Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/502 E. 2020/579 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/502
KARAR NO: 2020/579
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2017
NUMARASI: 2016/800 E – 2017/754 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile dava dışı … Reklam Ltd.Şti. arasında 08/08/2014 tarihli “Distribütörlük Sözleşmesi ” yapıldığını, bu sözleşme gereğince Bolu İli, Mudurnu İlçesi, … Köyü, … Ada, … Parselde davalının inşa edeceği “…” dairelerini satmayı tek yetkili olarak üstlendiğini, dava dışı … Ltd. Şti. ile yapılan sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı şirketin , bu kez davacı ile arasında tarihsiz Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme düzenlendiği sırada davacı davacı tarafından davalıya ” Mudurnu, … ada, … parsel arsa satış kaporosu” olarak 12/09/2014 tarihinde 9.000,00 TL, 15/09/2014 tarihinde 11.000,00 TL olmak üzere 20.000,00 TL ödendiğini, ancak taşınmazın dava dışı … adına kayıtlı olması sebebiyle tapuda devir yapılamadığını , sözleşmenin sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine davalının … Projesindeki 15 adet dairenin 1.500.000 TL bedelle satışını teklif ettiğini, müvekkilinin bu teklifi kabul ettiğini, davacının daha evvel ödediği, 20.000,00 TL’nin dışında, davalıya 803.000,00 TL nakit olarak ödediğini, kalan 677.000,00 TL’ yi ise vadeli olarak ödemeyi teklif ettiğini ve taraflar arasında 25/09/2014 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi İnşaat Sözleşmesinin akdedildiğini, davalı … Ltd. Şti.’nin borçlu sıfatıyla düzenlendiği, 25/09/2014 tarihli tanzim tarihli, 30/03/2015 tarihli vade tarihli, 1.500.000,00 TL bedelli bonoyu imzalayarak davacı şirkete verdiğini, davalılardan …’in bu bonoyu kefil sıfatıyla imzaladığını, satış sözleşmesinin imzalanmasından sonra davacının toplam 580.000,00 TL tutarlı 7 adet çeki, 3 adet teslim belgesi ile birlikte davalıya verdiğini, teslim belgelerinde çeklerin Bolu Mudurnu … ada, … parselin %50 arsa satış bedeli için verildiğinin yazılı olduğunu, bu aşamadan sonra davacının davalıya arsa satış bedeli olarak EFT ile toplam 297.000,00 TL ödediğini, bu suretle davacının toplam ödeme tutarının 1.120.000,00 TL olduğunu, kalan 380.000,00 TL bedel karşılığı olarak toplam 5 adet çek verildiğini, davalı … şirketinin davacıdan 1.120.000,00 TL ödeme almasına rağmen taşınmazdaki %50 hissenin satışını uyarılara rağmen yapmadığından, kalan 380.000,00 TL nin ödemesi nakden yapılacağından bahisle 06/11/2014 tarihli teslim tutanağı ile daha evvel verilen 5 adet çek (toplamı 380.000,00 TL olan) davalı … tarafından davacı şirkete teslim edildiğini, davalının 30/03/2015 tarihli ihtarname ile taraflar arasında düzenlenen 25/09/2014 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi İnşaat Sözleşmesini feshettiğini, bu durumda davalıların sebepsiz zenginleştiğini, davalı …’in ise bonoda kefil sıfatıyla imzası bulunduğundan ödenen 1.120.000,00 TL’den müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, davacı tarafça ödenen 1.120.000,00 TL’ nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılardan … Ltd. Şirketi yönünden ödemelerin kendisine yapıldığı tarihlerden, davalı … yönünden ise 30/03/2015 tarihinden itibaren alacağa yasal faiz işletilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, talebin zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesini,davada taleplerin çoğunun dava dışı … Ltd.Şti. adına ileri sürüldüğünü,bu şekildeki tüm taleplerin reddi gerektiğini, davacının dayandığı sözleşmenin şekil şartı bakımından geçersiz olduğunu, davacının gönderici olduğu 50.000,00 TL, 30.000,00 TL, 11.000,00 TL, 9.000,00 TL ve 17.000,00 TL olmak üzere toplam 117.000,00 TL’nin fotokopi belge olduğunu, diğer 7 adet fotokopi çeklerin tamamen … Ltd. Şti. ile …Ltd.