Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/490 E. 2018/324 K. 23.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/490
KARAR NO : 2018/324
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2017
NUMARASI : 2016/468 E – 2017/736 K
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23/03/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının elektrik abone sözleşmesi olduğunu, haksız ve hukuka aykırı tahsil edildiğini ileri sürdükleri kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, enerji fonu ve TRT payı tutarlarının iadesine yönelik belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada bu bedeller için fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
07/06/2017 tarihli duruşma günü için davacı vekili İstanbul Anadolu 28. İş Mahkemesinin 2017/914 E. sayılı dosyasının duruşmasının bulunduğu, duruşmaya katılamayacağı ve mazeretinin kabulü ile duruşmanın başka bir güne bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, ancak bu celsede davalı vekili mazereti mahkemenin taktirine bıraktıklarını, mazeret kabul edilmediği taktirde davayı takip etmeyeceklerini beyan etmiştir.
Mahkeme 07/06/2017 tarihinde, “Davacı vekilinin geçen celse de mazeret verdiği, ön inceleme duruşmasının tek celsede tamamlanacağı, zorunu hallerde 1 kez ertelenebileceği, bu nedenle davacının mazeretinin reddine ve takip edilmeyen davanın dosyasının işlemden kaldırılmasına” karar vermiştir.
Mahkeme tarafından tarafların davayı takip etmemeleri nedeniyle 08/09/2017 tarihinde, işbu dava dosyasının yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve bu tarihten itibaren 3 aylık yasal süresi içinde davanın yenilenmediği gerekçesiyle “Davanın HMK’nın 150/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mazeretin haklı olduğunu belirterek, mazeretin reddi ile dosyanın işlemden kaldırılması ve sonunda davanın açılmamış sayılması kararının kaldırılması talebinde bulunmuştur.
Davacı vekili duruşmadan önce, aynı gün başka yerdeki duruşmasını mazeret olarak göstermesine rağmen davacı vekilinin isminin, mazerete dayanak gösterilen mahkemenin sunulan zabıt örneğinde bulunmadığı, ancak celbedilen kayıtlardan mazerete konu edilen diğer dosyada, bu dosya davacı vekilinin davalı vekili sıfatıyla tek vekil olarak göründüğü anlaşılmıştır.
Ön inceleme duruşmasına ilişkin hükümlerin düzenlendiği HMK 139 ve 140. maddeler kapsamında, ön inceleme duruşmasının 1 kez ertelenebileceği, duruşmaya taraflardan sadece birinin gelmesi ve yargılamaya devam edilmesini istemesi halinde yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğinin ihtaren bildirilmesi gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
Buna göre 19/04/2017 tarihli duruşmada, davacı vekilinin mazereti kabul edilerek bir sonraki duruşma günü olan 07/06/2017 tarihli duruşma gününün davacı vekiline yasal gerekli ihtar belirtilerek tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin ön inceleme duruşmasına 1 kez mazeret gönderdiği, mazeret sebebiyle duruşmanın 1 kez ertelendiği, davacı vekilinin ikinci kez belirlenen ön inceleme duruşmasına yeniden mazeret vermesi nedeniyle mahkeme tarafından mazeretin reddine karar verildiği, bu arada davalı tarafın da yargılamaya devam etmek istemediği ve davayı takip etmeyeceklerine dair beyanları çerçevesinde davanın dosyasının işlemden kaldırılarak süresinde yenilenmeyince davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesinde usul ve hukuka aykırılık bulunmamıştır. Mahkeme ön inceleme duruşmasını 2.kez davacının mazereti nedeniyle erteleyemeyeceği gibi; davalı, HMK 139 ve 140 maddeleri uyarınca davaya devam etmek istememiştir. O halde; her duruşma gününe, özellikle de üst üste ön inceleme duruşmasına, mesleki de olsa mazeret sunan davacının mazeretinin kabulünü zorunlu kılan bir yasa hükmü de yoktur. Eğer davalı, davacı katılmasa da ön inceleme duruşmasının yapılmasını ve davaya devam edilmesini talep etseydi, mahkemece devam edilebilirdi. Oysa somut olayda, davalı takip etmek istememiş ve mazeret takdiri hakime ait olmakla ve HMK 150. Maddesi hükümleri gözetilerek, mazeretin reddi ve işlemden kaldırma kararında hukuka ve usule aykırılık görülmemiştir. Aksi takdirde, ön inceleme gibi yasanın ivedi kıldığı ve kısa süreli yargılamayı hedeflediği celselerin, yasaya aykırı olarak uzamasına sebebiyet verileceği açıktır. Aksi düşünce halinde bir sonraki celsede de mazeret verilmeyeceği garantisi yoktur. Mazeret mesleki de olsa, tek avukat olarak çalışan vekillerin, tüm mahkemelerdeki duruşma günlerine göre duruşmaların düzenlenmesi söz konusu olamaz. Kaldı ki; ilk ön inceleme duruşması mazereti verilirken, yeni duruşma günlerinin mümkün ise tercihi dahi, davacı tarafça mahkemeye bildirilmemiştir.
Bu açıdan mahkeme davacı vekilinin 2. ön inceleme duruşmasına mazeretini kabul etmek zorunda olmadığından ve davalı da açıkça takip etmediğinden, mahkemenin dosyanın işlemden kaldırma ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına dair verdiği kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur.
Bu nedenle davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Peşin alınan harcın mahsubu ile yeniden alınmasına yer olmadığına
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/03/2018