Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/463 E. 2019/1891 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/463
KARAR NO : 2019/1891
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2017
NUMARASI : 2016/496 E – 2017/612 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. ait, … nolu aboneliğin … Camii Dükkan Yönetimi adına yapıldığını, daha sonra tahliye edilerek aboneliğin kapatıldığını, buna rağmen davalının, davacıya ait 5 adet dükkanın da yer aldığı toplam 23 adet dükkan için fatura tahakkuku yaptığı, bu bedelden 5 adet kendilerine ait dükkan için tahakkuk ettirilen 5.278,10 TL’lik kısım için haksız ve yersiz tahsilat yapıldığı iddiasıyla takip yaptıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra takibine devam edilmesini, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davacıdan tahsil edilen haksız bir bedel bulunmadığını, yapılan ödemenin kayıt altına alınamayan döneme ilişkin kullanım bedeli olduğunu, tahliye endeks tüketiminden dolayı 07/01/2015 tarihinde yapılan endeks okumasıyla hesaplanan 24.279,15 TL bedelin, takibe konu 5.278,10 TL’lik kısmının, …. Camii dükkan yönetimi adı altında işlem gören aboneliğin, davacıya ait 5 adet dükkana düşen elektrik kullanımana ilişkin olduğunu, davacıdan alınan bedelin müvekkil şirketçe verilen hizmet karşılığı olup haksız ve yersiz ödemeden söz edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; faturadan malik ve fiilen kullanan kişiler müteselsilen sorumlu olduğundan alacaklı tek birine başvurabileceği gibi her ikisine de aynı anda başvuru yapılabileceğinden, malik ile fiilen kullanan ya da abonelik sözleşmesinde adı geçenler arasındaki iç ilişkinin davalı kuruma karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine ve İİK 67/2. fıkrasına göre davacı-alacaklının takibin yapılmasında haksız ve kötüniyetli olduğu hususu ispat edilemediğinden yasal koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf başvurusunda özetle; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, 2009 yılında yetkili olan Tedaş tarafından abonelik işlemlerinin yapıldığını, aynı tarihte tahliye kesme iş emrinin düzenlendiğini, bu işlemin evrak üzerinde yapılmasına rağmen fiili olarak Tedaş tarafından kesme işleminin yapılmadığını, tahliye kesme iş emri düzenlendiği ve tahliye işleminin gerçekleştiği tarihteki “borcu yoktur” belgesinin kurumda mevcut olduğunu, kayıt altına alınan dönemden müvekkilinin sorumlu olamayacağını, aboneliğin ise, cami yönetimi adı altında yapıldığını ve fiili kullanıcının ise, tahliye olması nedeniyle aboneliğin kapatıldığını, kararın eksik incelemeye dayalı olarak verildiğini ileri sürmüştür. Dava, tahliye sonrasındaki döneme ait borcun abone olmayan malik tarafından ödenmesi nedeniyle ödeme sonrasında, ödenen bedelin iadesi istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.Uyuşmazlık; fiili kullanıcı ve abone olmayan malikin, tahakkuk ettirilen elektrik tüketim bedelini ödemesi nedeniyle, söz konusu tüketim bedelinden sorumlu olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, dava konusu beş adet dükkanın bulunduğu yerde davacı …’nin, … Camii sıra dükkanlar adresinde bulunan 23 adet dükkandan 5 adet işyerinin maliki olduğu, davalı şirket ile … Camii Dükkan Yönetimi arasında abonelik sözleşmesi yapıldığı, 24.279,15 TL toplam ödenmeyen elektrik tüketim tutarının davacı Belediyeye ait 5 dükkana tekabül eden 5.278,10 TL’lik kısmın davacı … tarafından davalı … ödendiği, dava konusu tutar karşılığının elektrik tüketimi yapıldığı ve bu tüketim miktarının tahliye iddiasına konu yer abonelik üzerinden gerçekleştirildiği, teknik olarak aynı sayaç üzerinden ayrıca süzme sayaç kullanmaksızın 23 adet dükkandan kullanılan enerji toplamının teknik olarak ölçüye dayalı ayrıştırılması mükmün olamayacağından eşit olarak bölüştürüldüğü anlaşılmıştır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, elektrik ve doğalgaz bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, aboneliğinin bulunduğu yerin 2009 yılında abonelik işlemlerinin yapıldığı ve aynı yılda tahliye kesme iş emdi düzenlendiği, fiili olarak kesme işleminin …AŞ tarafından yapılamadığı, zira dava konusu 5 adet dükkan dışındaki diğer dükkanlar ile beraber tek aboneliğin …. Camii Dükkan Yönetimi tarafından yapıldığı, her bir dükkan için ayrı bir sayaç bulunmadığı ve ayrı bir abonelik tesis edilmediği anlaşılmaktadır. Esasen bilirkişi raporunda da, dosyadaki bilgiler çerçevesinde bu husus keşfen ve yerinde yapılan inceleme sonucunda bu durum tespit edilmiştir. Dolayısıyla bu yerin de içinde bulunduğu tek aboneliğin bu nedenle sonlandırılmadığı açıktır. Dava konusu yapılan 5 adet dükkan ile ilgili tahakkukun kayıt altına alınamayan döneme ilişkin kullanım bedeli olduğu ve toplam 23 adet dükkan ile ilgili tek sayaçtan tahakkuk ettirilen miktarın dükkan başına ayrıştırması yapılarak tahakkukun oluşturulduğu, her bir dükkan için tek bir sayaç bulunmadığından bu sorunun yaşandığı anlaşılmıştır. Ardından davacı belediyenin mülkiyeti kendisine ait 5 adet dükkan ile ilgili tahakkuk ettirilen bedeli herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın davalıya ödediği de dikkate alındığında, bu tahakkuk ile ilgili borcu kabullenip üstlenerek davalı kuruma ödediği kabul edildiğinden tüm dosya kapsamı toplanan deliller ve alınan rapor ve fiili durum tespiti karşısında, müstakil aboneliği bulunmayan bu dükkanlar ile ilgili aboneliğin resmen sonlanmadığı, esasen 22/01/2019 tarihli camii yönetiminin abone bağlama emri ile bu yerdeki aboneliğinin halen devam ettiğine dair tutanak kapsamı doğrultusunda malik sıfatıyla davacının, borcu üstlenip ihtirazı kayıtsız ödediği dikkate alınarak ve bu hususun malik ile abone veya fiili kullanıcı arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiği gözetilerek, verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı kanaatiyle davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla, istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/12/2019