Şti. arasında cereyan eden ticari ilişkiden kaynaklandığını, bunlardan 5’inin iade edildiğini, 2’sinin dava dışı … Ltd. Şti. tarafından ödendiğini, davacının bu çekler dolayısıyla talep hakkı bulunmadığını, davacının, %50 ortak olduğu iddiasının doğru olmadığını , davacı tarafından dayanak olarak sunulan “Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” ve ” Kat Karşılığı Satış Sözleşmesi” nde böyle bir ifade bulunmadığını,taraf şirketler arasında yapılan anlaşmanın, 15 dairenin alım satımına ilişkin olduğunu, anılan sözleşmelerin bu satış işlemleri dolayısıyla akdedildiğini, davacı tarafından gönderilen bazı ödemelerde ortaklık bedeli yazmasının sebebinin, inşa edilen dairelerin henüz kat irtifaklarının kurulmaması sebebiyle, ancak topraktan hisse ortaklığı zorunluluğundan kaynaklandığını, yoksa tüm arsaya veya tüm projeye ortaklığın söz konusu olmadığını, davacı tarafın, daire paralarını derhal ödemek üzere anlaşılmasına rağmen üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve ödemeyi taksitlere yaydığını, davacının, müvekkilinin edimini yerine getirmesi için ihtar veya başvuruda bulunmadan dava açmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı …’in geçersiz sözleşmeye istinaden verilen teminat senedinde kefil olduğunu, dolayısıyla hukuken geçersiz olan bu bononun sorumluluk doğurmayacağını,bu davalıya husumet düşmediğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, 1.120.000,00 TL ‘nin 30/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davalılar vekili istinaf etmiş olup, teminat senedi olduğu davacı tarafından ikrar edilen ve sadece yazılı delil başlangıcı hükmünde olan belgeye mahkeme tarafından bono vasfı verilerek ve elden ödenen 803.000.-TL nin hüküm altına alındığını,davacı şirket tarafından altındaki imza inkar edilmeyen ve delil olarak dayanılan 25.09.2014 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi İnşaat Sözleşmenin 5.maddesinde 1.500.000.TL teminat senedinin davacı … A.Ş.’ye verileceğinin belirtildiğini, aynı sözleşmenin 6.4 maddesi uyarınca her iki tarafın ortak kabulü ile teminat senedinin davacıya verildiğini, edimlerin yerine getirilmesi halinde geçersiz sayılacağının öngörüldüğünü, davacının 803.000.TL’ye dayanak yaptığı 25.09.2014 düzenleme tarihli, 30.0.03.2015 vade tarihli 1.500.000.TL’lik teminat senedi ile teminat senedinin düzenlendiği gün taraflar arasında akdedilen 25.09.2014 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi İnşaat Sözleşmesinin 5. ve 6.4 maddesinde bahsedilen teminat senedinin aynı teminat senedi olduğunu, zaten davacının da bu durumun farkında olduğunu, kambiyo senetleri yolu ile takipte bulunmadığını, noterde yapılmadığı için geçersiz dahi olsa edimlerin iadesi bakımından hükümleri bağlayıcı ve taraflarca tevsik edilmiş olan sözleşmede, ileride vaat edilen işlerin teminatı için alındığı açıkça belli olan, şarta bağlı olan bir teminat senedi niteliğinde olduğu, bu sebeple davacının alacağını yazılı delillerle, ticari defterleri ile ispat etmesi gerektiğini, mahkemenin taraflarca teminat senedi olduğu tevsik olunan belgeye bono vasfını yüklemesi ve ispat külfetini yer değiştirmesinin hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında yapılan, imzası ikrar edilen, davacı tarafça delil olarak dosyaya sunulan sözleşmenin yazılı delil niteliğinde ve mahkemece bono olarak kabul edilen evrakın teminat senedi olduğunu kesin bir şekilde ispatladığını, bundan dolayı 803.000.TL’nin davalıya elden veya nakit ödendiği hususunu davacının yazılı delil ile ispatlamak zorunda olduğunu, davacının 