Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/487 E. 2019/1945 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/487
KARAR NO : 2019/1945
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2017
NUMARASI : 2016/453 E – 2017/1116 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 10/12/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında abonelik sözleşmesi bulunduğunu, 05.11.2014 tarihinde … nolu tesisata ait 80008378 seri numaralı … marka sayacın endeks kayıtlarından şüphe edilerek 275871 kwh endeks işaretiyle söküldüğü, yerine yeni … marka … seri nolu sayacın takıldığı, sökülen sayacın labaratuvar incelemesinde, 08,12.2014 tarihli sayaç muayene talep ve sonuç formunun” Mekanizma muayenesi ve muayene neticesi sütununda,” Sayacın ölçüm devreleri arızalı, kayıt yapmıyor, sayacın ekran limiti 6 hane olduğundan toplam endeksi eksik görüntülüyor tespiti yapılarak ilk okuma: 05.11.2014, son endeks okuma 29/01/2015 tarihleri arasındaki sayaç tüketim kayıt değerleri baz alınarak sayacın 47285 kwh eksik kayıt yaptığı gerekçesiyle, eksik tüketim bedeli tahakkuku yapıldığını, davada 47285 kwh eksik ve 2015/01 dönemiyle ilgili olarak da 16362,88 kwh elektrik tüketimi olmak üzere toplam 63647,88 kwh’lik tüketim bedeli olarak 30/01/2015 tarihli fatura ile 19.893,50 TL borç tahakkuku yapıldığını, taksitlendirme sonrası 4.167,29 TL peşinat ve bakiye 17.103,25 TL 8 taksit olarak yapılandırıldığı ve bu tutarın ödendiğini beyanla, fazla tahsil edilen 18.000,00 TL elektrik bedelinin 12/02/2015 son ödeme tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının itiraz ettiği dava konusu faturada hata olmadığı, yapılan işlemlerin mevzuatlara uygun olduğu belirtilerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; alınan bilirkişi raporunda … test nolu sayacın ölçü ve ölçü aletleri muayene yönetmeliği hükümlerine uymadığından mekaniksel muayenesinin yapılmadığı, mahallinde sayacın eksik kayıt yaptığı ile ilgili bir inceleme yapılmadığının tespit edildiği, kurum yetkililerince 05/11/2014 zabıt tarihinden geriye dönük, sayacın hatalı eksik tüketim kaydettiği gerekçesi ile aboneye 18.000,00 TL borç tahakkuku çıkarılmasının yürürlükteki mevzuata uygun bulunmadığı, davalı kurumca suça konu edilen 2002 yılı üretimi … marka sayacın, mührün orjinal olup olmadığı ile ilgili, İstanbul Ölçü Ayar İl Müdürlüğünden alınması gereken bilirkişi raporunun alınmadığı, evrakın dosyada bulunmadığı, sayacın içindeki pilin maks. 10 yıllık kullanım süresinin 2 yıl geçmiş olduğu, sökülen … marka sayaç dönemine ait günlük ortalama tüketim değerlerinin, … marka yeni sayaç dönemine ait günlük ortalama tüketim değeri ile oranlandığında 285,49 KWH/gün 204,798 KWH/gün =1,394 kat suça konu alan … marka sayaç döneminde daha fazla elektrik tüketimi yapıldığı tespit edilip, sayacın hatalı kayıt yapmadığı sayaç endekslerinden tespit edildiğinden, dosyadaki 05/11/2014 tarihli sayaç muayene ve sonuç formu ile ilgili, aktif sayaca laboratuvarda %5, %50, %100 yük (klima, fırın, makine) vb. cihazlar bağlanarak, tespit edilmesi gereken sayacın hata yüzdelerinin tespit edilmediği, teknik tespitlere göre “tutanakların okunaklı ve eksiksiz doldurulması esastır “hükmüne davalı kurum tarafından uyulmadığı, kurum tarafından abonenin iş yerinde yapılması gereken denetim ve periyodik kontrollerinin kurum tarafından yapılmasına engel bir durumun bulunmadığı, davacı aleyhine haksız olarak 18.000,00 TL tutarında haksız/eksik elektrik faturası düzenlendiği gerekçesiyle ;”Davanın kabulü ile 18.000,00 TL ‘nin 12/02/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, ” karar verilmiştir. Mahkemenin bu kararına karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.İstinaf dilekçesinde;sayaç muayene raporunda ” Sayacın ölçüm devreleri arızalı, sayaç kayıt yapmıyor, sayacın ekran limiti 6 hane olduğundan toplam endeksi eksik görünüyor.” şeklinde açık sonuç bulunduğunu, dava konusu faturanın , sayacın eksik kayıt yaptığının tespiti üzerine mevzuata uygun olarak düzenlenmiş eksik tüketim faturası olduğunu, dosyaya sunulan muayene raporu aksi ispat edilinceye kadar kesin delil hükmünde olduğu gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sayacın doğru tüketim kaydettiği şeklindeki tespitin de zorlayıcı bulunduğunu, bilirkişi raporundaki hesaplamaya itiraz ettiklerini, itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi tarafından mevzuata uygun inceleme ve hesaplama yapılmadığını, bilirkişi