 K.sayılı kararında “Mahkemece, yukarıda anılan bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedelin istirdatı istemine ilişkindir.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesinde; ”Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” hükmü bulunmaktadır.HMK’nın 331. maddesinin birinci fıkrası; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” yasal ifadesini içermektedir. Anılan madde doğrultusunda davanın konusuz kalması halinde davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen taraf yargılama giderini ödemekle yükümlü olacaktır denilmiştir.
Davada,karar şekline ve kararın dayandığı gerekçeye göre,ön inceleme tutanağı imzalanmadan karar verilmekle karar tarihindeki maktu vekalet ücreti tutarı olan 1.980 TLnın yarısı 990 TL olarak davacı lehine vekalet ücreti taktir edilmemesi usul ve hukuka aykırı bulunduğundan,HMK 353/1 b-2.madde gereğince davalının aleyhine verilen vekalet ücretine dair istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama gerektirmediğinden “Davacı lehine AAÜT 6. madde uyarınca taktir olunan 990.00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Somut davada; dava açıldığı tarihte davacının, dava açmakta haklı olduğu, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı taraf lehine masraf ve vekalet ücreti taktir edilmemesine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup bu nedenle davalı lehine masraf ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalının bu konudaki istinaf talebinin de reddi gerekmiştir.
Buna göre davacının istinaf talebinin reddi ile ve davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davacı lehine 990 TL vekalet ücretine karar verilmesi için kararın HMK 353/1-b-2 madde gereğince düzeltilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Davalının istinaf talebinin davacı için takdir olunan vekalet ücreti miktarı yönünden kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar bu yönden düzeltilerek yeniden esas hakkında ;
1-Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 31,40 TL harcın peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
3-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince davacı lehine AAÜT maddesi 6/1 uyarınca takdir olunan 990 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine
4-Karar şekline göre davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yapılan 109,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının taraflara karar kesinleştiğinde talep halinde iadesine,
Diğer istinaf taleplerinin reddine
Davacıdan istinaf sebebiyle alınan 35.90 TL istinaf karar harcının mahsubu ile yeniden alınmasına yer olmadığına,istinaf giderinin davalı üzerinde bırakılmasına
Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davalıya isteği halinde iadesine
Davalı tarafça yapılan 76,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361 maddesi uyarınca işbu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili dairesinde temyizi kabil olarak oybirliği ile karar verildi. 18/04/2018