108.000.TLl’lik alacağı talep hakkı bulunmadığını, davacı şirketin sözleşme edimlerini yerine getirmediğini, davacının zarara uğramasına yol açtığını, bu hususun mahkemece yeterince tartışılmadığını, ticari defterlere kendileri tarafından delil olarak dayanıldığından bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, davada kabul edilen 209.000. TL’lik kısmın temlikinin hukuken geçersiz olduğunu, dava dışı … Ltd. Şti.’nin davalıya 2 adet çek ve banka havalesi ile ödediği 209.000.TL dava açıldığında henüz davacı şirkete usulüne uygun temlik edilmeden, davacı tarafından sanki kendisi ödemiş gibi gösterilerek talep edildiğini, davacının, dava dışı şirket tarafından ödenen bedeli, henüz alacaklıdan temlik almadan dava ile talep etmesinde hukuki yararı ve yetkisi bulunmadığı, temlikin 05.09.2017 tarihinde dava devam ederken yapılmış olup, bu hususta beyan ve delilleri sunmak için kendilerine bildirim yapılmadığını, dava açıldıktan sonra temlik alınan bir alacağın ancak başka bir dava ile talep edilebileceğini, Zira HMK da dava devam ederken yapılacak temlikin sadece davacı ve davalıya hasredildiğini, temlik hukuken geçerli varsayılsa dahi alacak talep edilemeyeceğini, zira dava dışı … şirketinin ana distribütörlük sözleşmesi edimlerini yerine getirmediğini, temlik edilen alacağın doğup doğmadığının usulünce tespit edilmediğini, zira temlik edilen alacağın dosyada mevcut 08.08.2014 tarihli ana distribütörlük sözleşmesinden kaynaklandığını, mahkeme tarafından temlik sözleşmesinin kabulü halinde kendilerine temlik sözleşmesini doğuran alacağın var olup olmadığı hususunda delil ve savunmalarını ileri sürmek için imkan tanınması gerektiği halde bu yola gidilmeyerek, savunma hakklarının kısıtlandığını, kararın bu yönlerden usul ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; davacı tarafından açılan bu davada ,davalının sözleşmeyi feshetmesi sebebiyle ,yaptığı ödemelerin iadesi istenmiştir. Davalı tarafın zamanaşımına ilişkin istinaf sebebinin incelenmesiyle ,somut olayda , taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre uygulanacak zamanaşımı süresi ,taraflar arasındaki 25/09/2014 tarihli gayrımenkul satış vaadi inşaat sözleşmesine göre,sözleşme konusu aynı parsele ait arazi üzerine yapılacak olan … projesi içindeki 15 adet dairenin projeye uygun olarak kat irtifaklarının devrine ait karşılıklı hükümer ve aynı sözleşmenin 5. maddesine göre ,davacının davalı … şirketine yapmış olduğu ödeme karşılığı davalıya verilen 1.500.000,- TL miktarlı teminat senedinden kaynaklanmakla ,sözleşmenin 30/03/2015 tarihinde feshedilmesinden dolayı ,davacının ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı iadesi isteminden ibaret olmakla ,fesih tarihinden sonra dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmış, ,davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Davalıların diğer istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ; dosyadaki bilgi ve belgelere göre , davacı ile davalı şirket arasında yapılan bila tarihli “Kat karşılığı satış Sözleşmesi”nde , satıcı üzerinde %50 hisse oranında kayıtlı bulunan Bolu İli, Mudurnu İlçesi, …, … mevki, … Ada, … nolu parsele ait arazi üzerinde yapılacak olan devre mülk projesi içerindeki dairelerden 15 adedi karşılığında tapu hisse oranının dairelerle karşılıklı devri kararlaştırılmıştır. Yine taraflar arasında yapılan mübrez 25/09/2014 tarihli “Gayrimenkul Satış Vaadi İnşaat Sözleşmesi ” ne göre, sözleşmenin konusu aynı parsele ait arazi üzerine yapılacak olan … Projesi içerisinde 15 adet dairenin projeye uygun olarak kat irtifaklarının devrine ait karşılıklı hükümler olarak belirlenmiştir. Sözleşme bedeli 5.maddeye göre 1.500.000,00 TL teminat