tarafından, mevzuata uygun olarak tüketim endeksleri üzerinden, sayacın ihtilafsız dönem ve sağlıklı ölçüm yaptığı tarihler belirlenip, belirlenemiyor ise; yeni sayaç takıldıktan sonraki ilk iki fatura üzerinden inceleme ve hesaplama yapılması gerektiğini, sayaç üzerindeki pilin kullanım süresinin tespitine dair belirlemenin bile, eksik tüketim konusunda bir belirleme olduğunu,ayrıca kararda faiz başlangıcının da hatalı tespit edildiğini, ayrıca, herbir taksit ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilebileceğinin de düşünülmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava konusu miktarla ilgili, kurumda yapılan protokol ve peşinat ödeme tarihi 12/02/2015 olup, dava ise 26/04/2016 tarihinde açılmıştır.6098 sayılı TBK’nun 78.maddesi gereğince, 6098 sayılı TBK’nun 78.maddesi gereğince, borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse, yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Bu maddede belirtilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır. Başka bir deyişle, davacı hataya düşmeseydi, davalıya edada bulunmayacağı anlamına gelmektedir. Davacının, tahakkuk ettirilen borcu, taksitlendirme protokolü gereğince kalan için 17.103,25 TL üzerinden 1 peşin 8 taksit halinde taksitlendirdiği, davadan önce davacının peşin 4.167,29 TL ile birlikte dava dilekçesinde toplam 18.000,00 TL olarak yaptığını bildirdiği ödemenin istirdadı talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Konuya ilişkin Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/21355 E.2018/11365 K.sayılı ilamında “Davacı tarafından imzalanmış olan 29.06.2011 tarihli taahhütname ve ekinde yer alan taksitlendirme protokolünde davacının herhangi bir ihtirazi kaydı bulunmadığı gibi bu konuda iddiası da bulunmamaktadır. Davacının imzaladığı taahhütname ile taksitlendirme protokolünü iradi olarak yapıp, daha sonra sözkonusu protokol uyarınca yapılan yapılandırma kapsamında kalan fatura borcuna ilişkin tahakkukun fazla olduğundan bahisle dava açması BK’nun 62. maddesine aykırıdır. Hal böyle olunca; herhangi bir zorlama ve baskı altında olmaksızın iradi olarak düzenlenen protokol sonrası anılan protokol kapsamında yer alan fatura borcuna ilişkin tahakkukun fazla olduğundan bahisle dava açılamayacağından, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerektiği” belirtilmiştir. Davacının, dava tarihi olan 26/04/2016 tarihinden önce, ihtirazi kayıt koymadan ödediği bedel yönünden, davacının bu ödemeyi yapmasını zorlayan elektrik kesintisi yapılacağını gösterir tebligat , belge ve kayıt sunulmadığı, böylece Yönetmeliğin 20 inci maddesinde hakkını kullanmak isteyen davacı tarafın ihtirazı kayıt koymadan taksitlendirme için başvurarak, davalı ile iradi protokol yapması karşısında, işbu dava öncesinde ödenen peşinat ve taksit bedellerinin aslında taksitlendirme protokolü gereği davacı tarafça ödenmesi gereken yapılandırma borcu içinde olduğu açıktır.Davacı ödemelerinin dava öncesinde ihtirazi kayıtla yapıldığını ispat edememiştir. Davadan önce yapılan tüm ödemelerin taksitlendirme protokolüne tabi iradi bir ödeme olduğu anlaşılmıştır.Bu açıdan, ihtirazi kayıt yapılandırma protokolü sırasında ileri sürülmediğinden, taksitlendirme protokolünde ihtirazi kayıt bulunmadığı gibi iradi ödeme yapılmış olması nedeniyle yukarıda açıklanan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin emsal kararı da dikkate alınarak, davanın reddi gerekirken, kısmen kabulüne ilişkin mahkeme kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle,davalının istinaf talebinin kabulü ile, bu konuda yeniden yargılama yapılmaksızın karar HMK 353/1-b-2.madde gereğince düzeltilerek “Davanın reddine” ilişkin yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında;1-Davanın reddine,2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre alınması gerekli 31,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 307,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 276,00 TL harcın isteği halinde davacı tarafa iadesine,3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-Davalının yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 1.980,00 maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Gider – delil avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,İstinaf incelemesiyle igili olarak;Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahmesince iadesine,Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 23,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/12/2019