senedi miktarı olarak belirlenmiştir. Davalı şirket, davacı şirkete Gebze …Noterliğinden gönderdiği 30/03/2015 tarihli , fesih bildirim ihtarnamesi ile daire alım bedellerinin şirket hesabına zamanında ödenmemesi sebebiyle karşılıklı olarak imza altına alınan 25/09/2015 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin tek taraflı olarak feshettiğine ilişkin ihbarnamesi, davacı şirkete 02/04/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dosyaya sunulan belgelerden, sözleşmenin devamı sırasında , davacının Halk Bankasında bulunan hesabından davalıya EFT yolu ile 15/09/2014 tarihinde 11.000,00 TL, 26/09/2014 tarihinde 50.000,00 TL, 15/10/2014 tarihinde 30.000,00 TL, 17/10/2014 tarihinde 17.000,00 TL olmak üzere toplam 118.000,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştür. … Genel Müdürlüğünce verilen cevapta , … Ltd. Şti.’ne ait hesaptan düzenlenen … seri numaralı, 12/12/2014 keşide tarihli ve 100.000,00 TL miktarlı çekin … Pendik Şubesi aracılığıyla, … seri numaralı, 13/02/2015 keşide tarihli ve 100.000,00 TL miktarlı çekin ise … A.Ş. Kartal Şubesi aracılığıyla tahsil edildiğinin tespit edildiği bildirilmiştir. Dosyaya sunulan dekont suretlerinden de ödemelerin … Ltd. Şti.’ne ait hesaptan yapıldığı görülmüştür. Yine ,… Bankası Şirinevler meydan Şubesinde bulunan dava dışı … şirketi hesabından davalı … şirketi hesabına EFT yolu ile 12/09/2014 tarihinde 9.000,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştür. Sözleşmenin devamı sırasında 12/09/2014 tarihinde dekontlar ile yapılan ödemeyi dava dışı … yapmış olup, 2017 yılında yaptığı bu ödemeleri davacıya önceden verdiği söz üzerine temlik ettiğine deir belge ibraz edilmiştir. Mahkeme,yargılama sırasında tanzim ve ibraz edilen dava dışı şirketin “alacağın temliki sözleşmesi” başlıklı belgede ,dava dışı şirketin ilk sözleşme ile ilgili olarak yaptığı nakit ödemeler ve sonradan verdiği çekleri ödeme (temlik) saymıştır. TBK 184/2 maddede “alacağın temliki sözü” geçerli sayılmıştır.Temlik edilen iki adet çek bedelinin temlik edence davalıya ödendiği … cevabından anlaşılmaktadır.Diğer ödemelere ilişkin (toplam 20.000,-Tl ) ödeme -EFT dekontları mevcuttur.Bu sebeple temlikin geçersiz olduğuna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile ödemeleri gösteren çekler ve EFT belgeleri,banka cevaplarına göre ,davalıya yapılan ödeme miktarı 803.000,00 TL olup, davalıya banka ve çek tahsilatı yapılan ödemelerin toplamının ise 317.000,00 TL olduğu,böylece davalı şirkete yapılan toplam ödeme tutarının 1.120.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Davalı taraf istinafında, davacının ticari defterlerine delil olarak dayandıklarını, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını ileri sürmüştür.Mahkemece, tebligat geçersizliği sebebiyle öğrenme tarihi esas alınarak, davalılarn cevap dilekçelerinin süresinde verildiği kabul edilmiştir. Davalılar, cevap dilekçelerinde delillerini bildirmediği gibi, ayrıca delil listelerini de vermemişlerdir.Ancak, yukarıda da açıklandığı üzere, ödemeler dava dışı … şirketi üzerinden yapıldığından, çek ve EFT şeklinde ödemeler bulunduğundan , yani 803.000,-TL lik kısım dışındaki ödemelerin davacı şirketten … şirketine gönderildiği belli olup, 803.000,-TL’lik elden ödeme de … Şirketi ile ilintili ödeme olduğundan, bu yönden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının,dosyaya katkı sağlamayacağı kanaati ile ,davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Taraflar arasındaki ilk sözleşme … LTD ile yapılmıştır.Bonoyu da … LTD imzalamıştır (diğer davalı kefildir) bu sözleşme ifa edilmeyince 2. sözleşmeyi davalı … A.Ş olarak yapmıştır.Bu sözleşmenin 5. maddesinde teminat senedi verildiği yazılmıştır ve teminat senedinin kat irtifak tapuları verildiğinde hükümsüz kalacağı düzenlenmiştir. Dosya kapsamından,davacının ödemeyi tam olarak yapmadığı, davalının kat irtifakı tapularını vermediği, davacının da sözleşmeye göre % 50 hissesini devretmediği anlaşılmaktadır. Esasen davacı ilk sözleşme gereği yerine gelmediğinden taşınmazın maliki olamadığı için hisse sahibi değildir.Ancak taraflar arasında 2. sözleşme yapılırkan ,ilk sözleşme ile bağlantılı olması sebebiyle, davacı “satıcı” olarak sözleşmeye yazılmıştır.Sözleşme feshedildiğine göre ,davacının malik olma kastı ile ve ilk sözleşme gereği yaptığı ,ancak malik olamadığı taşınmaz sebebiyle yaptığı ödemeleri davalıdan talep hakkı bulunduğu açıktır. Böylece ,mahkemenin davalı şirket yönünden , sözleşme gereğince eft’ler, çek ödemeleri ve “nakden ” yapılan ödemeler kapsamının 1.120.000,00 TL’nin teminat senedi içinde kalan ödemeler olduğu anlaşılmakla ,bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde ,maddi vakıa ve hukuki denetim yönünden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla,davalılardan …’nin stinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davalı … yönünden ise ,bu davalı verilen teminat senedini kefil sıfatı imzalamış olup,iş bu dava doğrudan bu senede dayalı bir alacak talebi ile açılmış bulunmamaktadır.Senedin teminat senedi olduğu açıktır.O halde kambiyo senetlerine özgü sorumluluk sonuçlarının kefile yöneltilmesi mümkün görülmemiştir.Senet yazılı delil başlangıcı niteliğindedir.kambiyo senetlerine özgü tükibe de konu edilmemiştir.Davacı , davalı şirkete verdiği paranın iadesini istemektedir.Bu itibarla ,dava doğrudan bonoya dayalı olarak açılmadığından, kefil olan bu davalıya davada husumet düşmediği anlaşılmakla, davalı …’in istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkeme kararı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında “Davalı … hakkındaki davanın husumetten reddine” dair aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davalılardan …’nin stinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, B-Davalı …’in istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek ,yeniden esas hakkında; 1-Davalı … hakkındaki davanın husumetten reddine, 2-Davalı …’ne yönelik davanın kabulü ile, 1.120.000,00 TL’nin 30/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber bu davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 3-Alınması gereken 76.507,20 TL karar ve ilam harcından ,peşin alınan 19.126,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 57.380,40 TL harcın davalı …den alınarak ,hazineye irad kaydına, 4-Davacıdan alınan 27,70 TL başvuru harcı ile 19.126,80 TL peşin harcın davalı …den alınarak, davacıya verilmesine, 5-Davacının yargılama sırasında yaptığı toplam 372,80 TL tebligat ve posta giderinin davalı …den alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 82.050,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalı …den alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı …’in ayrıca yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 1980,-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine, 9-Tarafların yatırdığı gider avansından artan kısmın ,karar kesinleştiğinde taraflara iadesine , İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 76.507,80 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 19.126,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 57.380,40 TL harcın davalı … ‘den alınarak Hazineye irat kaydına, Davalı … ‘nin yapmış olduğu istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Davacının ve davalı …’in istinaf gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/06/2020